Şansıma onlara Amerikan hükümeti öğretmek zorunda değildim. | TED | لحسن الحظ لم يكن يتوجب علي ان ادرسهم السياسة الامريكية |
Bir sonraki şutta elime yüzüme bulaştırdım ama Şansıma gol olmadı. | TED | في التصويبة التالية لم أستطع التصرف، لكن لحسن الحظ لم تدخل المرمى. |
Ama Şansıma, birkaç dakika için kanepede dinleniyordum. | Open Subtitles | ولكن لحسن الحظ, كنت أستريح على الأريكه منذ بضع دقائق |
Şansıma bak ki son arzusu, anma konuşmasını benim yapmammış. | Open Subtitles | لحسن حظي أنني أخيراً سوف أقدم خطاب المديح |
Şansıma siyah geldi. | Open Subtitles | من حسن حظي أن الكرة سقطت بالاسود يا هوكر |
Şansıma ben mezun olmadan önce yürürlükten kaldırıldı. | Open Subtitles | و لحظي فقط، تم حل البرنامج قبل أن أنهي الأكاديمية. |
Şansıma Houyhnhnm'ler benim görüntümle, Yahoolar arasında benzerlik göremediler. | Open Subtitles | لحسن الحظ أن الهوينهيم لم يجدوا أي شبه بين شكلي وشكل الياهو الهمجيين |
Şansıma üç kat kıvrılmış buzdolabı kutusunun üzerine düştüm | Open Subtitles | لحسن الحظ سقطت على علبة كرتون ثلاجة جي اي المرن |
Şansıma, kütük gibi uyumana güvenebilirim. | Open Subtitles | لحسن الحظ انني ساعتمد عليك في جعلي انام كالوح |
Şansıma, müzayede evi parayı toparlayabilmem için bir hafta verdi bana. | Open Subtitles | لحسن الحظ , دار المزاد أعطوني أسبوعا لأجمع المبلغ |
Şansıma, ilişkide erkek olunca, soranlara kızın deli olduğunu söyleyebiliyorsun. | Open Subtitles | لحسن الحظ عندما تكون الرجل يمكنك أن تقول للناس إنها مجنونة |
Şansıma, neyse ki beraber olduğumuz zamanlarda hep baygındım. | Open Subtitles | لحسن الحظ كنت تحت آثار التخدير حين تسكعنا سويا |
Şansıma, çocuklarım o kadar zeki değil, hemen inandılar. | Open Subtitles | لحسن الحظ أولادي ليسوا من الامعين, لهذا إشتروه |
Benim Şansıma, şeker hastalığım, bu fırsatı bana 7/24 sunuyor. | Open Subtitles | لحسن حظي, فإن مرضي بالسكر يلازمني طوال الوقت. |
Zavallıcık dizini incitti ama Şansıma sevgili arkadaşım Mateo bana eşlik etmeyi kabul etti ki kendisi 3 defa uluslararası balo dans yarışmasını kazanmıştır. | Open Subtitles | ياله من مسكين جرح ركبته لكن لحسن حظي ان صديقي ميترو بطل ثلاث مرات في صالات الراقص |
Kendin için bu işin içindesin sanırdım. Şansıma, çoğu kez, benim de arkamı kolladın. | Open Subtitles | عندما نعتك بالأنانيّ، من حسن حظي أنني أملك شخصاً مثلك بجانبي |
Şansıma, babamın umurunda değildi. | Open Subtitles | حسناً؟ ، يا لحظي أبي لم يكن مهتماً |
Şansıma çantamda büyükannemle birlikte çekildiğimiz bir fotoğraf vardı. | Open Subtitles | لحسن الحظّ أحتفظ بصورة لي مع جدّتي في محفظتي. |
Şansıma kasabanın şerifleri namlı bir hırsızı farkemeyecek kadar dünyayı kurtarmakla meşgullerdi | Open Subtitles | لحسن حظّي فإنّ إنقاذ العالَم يشغل مأموري البلدة عن ملاحظة لصّ عاديّ |
Şansıma iki hafta sonra evi beyaz karıncalar bastı. | Open Subtitles | و من حسن الحظ أن هجوم النمل الأبيض حدث بعد أسبوعين |
Altın Yumurtalar'ı alma Şansıma mal oldun, dostum! Göster bakalım pençelerini. | Open Subtitles | لقد أضعت فرصتي في نيل البيضات الذهبيّة يا صاح. |
Ve Şansıma, çöpçümüz bana bisiklete binmeyi öğretti. | Open Subtitles | ولحسن الحظ, رجل القمامة علمني كيفية قيادة الدراجة |
Şansıma ben körüm. | Open Subtitles | لحسن حظى اننى اعمى |
Şansıma harika bir apartman bulabildim. | Open Subtitles | حالفني الحظّ -وجدتُ مبنى رائعاً |
Şansıma, şiltenin altında bazı formlar buldum. | Open Subtitles | ومن حسن الحظّ أن وجدتُ بعضَ الاستمارات تحتَ حشيةِ السرير |
Kısa bir süre içinde, cezamı altı aya kadar indirmiştim ve Şansıma, müdür başı dertten hiç kurtulmayan insanlardan birisiydi. | Open Subtitles | وسريعاً، لَم يبق إلا 6 أشهر في مدة عقوبتي ولحسن حظي كان الآمر يعاني مِن الناس الذين لا تنتهي مشاكلهم |
Şansıma adamın karşılığında istediği tek şey ufak bir öpücüktü. | Open Subtitles | من حظي, أن كل ما أراده .. الرجل . هو بعض التقبيل |
Şansıma kumarhane işleri de iyi gidiyor. Umarım daha milyon dolarlar kazanıp diğer örgütlere de dağıtabiliriz. | Open Subtitles | وأعمالي بالكازينو مزدهرة بل اتمنى أن أكسب ملايين أخرى |