"şarapla" - Translation from Turkish to Arabic

    • النبيذ
        
    • نبيذ
        
    • بالنبيذ
        
    • بالخمر
        
    • بنبيذ
        
    • احتساء الخمر
        
    Bir saat içinde elimde bir kadeh şarapla küvetimde olmazsam, kendinizi ölmüş bilin. Open Subtitles إذا لم أكن في مغطسي مع كأس النبيذ الأحمر خلال ساعة فأنتما ميتان
    - Tamam. Muncie kasabasının Sağlık Departmanından geliyor. - şarapla başlamak ister misiniz? Open Subtitles حسنًا إنها إدارة الصرف الصحي كاملةً من مونسي هل تريدون بعض النبيذ كبداية؟
    - Tavuk, kuşkonmaz ve şarapla yapılıyor. - Ben de aynısından alacağım. Open Subtitles الدجاج البارد والهليون وزجاجة من النبيذ الفرنسي سأخذ شرحه
    sabah döneriz.. Bir şişe şarapla ateşin etrafın da oturduk. Open Subtitles ،ونعود هنا في الصباح ونلتف عند النيران ونفتح قنينة نبيذ
    Kutsal Topraklar'da on yıl sinekler ve yılanlar tarafından ısırıldık vahşilerce katledildik, bozuk şarapla zehirlendik kadınlar tarafından küçük düşürüldük, ateşler içinde kıvrandık ve bunların hepsini Tanrı'nın haşmeti adına yaptık. Open Subtitles عشرة سنوات في الأرض المقدسة أُصاب بعض الأفاعي والذباب اذبح من قبل الهمج واسمم بالنبيذ السيئ
    Gilda, bana şarapla çok ilgilenmediğini söylemişti. Open Subtitles لكن غيلدا أخبرتني أنك لم تتمتع كثيراً بالخمر
    Mahzeninizden küçük bir şarapla .gücümü toplamaya çalışıyordum. Open Subtitles لقد استرددت كامل عافيتى واعتقد ان بقليل من النبيذ من قبوك ساحصل على الباقى
    Sadece tavırlarıyla ve bir kadeh ucuz şarapla karşılaştım. Sözde Loire Vadisiymiş. Open Subtitles كل ما حصلت عليه هو قدح من النبيذ الرخيص وادي لواير,يا له من كذاب
    Oh, harika. Tamam, şarapla birlikte 20 doların üzerine çıktı. Open Subtitles عظيم، مع ثمن النبيذ سأصرف أكثر من 20 دولار
    Şu yaşlı kemikleri biraz güneşlendirmek, sahilde bir sandalye bulup, bir şişe şarapla günbatımını seyretmek. Open Subtitles للحصول على بعض أشعة الشمس على هذه العظام النخرة كرسي على الشاطىء , ليتر من النبيذ , ومشاهدة غروب الشمس.
    Bir elimde bir şişe şarapla diğerinde sutyenim. Open Subtitles مع زجاجة من النبيذ في يد واحدة ، وحمالة صدر لي في الآخر.
    Tek söyleyebileceğim, meyveli şarapla alerji hapımı bir daha hiç karıştırmayacağım. Open Subtitles و استطيع ان اقول بانني لن اخلط النبيذ باخلاقياتي
    Ekmek ve şarapla karnımızı doyurduktan sonra ekmek ve şarapla karnımızı doyurduğumuz zamanlardan hikâyeler anlatmalıyız. Open Subtitles بعد أن تناولنا الخبز و النبيذ سنقوم بقول حكايات لـ أوقات أخرى تناولنا فيها الخبز والنبيذ
    Left Bank'teki bir atölyede kaldım. Ekmek ve şarapla yaşamımı sürdürdüm. Open Subtitles عشت في غرفة بجانب البحيرة و لم أكل غير الخبز و النبيذ
    Haydi gel, günahımın kefaretini omlet ve bir şişe güzel şarapla ödeyeyim. Open Subtitles دعنا نُكفّر عن خطيئتى ببيض اومليت مع زجاجة من... ا نبيذ معتق
    Bir parça çikolata ve bir yudum şarapla dağa tırmanamazsın. Open Subtitles لا يمكنك أن تتسلق جبل ولم تأكل سوى قطعة شوكولاته ورشفة نبيذ
    Hadi ama, Orada oturmuş bir şişe şarapla basketbol maçı izlediğini biliyorum. Open Subtitles اعلم انك تجلس هناك ومعك بطل نبيذ تشاهد كرة السلة
    Ona aldırma. Şarabı bana ver. Bakalım şarapla ne yapabileceğim. Open Subtitles لا تهتمي به ، أعطيني النبيذَ دعيني أرى ما يُمْكِنُ عمَله بالنبيذ
    Saatler geçtikçe çekingenlik şarapla eriyip yok olacak. Open Subtitles أيها المتأخر المتواضع إستعد أن تهدأ بالنبيذ
    Senden bu spagetti sosu şeylerinden bazılarını alıp içini şarapla doldurmanı istiyorum... Open Subtitles اريدك ان تأخذ زجاجات صلصة الطماطم المملؤة بالنبيذ
    Beni şarapla etkisiz hale getirip benden davayla ilgili bildiklerimi öğrenmeye çalışmıyorsun değil mi? Open Subtitles انت لا تحاول إغرائي بالخمر لتكتشف ما أعرفه عن هذه القضية، أليس كذلك؟
    Babam, böyle bir birlikteliği iyi bir şarapla kutlardı. Open Subtitles كان ليحتفي أبي في مثل هذه المناسبة بنبيذ طيّب
    şarapla Thai yemeği yemenin senin için bu kadar önemli olduğunu bilmiyordum. Open Subtitles فلم أكن أعلم بأن احتساء الخمر والطعام التايلندي بهذه الأهمية بالنسبة لك.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more