"şansı yok" - Translation from Turkish to Arabic

    • لديه فرصة
        
    • لا توجد فرصة
        
    • لديه فرصه
        
    • ليس هناك فرصة
        
    • يوجد فرصة
        
    • هناك فرصه
        
    • يكن ليمتلك فرصة
        
    • لا يملك فرصة
        
    • فرصة له
        
    • غير محظوظ
        
    • لا فرصة لديه
        
    • تقف فرصة
        
    Goliath kolay bir hedef. Hiçbir şansı yok. TED جالوت كان كالبطة الجالسة. لم يكن لديه فرصة للنّجاة.
    Ve biliyorsun hiç şansı yok. Open Subtitles انا اعتقد أنه بمجنون ليفعلها بمفرده ياألكس وانت تعلم انه ليس لديه فرصة
    "Çinli adamın şansı yok." Bunu da söylüyorlar. - Bunu hiç duydun mu? - Hayır. Open Subtitles لا توجد فرصة لنجاح رجل صيني هذا ما يقولونه أيضاً
    - Aynı şey. Yardımın olmadan şansı yok. Open Subtitles ليس هناك اختلاف بدون مساعدتك لن يكون لديه فرصه
    Boks maçındaki gibi erkenden düşme şansı yok değil mi? Open Subtitles ليس هناك فرصة أن تسقط مبكراً مثل مباراة الملاكمة؟ انظر, أنا أدرك أن هذا ليس من اهتماماتك
    İyileşme şansı yok öyle mi? Open Subtitles ألا يوجد فرصة للشفاء؟
    Hasar kontrolünü yapabilirsem olmaması için şansı yok. Open Subtitles ..لو لم أسيطر على الأضرار .فلن يكون هناك فرصه لذلك
    Charlie'miz yılda bir tane yiyor. Hiç şansı yok. Open Subtitles وابننا شارلي لا يحصل سوي علي واحدة فقط في العام لا توجد لديه فرصة
    Kaçak olmak sağlıklı bir insana göre bile zor yani bu adamın hiç şansı yok. Open Subtitles من الصعب القبض على هارب عندما يكون بصحّة جيّدة. أمّا حالة هذا الرجل، ليس لديه فرصة كبيرة.
    Hamile kadının bebeğinin bu dünyadan olma şansı yok. Open Subtitles هذه الحامل طفلها ليس لديه فرصة بفى هذا العالم
    Çünkü sensiz hiçbirimizin buradan kurtulma şansı yok. Open Subtitles لأنهبدونكِ... لا توجد فرصة لأي منّا للهرب
    Eğer öyleysen de, inanılmaz derecede gelişmişsin ve insan ırkının karşında bir şansı yok. Open Subtitles إذا كنت أنتِ كذلك،ستكونين نموذج متقدّم جدا، والسباق مع انسان لن يكون لديه فرصه
    Herhangi bir suçla özdeşleşme şansı yok. Open Subtitles ليس هناك فرصة لحدوث جريمة بسماعه
    Hiç kimse içeri giremez. Hiç şansı yok. Open Subtitles لا يدخل احد هناك لا يوجد فرصة
    Bizim takımda hiç şansı yok. Open Subtitles -هل هناك فرصه لتكون معنا في الفريق؟
    Hiç şansı yok. Open Subtitles لم يكن ليمتلك فرصة أبداً
    Hiç şansı yok. Open Subtitles لا يملك فرصة للصمود
    - Hahaha Vajinaa. - Ona karşı hiç şansı yok. Open Subtitles انه جبان ، لا فرصة له في ان تصبح صديقته
    Yapmazsan, o ufak piçin hiç şansı yok. Open Subtitles إن لم تكن مستعداً، فالوغد الصغير غير محظوظ
    Yumurta kafaya baksanıza. Çocuğun ilerleme şansı yok. Open Subtitles أنظرا إلى ذلك الذكي، لا فرصة لديه ليصبح محترفاً.
    Demek sahte kimliklerimiz uyumlu ama... gerçek kimliklerimizin şansı yok. Open Subtitles حتى الأنفس وهمية لدينا متوافقة، لكن ذواتنا الحقيقية لن تقف فرصة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more