"şansımın" - Translation from Turkish to Arabic

• حظي
• فرصتي
• فرصي
• أملك فرصة

Buraya düştüğümde Şansımın döndüğünü düşünmüştüm.
حسبت أن حظي قد تغير عندما اكتشفت أنها انتهت إلى هنا

Eğer Şansımın tersine döndüğünü gösteren bir şey biliyorsanız belki bana da söyleme nezaketini gösterirsiniz.
إذا كنت تعرف شيئاً يشير إلى أن حظي قد إتخذ منعطفاً نحو الأسوأ، أيها الظابط ربّما تكون لطيفاً بما يكفي لتُشاركهُ معي

Güneş, çıplak şehrin berbat sokakları arasından batarken Şansımın değişeceğini hissediyor gibiydim.
فيما تغرب الشمس على الشارع الرئيس للمدينة العارية أشعر أن حظي سوف يتغير

Doktorlar bana hep hamile kalma Şansımın çok az olduğunu söylüyorlardı.
الاطباء يخبرونني دائماً ان فرصتي ضئيلة للحمل

Mutluluk Şansımın sonsuza kadar yittiğini biliyorum, fakat onun buradaki varlığı mutluluğu hatırlatacak, eminim, yüreğimin dayanacağından daha fazlasıyla hem de.
أعلم أن فرصتي للسعادة قد تلاشت لكن حضوره سيذكرني بهذا سيكون هذا فوق طاقتي

Buradan çıkmak için en büyük Şansımın o kadın doktor olduğunu biliyordum.
الآن, هذه الدكتور, أتفهم أنها كانت أفضل فرصي للخروج من هنا حياً.

Sanırım Şansımın bir gülümsemeyle zirve yapacağını düşündüm.
حسبت أن حظي قد بلغ ذروته بابتسامتك المقدرة

Şansımın değişmeye başladığını düşünüyorum, çünkü seninle tanıştım.
أفكر بأن حظي بدأ يتغيير لأني قابلتك

Aşık olma Şansımın olacağını hiç düşünmemiştim.
لم أفكر أبداً أنه سيكون في حظي الحب

Neyse, bütün kötü kumarbazlar gibi daha çok borca girip daha büyük riskler aldım, tek umudum Şansımın dönmesiydi.
على أي حال، قمت بكل ما يفعله المقامرون، استلفت المزيد ولعبت مستويات أعلى وأعلى على أمل، أن يتغير حظي ...

Öyleyse senin benim Şansımın değişmesine yardım etmeni isterim.
لذلك أودُ مِنك َأن تساعدني لِتغيير حظي.

Son zamanlarda ben Şansımın tükendiğini hissediyorum.
شعرت مؤخرآ بزوال حظي

Şansımın düzeleceğini düşünmüştüm.
إعتقدت بأن هذا قد يحسن حظي

Şansımın kötü olduğunu söylediler.
قالوا أن حظي سيء جداً

Bu gördüğün şey Şansımın iyi olduğunu söylüyor.
لأن هذا يقول إن حظي جيد

Şarkı söyleme Şansımın bir süreliğine bununla sınırlı olacağı göz önünde bulundurulunca, sana birkaç ipucu vereceğim.
بالنظر إلى أن هذه فرصتي الوحيدة لأغني لفترة قليلة سأعطيك بضعاً من النصائح

Size "Şansımın dönmesine" yaklaştığım zamanı anlatmış mıydım?
ألم أخبركم جميعاً عن الوقت الذي كدت أن أنال فيه فرصتي الكبرى؟

Hamile kalmak için tek Şansımın, o zaman olabileceğini biliyordum.
أعرف أن هذا كان قد يكون فرصتي الوحيدة بالحمل

Olursam da, Şansımın pek yüksek olmadığını duydum.
وبها , أنا أعرف أن فرصي في النجاة ليست جيدة

İşe alınabilme Şansımın daha yüksek olacağını düşündüm.
ظننت بأن ذلك سيجعل فرصي أكبر في الحصول على الوظيفة.

Unuttuysan söyleyeyim, SCU'ya girme Şansımın üstüne kusmuştum.
في حال نسيتِ لقد تقيأت على فرصي للدخول في جامعة سانتا كلارا.

Mahkemede hüküm giydirme Şansımın olmadığını düşündüğümü sanıyorsan bu fikirden caysan iyi edersin.
إذا كنت تعتقد بأنّني لا أملك فرصة في الحصول على اعترافٍ آخر بالمحاكمة أنا هنا لأقنعك بأن تخرج هذه الفكرة من رأسك