| Sizin de mühendislik bilginiz takdire şayan. | Open Subtitles | أن علمك في الهندسة هو الأكثر إثارة للإعجاب. |
| Ortak çalışmalarımızda takdire şayan başarı sergilediniz. | Open Subtitles | كنتما رفيقان مثيران للإعجاب في جهودنا المشتركة |
| Bu takdire şayan, sayın delege. | Open Subtitles | مثلما سأكون مع أي شخص يخرق القانون في الشارع هذا مثير للإعجاب, أيها المفوّض |
| Cesaretinizi kırmak istemem ve istediğiniz şey takdire şayan. | Open Subtitles | لا أريد أن أثبط من همتك لأن ما تعرضه مبهر |
| Çocuklar ağlıyor, kadınlar bağırıyor. Tebrikler, Sör Şövalye. Takdire şayan bir gösteri. | Open Subtitles | الأطفال تبكي والنساء تصرخ هنيئًا لك، أيها الفارس إنه عرض جدير بالإعجاب |
| Birincil sayı dağılımı. Yine de takdire şayan. | Open Subtitles | ،توزيع العدد الأولي محاولة مثيرة للاعجاب رغم ذلك |
| Doğrusu takdire şayan bir zanaatkarlık örneği. | Open Subtitles | إنّها صنيعة إستثنائية فعلاً من المهارات البشرية |
| Eylemsel olarak geçersiz olmasaydı sadakatiniz takdire şayan. | Open Subtitles | أتعلمون، ولاؤكم سيكون مثيرا للإعجاب لو لم يكن غير سليم مهنيا. |
| Sabrınız takdire şayan ama pek de şaşılmayacak bir şey değil. | Open Subtitles | رزانتك مثيرة للإعجاب .. ولكن لا أرى أي مفاجأة. |
| O yanan kilise için yaptıklarınızı çok takdire şayan buluyorum. | Open Subtitles | حسنا، أنا أظن أنه مثير للإعجاب ما تفعله لتلك الكنيسة المسكينة التي احترقت. |
| Takdire şayan bir bahis. | Open Subtitles | ياله من رِهانٍ مُثيرٍ للإعجاب للحدّ الأقصى. |
| Çoğu juri bunu takdire şayan ve cesurca bulacaktır. | Open Subtitles | الكثير من المحلفين سيجدون بأن ذلك مثير للإعجاب وشجاعة |
| Onu topluma kazandırma çabaların takdire şayan ama onu daha yeni tanıyorsun. | Open Subtitles | أن تبذلى الجهد لإعادته مرة أخرى للمجتمع فهو كما تعلمى شىء مثير للإعجاب لكنك بدأتى للتو التعرف عليه |
| Bu kadar adanmış olman takdire şayan bir şey. | Open Subtitles | إنه لمن المُثير للإعجاب رؤية مدى تكريسك حياتك لذلك الأمر |
| Bu takdire şayan ama onun hayatındaki meseleler senin sorunun olmamalı. | Open Subtitles | ...أعني, انه مبهر, ولكن . لا اعتقد بأن مشاكل حياته هي قضيتك |
| Nikotine olan bağlılığın takdire şayan. | Open Subtitles | إخلاصكَ للنيكوتين مبهر |
| - Aslında takdire şayan. | Open Subtitles | - مبهر جداً، حقّاً - |
| Bu gerçekten takdire şayan, fakat buluşmanın amacı | Open Subtitles | هذا جدير بالإعجاب أن تتواصل معه لكن الغرض من هذا الإجتماع أن نحدد أين مصلحة رايموند |
| Efendine sadakat yemini ettin, davranışın takdire şayan. | Open Subtitles | لقد اقسمت بالولاء لمعلمك هذا جدير بالثناء |
| O talihsiz olayın başka bir yan etkisi ki o durumu da takdire şayan bir şekilde karşıladığını belirtmeliyim. | Open Subtitles | الناتج المؤسف الاخر لتلك الحالة المؤسفة, التي قد أضيف ذلك, لقد عالجتها على نحو مثير للاعجاب |
| Başardığınız şeyler takdire şayan. | Open Subtitles | حقاً إنجازاتك إستثنائية. |
| Sanırım Şeytan'a acısını bizden çıkarmamasını söylüyor bir cadıya göre, bu yaptığı takdire şayan. | Open Subtitles | أعتقد أنها تطلب من إبليس ألا ينتقم منا، أراه تصرفًا يكاد يثير الإعجاب بالنسبة لساحرة. |