"şansınız var" - Translation from Turkish to Arabic

    • لديكم فرصة
        
    • لديك فرصة
        
    • لديكما فرصة
        
    • لديك الفرصة
        
    • لديكم الفرصة
        
    Nihayet zayıflıklarınızdan kurtulma şansınız var. Tıpkı bu zayıf halimden kurtulacağım gibi. Open Subtitles أخيرًا لديكم فرصة لنحر هذا الضعف للأبد كما سأنحر هذه الهيئة الضعيفة.
    Bana düşmez ama iyi bir arkadaş bu işlere karışmaz. Eğer ayrılırsanız bir şansınız var, fazla değil ama var. Open Subtitles إذا افترقتما عن بعضكما فسيكون لديكم فرصة ليست فرصة كبيرة جونى و لكن فرصة
    Bugün bizimle uğraşmak için hiç de iyi bir gün değil. Kaçmak için tek şansınız var. Open Subtitles اليوم ليس اليوم المناسب للعبث معنا لديكم فرصة واحدة للهروب
    Pekâlâ, durum şu, Bay Allen, hala şansınız var. Open Subtitles حسنا ، المهم يا سيد آلين أنك لا زال لديك فرصة هنا
    Her neyse, ikinizin, arkadaş olarak baştan başlama şansınız var. Open Subtitles بأيّ حال، لديكما فرصة للبدء من جديد كصديقَين،
    Bizi dinlemiyorsunuz. Bir şeyler yapma şansınız var... Open Subtitles أنت لا تسمع إلينا لديك الفرصة لتفعل شيء ما
    Kaliforniya'daki yarışmayı kazanma şansınız var diye düşünüyorsanız, hayır. Open Subtitles إذا تعتقد أن لديكم فرصة لفعلها والذهب إلى المنافسة فى كالفورنيا ، لا
    Tek kart alacaksınız... çünkü bir tek şansınız var. Open Subtitles لديكم بطاقة واحدة فقط، لأن لديكم فرصة واحدة وحسب
    - Bugs ve daffy, şimdi kazanma şansınız var. Open Subtitles باغس ودافي الآن لديكم فرصة كي تفوزوا
    Burada kalmak çok zor olsa da yine de bir şansınız var. Open Subtitles لديكم فرصة البقاء هنا ورغم أنه من الصعب
    Buradan sağ çıkmak için tek bir şansınız var! Open Subtitles لديكم فرصة واحدة لتخرجوا من هنا أحياء
    Tek mermiyle tek şansınız var. Open Subtitles برصاصة واحدة لديكم فرصة واحدة فقط.
    Ama kartınızı başka oyuncuya vererek günü sağ tamamlayabilme ve radyasyon bertaraf etme aşamasını geçme şansınız var. Open Subtitles لكن لديك فرصة للنجاة هذا اليوم بإعطاء بطاقتك للاعب آخر و النجاة من الإستبعاد الإشعاعي
    Kapıları hala kilitlememişler, bu yüzden hala bir şansınız var. Open Subtitles لم يغلقوا الأبواب بعد، ما زالت لديك فرصة
    O tüfekle beni vurmak için tek şansınız var. Open Subtitles لديك فرصة واحدة لتطلق عليّ النار بهذهِ البندقية
    İkinizin de, sadece rüyalarımızda görebileceğimiz bir hayatı yaşama şansınız var. Open Subtitles لديكما فرصة لتعيشا الحياة التي نحلم بها
    Birlikte zevk almanın bir yolunu bulma şansınız var. Open Subtitles تكون لديكما فرصة أفضل... إذا أمكنكما اكتشاف ما يمتعكما سويّاً.
    Yazı tura atın. Yarı yarıya şansınız var. Open Subtitles فلترموا عملة، لديكما فرصة %بإجابة صحيحة بنسبة 50
    "Kendinizi kötü hissetmeyin hâlâ önceliklerinizi gözden geçirip hayatınızda olumlu bir değişiklik yapma şansınız var." Open Subtitles "لا تشعري بالسوء "ما زالت لديك الفرصة "إلى إعادة النظر في أولوياتكِ وفهم الحب
    Bay Lark, bir kere de olsa doğruyu yapma şansınız var. Open Subtitles سيد (لارك)، أنت لديك الفرصة لكيّ تفعل شئ صحيح لنا
    Yine de devletten sosyal konutu satın alma şansınız var. Open Subtitles حسناً، لحسن الحظ، أنتم لديكم الفرصة لشراء ممتلكات المجلس هذه الأيام.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more