| Dolaştığımız bölgede bir soygun olmuştu ve şüphelileri arıyorlardı. | TED | لقد كانت هناك سرقة في المنطقة، وكانوا يبحثون عن المشتبه بهم. |
| Ama en azından olağan şüphelileri ekarte ettim. | Open Subtitles | ولكن على الأقل أنا من يحكم المشتبه بهم المعتادين. |
| Buna vaktimiz yok Ryan. Şu an serbest dolaşan şüphelileri gördüm. | Open Subtitles | ليس لدينا وقت لهذا ، لدي اتصال مع المشتبه بهم الذى هم طليقون حتى الان |
| Açıkçası, bazı beyazların siyah şüphelileri yanlış teşhis etme eğiliminde olduğunu düşünüyorum, ...çünkü onların, özellikleri ayırt etme ile ilgili sorunları var. | Open Subtitles | هل عليّ أن أظن بأن أبيض مال إلى، مشتبه به أسود خاطئ لأن لديهم مشاكل |
| O polisler şüphelileri dövmek, delilleri karartmak ve sebepsiz yere silah sıkmaktan suçlanmışlar. | Open Subtitles | أتهم هؤلاء الشرطة بضرب المتهمين وزرع الأدلة والتغطية على إطلاق نار غير مستفز |
| Bu ayın başlarında Küba'ya gelirken görüntülenen El Kaide şüphelileri | Open Subtitles | مشتبه بهم القاعدةَ، رَأى على وصولهم في كوبا في وقت سابق من هذا الشهر، |
| Memurlarıma göre, bir odada bütün gün sorulara cevap verirken şüphelileri bulmaları biraz zordur. | Open Subtitles | في الدفاع ع المحقيقين انه من النوع الصعب بإيجاد مشتبهين وهم يجاوبون ع الاسئله في هذه الغرفه طيلةَ اليومَ |
| Liste o kadar uzun ki, şüphelileri sorgulamak aylar alır. | Open Subtitles | إنّ القائمةَ طويلةُ جداً هي يُمْكِنُ أَنْ تَستغرقَ الشهورَ لإسْتِجْواب كُلّ المشتبه بهم. |
| İpuçlarını takip ederiz, şüphelileri eleriz, katili yakalarız. | Open Subtitles | نتبع الدليل ونقلل أعداد المشتبه بهم ثم نقبض على القاتل |
| şüphelileri karanlıkta tek başına tutarsın. | Open Subtitles | إنك تقوم بعزل المشتبه بهم في الظلام هكذا هو الأمر |
| Evet, bütün şüphelileri yakaladığını söyledi. | Open Subtitles | أجل ، لقد قالت انكم ألقيتم القبض على كل المشتبه بهم |
| Yani Terör şüphelileri gibi değil. | Open Subtitles | وذلك لا يحدث عادةً مع المشتبه بهم بالإرهاب |
| Sırada şu var, sistemli çalışıp şüphelileri azaltmalı ve düşmanlarının bir listesini çıkarmalıyız. | Open Subtitles | التالي هو أنه علينا أن نكون ممنهجين ونقلل عدد المشتبه بهم ونقوم بتحديد قائمة بأعدائك |
| Tüm deli şüphelileri, Sweets'in sorgulamasına izin mi vereceğiz? | Open Subtitles | عديم التفكير هل سنجعله يستجوب جميع المشتبه بهم المجانين؟ |
| Çünkü şüphelileri siyahi, sarışın ya da esmer olarak tarif etseydim, onların toplarını attırırdım. | Open Subtitles | لأنني إن حدث وعلمت أن المشتبه بهم سود , صفر , أم سمر سأحطمهم تحطيما |
| Bu haftanın şüphelileri, gelecek haftanın kurbanları, öyle değil mi? | Open Subtitles | المشتبه بهم هذا الأسبوع هم ضحايا الأسبوع القادم , صحيح ؟ |
| Bir şüphelileri varmış ve sert biriymiş. | Open Subtitles | ،كان لديهم مشتبه به كان وغداً سافلاً صلباً |
| Üzgünüm şerif ama profesyonel nezaketime cinayet şüphelileri dahil değil. | Open Subtitles | آسفة يا سيادة المأمور ولكن لباقتي العملية لا تشمل المتهمين في جرائم القتل. |
| ARAÇ SOYGUNU ŞÜPHELİLERİ | Open Subtitles | مطلوبين: مشتبه بهم في سرقة شاحنة تقل نقود |
| Sayın yargıç polisin sanıkları azaltmadan önceki şüphelileri sorgulamak istiyoruz. | Open Subtitles | يا حضرة القاضي, جميعنا نريد أن نستجوب الشهود الذين تعتبرهم الشرطة مشتبهين قبل أن حصر تركيزهم على المتهم |
| Bana şüphelileri kamyona tıktığınızı söyleyin. | Open Subtitles | أخبرنى الاًن أنك قبضت على المشبوهين داخل صندوق سيارتك |
| Dedektif Nikki Heat davayı alıyor ve adamın ölmesini isteyecek şüphelileri sorguluyor. | Open Subtitles | وتتحقّق مع المُشتبه بهم الذين يُريدون الرجل ميّتاً. هناك زوجة يافعة، بالطبع. |
| Müfettiş Kim, şüphelileri kaçarken gördüğünüzü söylüyorsunuz. | Open Subtitles | حضرة المفتش ، قُلتَ رَأيتَ المشتبه بهمَ يَهْربونَ |
| Bütün şüphelileri elinizden kaçırdınız, çünkü ikiniz dövüşüyordunuz. | Open Subtitles | فَقدتم كل المشتبهين بهم لأنكم كنتم تضربون بعضكم البعض؟ |
| Kendi güvenliğimiz şüphelileri yakından izliyor. | Open Subtitles | رجال الأمن الداخلي، يقومون بمراقبة كلّ شخصٍ مشتبهٍ به .. |
| Bayan, CIB şüphelileri saptadı. | Open Subtitles | سيدتي وحدة مكافحة الجرائم قاموا بتحديد مكان المشتبه بهما |