Efendim, sizin yardımınızla bu terörist hücresini öldürmeye ya da ele geçirip bu saldırıyı durdurmada yüksek şansımız var. | Open Subtitles | سيدي، نعتقد أنه بمساعدة منك لدينا فرصة كبيرة جداً لقتل أفراد الخلية الإرهابية أو اعتقالهم والحؤول دون حصول الاعتداء |
Onun aracılığıyla Wallace'ı bulmak için daha iyi bir şansımız var. | Open Subtitles | ولكن لدينا فرصة أن نجد والاس عن طريقها وهي في الخارج |
Yani bir şansımız var, dünyanın o köşesinde yeni bir gelecek yaratmak için. | TED | لذلك لدينا فرصة لبناء مستقبل جديد في ذلك الجزء من العالم، |
Çünkü şimdiye kadar spinternet ve otoriter tartışma ile başımıza gelen şeylere rağmen bu seslerin duyulmaması yönünde büyük bir şansımız var. | TED | لأنه حتى ما حدث ويحدث حتى الآن مع مثاليي الإنترنت والسلطة الإستبداية، فأن هناك فرصة عظيمة لأن تُسمع تلك الأصوات. |
İnsanlık tarihinde tamamiyle çocuk felcinden arınmış yeni bir başlık yazma şansımız var. | TED | لدينا الفرصة لكتابة فصل جديد خال من شلل الأطفال في تاريخ البشرية. |
Bir şansımız var, gidip oranın geleceğinin dünyaya açık olduğunu düşünmek için. | TED | لدينا فرصة للتفكير بالمستقبل كشيء منفتح على العالم. |
İkinci alan ise, uyku ve uyku bozukluğunu erken uyarı sinyali alarak kullanabilirsek içeri girme şansımız var. | TED | والمجال الثاني أنه إن أمكننا استخدام النوم واضطراب النوم كإشارة إنذار مبكرة، لتكون لدينا فرصة التدخل. |
Bence bunu değiştirmek için bugün, yarın, 2020'de şansımız var. | TED | وأعتقد أن اليوم والغد وعام 2020 سيكون لدينا فرصة لتغيير ذلك. |
İnsanları bu sorulara yönelterek onlardan cevap bulmalarını istediğimizde şuna inanıyorum ki bugün gelişen dünyada pek çok ülkede hâkim olan siyasetin yabancılaştıran ve tatminsiz etkisini düzeltmede çok daha fazla şansımız var. | TED | وعندما نقوم بإشراك الناس في هذه الأسئلة من أجل الإجابة عليها فأعتقد ان لدينا فرصة أكبر لمعالجة حالات السخط والنفور من السياسات السائدة في العديد من الدول في مختلف أنحاء العالم المتقدم اليوم. |
Şu dergiyi bırak ve beni dinle. Sadece tek bir şansımız var. | Open Subtitles | بربّك يا بوبى, ضع المجلة بعيداً و إنتبه ربما لدينا فرصة واحدة فى هذا |
Ne kadar yol aldığımıza bakın. Bir şansımız var. | Open Subtitles | أنظر كم قطعنا من المسافة حتى الآن لدينا فرصة |
Bu organizasyonu bir sonraki seviyeye çıkarmak için bir şansımız var. | Open Subtitles | لدينا فرصة لاتخاذ هذه المنظمة إلى المستوى التالي. |
Bana delilik savunması şansımız var mı söyleyebilir. | Open Subtitles | فعلية أن يخبرنى إذا كان لدينا فرصة فى نوع من انواع الاختلال العقلى |
Çünkü seni çıkartmak için bir şansımız var. | Open Subtitles | لأننا لدينا فرصة لإخراجك من هنا الآن, فرصة جيدة. |
Striker uçağı zamanında indirirse onları kurtarma şansımız var. | Open Subtitles | هناك فرصة بانُقذَهم إذا هبط سترايكر بتلك الطائرةِ في الوقت المناسب. |
Onu bulma şansımız var ama beni dinlemelisin. | Open Subtitles | هناك فرصة للحصول عليها لكنك يجب ان تنصت الي |
Maddenin yoğunluğu sonsuz değil ve bütün süreci tutarlı bir şekilde denklemler ile tanımlamak için bir şansımız var. | TED | مصير المادة محدود , و لدينا الفرصة لجملة منتظمة من المعادلات التي تصف العملية برمتها |
Bana delilik savunması şansımız var mı söyleyebilir. | Open Subtitles | فعليه ان يخبرنى اذا كان لدينا فرصه فى نوع من انواع الاختلال العقلى |
En ufak bir şansımız var mı bilmiyorum. | Open Subtitles | لستُ متأكداً إن كنّا نملك فرصة ضئيلة بالفوز |
Hâlâ 5 astronotu sağ salim eve getirme şansımız var. | Open Subtitles | لازال أمامنا فرصة لإحضار خمسة رواد فضاء للديار بأمان وسلام |
Bir şansımız var. | Open Subtitles | سوف يكونون هنا خلال ساعة الآن لدينا خيار واحد |
Duruşmaya gitmeme gibi bir şansımız var mı? | Open Subtitles | هنالك فرصة سانحة لعدم ذهابنا إلى المحكمة ؟ |
Biraz abartmış. Öldürülme şansımız var. Ama çok değil. | Open Subtitles | سأضيف أمرا آخر ,هناك احتمال بأن نقتل جميعنا |
Bu şeyin yapımında yardımcı oldum ve sadece tek bir şansımız var. | Open Subtitles | ولكنّي ساعدتُ في بناء هذا الشيء، ولدينا فرصة واحدة فقط |
Tamam. Hala onları yakalama şansımız var mı? | Open Subtitles | حسناً , هل يوجد فرصة إمكانية للحاقنا بهم ؟ |
Bu hayatı vermek için tek şansımız var Yapma! | Open Subtitles | لدينا فرصةٌ واحده فقط للعيش في هذه الحياه |
3 gün içinde ifade verme şansımız var. | Open Subtitles | لدينا فرصتنا لإدلاء الشهادة بعد 3 أيام. |
Olumsuz. Bunda tek şansımız var. Olasılıkları düşünmelisiniz... | Open Subtitles | أمر مرفوض ، فلدينا فرصة واحدة فقط يجب أن تقدر الوضع |
Yargıcın ne düşündüğünü anlamak zor ama bence kazanma şansımız var. | Open Subtitles | من الصعوبة توقع أفعال هذا القاضي لكني أظن بأن لدينا فرصةً قوية |