Beş dakika sonra getireceğim. Balık ve şalgam güveci. Daha çok şalgam. | Open Subtitles | سأفرغ بعد 5 دقائق من اعداد السمك واللفت، وغالباً ما سيكون اللفت |
şalgam suyunda bulunan peroksidaz emziminden dolayı yanlış pozitif verdi. | Open Subtitles | كانت موجبة خاطئة, من إنزيم البيروكسيديز وجد في عصير اللفت. |
Uzman, kök sebze yemem gerektiğini söyledi Günde on üç adet şalgam yersem topraklanırmışım köklenirmişim. | TED | قال أخصائي التغذية أنني يجب أن أأكل الخضروات الجذرية وأنه لو تمكنت من أكل 13 حبة من اللفت يومياً سأصبح متزنة، قوية. |
Teşekkürler şalgam. Ne kibar bir korkuluksun. | Open Subtitles | ،شكراً يا رأس الفجل أنّى لك كلّ هذا الحنان و اللطف |
şalgam kamyonundan düşmüş gibi bir halim mi var, sürtük? | Open Subtitles | هل أبدوا أنني وقعت من شاحنة لفت أيتها العاهرة |
notlarımı yazdığım kağıdı kaybettim ve şalgam mı havuç mu almam gerektiğini hatırlayamadım, ikisini de aldım. | Open Subtitles | فقدت انزلاق أن أنا جعلت الملاحظات على وأنا لا يمكن أن تذكر ما إذا كان هناك اللفت أو الجزر، حتى حصلت على حد سواء. |
Bütün gün güneşin altında "Sihirli şalgam" toplayıp durdum. Ben... benim içimde, güneşin bile aydınlatmadığı yerlerimde kıvranıp duran bir solucan var, ve ben artık bundan sıkıldım, tamam mı? | Open Subtitles | لقد كنت في الخارج طوال اليوم أجمع اللفت السحري لدي دودة في أحشائي تعبث في أماكن لا يُشرق عليها الشمس |
Ya eğer o ve Leo şalgam alırlarsa ve fark ederlerse ve sonra korkunç bir şey olursa onlara? | Open Subtitles | لكن ماذا إن خاضَت هي و "ليو" عملية "اللفت" تلك، ثُمَّ اكتشفوا الأمر، و بعدها حصل لهم أمر مُريع؟ |
Bir süre şalgam kafayla ilgilenebilirim. | Open Subtitles | اسمعي، لا يهم. يمكنني الاعتناء برأس اللفت قليلاً. |
Evet, bir maymunun kafasından şalgam suyunu almaya çalışmak gibi olur. | Open Subtitles | اجل , هذا سيكون اشبة بمحاولة الحصول على عصير اللفت من رأس قرد |
Tabii ya, sanki şalgam dolu traktörden düşen bir köylünün kıçına sonda sokmaya vakitleri varmış gibi. | Open Subtitles | نعم, وكأن لديهم وقتاً للتحقيق مع بعض الحمقى اجتماعياً الذين سقطوا من شاحنة اللفت |
Şalgamla yapıyorlar. Her şeyde şalgam var. | Open Subtitles | إنهما يصنعونها باللفت الأصفر ثمة الكثير من اللفت الأصفر هنا |
Annem havuç babam şalgam sever. | Open Subtitles | الأم يحب الجزر والأب يحب اللفت. |
Oğlum, şalgam kamyonundan düştün. | Open Subtitles | لقد سقطت للتو من على شاحنة اللفت يا رجل |
Şimdi bunu, buz gibi bir bardak şalgam suyuyla kutlayalım. | Open Subtitles | الآن دعونا نحتفل بشرب كأس من عصير اللفت |
Haşlanmış şalgam, tavada şalgam, şalgam püresi... | Open Subtitles | اللفت المسلوق ، اللفت المقلي ! أم اللفت المهروس |
Yarım şalgam, iki yemek kaşığı soya loru... üç sap kurt üzümü, ...on kayısı, bir parça meşe ve patlıcan. | Open Subtitles | نصف اللفت وملعقتين كبيرتين من التوفو... وثلاث حبات صغيرة من توت الذئب ... عشرة حبات مشمش ، وبعض شرائح من السنديان... |
şalgam, soğan, lahana... havuç... | Open Subtitles | اللفت هنا، البصل، القرنبيط... الفجل |
şalgam, soğan, lahana... havuç... | Open Subtitles | اللفت هنا، البصل، القرنبيط... الفجل |
şalgam köklerinden yapılma yalancı bufalo bifteği yerlerdi. | Open Subtitles | أكلو شرائح لحم بقر مزيفة معدة من جذور لفت مسالمة |
Bir şalgam olabilirsin, ama sen iyi bir şalgamsın. | Open Subtitles | قد تكون قرنبيط لكن , أنت قرنبيط جيد |
Anneniz "şalgam" dediğinde ne yapacağınızı hatırlıyorsunuz değil mi? | Open Subtitles | يا أولاد تتذكرون ماذا تفعلوا "عندما تقول أمكم "روتبيكا صحيح؟ |