| Şefle konuştum ve durumumu anlattım ve tekrar gireceğim. | Open Subtitles | , تحدثت إلى الزعيم و أوضحت حجتي و سوف أعيد الاختبار |
| Bak...Şefle konuşursan teste daha sonra girmene izin vereceğine eminim. | Open Subtitles | أنظري , لو أنكِ تحدثتِ إلى الزعيم , سيسمح لكِ باتخاذ الاختبار في يوم آخر |
| Şefle konuştum ve durumumu anlattım ve tekrar gireceğim. | Open Subtitles | , تحدثت إلى الزعيم و أوضحت حجتي و سوف أعيد الاختبار |
| - Cylon saldırısından önce Şefle beraber olduğuna dair anıların var mı? | Open Subtitles | هل لديك ذكريات حقيقية أن كنتى مع الرئيس قبل هجمات السيلونز؟ |
| Şefle aran iyi olmazsa, hiçbir yerde çalışamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك العمل دون أن تتواصلي جيدا مع الطاهي |
| Evet, ben-- Ben gireceğim, Şefle konuşacağım. | Open Subtitles | , نعم, سأدخل و أتحدث إلى الزعيم |
| Şefle konuşabilirim. | Open Subtitles | لديّ الزعيم لأتحدث إليه يا زعيم |
| Şef! Şefle konuşmam lazım. | Open Subtitles | يا زعيم عليّ أن أتحدث إلى الزعيم |
| Şefle konuşmalarınıza biraz kulak misafiri oldum. | Open Subtitles | لقد سمعت بعضاً من محادثتك مع الزعيم |
| Dr. Montgomery-Shepherd, Şefle konuştu. | Open Subtitles | الطبيبة (مونتجومري - شيبارد) تحدثت مع الزعيم |
| Şefle konuşmaya gittim. | Open Subtitles | . . ذهبت لاخبار الزعيم |
| Şefle Izzie hakkında konuşmanızı istiyor. | Open Subtitles | , (هو يريد منكِ أن تتحدثي إلى الزعيم بشأن (إيزي |
| Şefle konuşursun. | Open Subtitles | ستتحدثين إلى الزعيم |
| Evet, iyi görünüyordu. Şefle buluşuyordu. | Open Subtitles | كان يقابل الزعيم |
| Karev, ben Şefle ameliyata giriyorum. Beni durumdan haberdar et. | Open Subtitles | (سأكون في جراحة مع الزعيم يا (كراف اعلمني بالمستجدات |
| Bunun için endişelenme. Şefle konuştum. | Open Subtitles | لا تقلق أنا تحدثت إلى الزعيم |
| Cylon saldırısından önce Şefle beraber olduğuna dair gerçek anıların var mı? | Open Subtitles | .. هل لديك ذكريات حقيقية مع الرئيس قبل الهجمات ؟ |
| Anladığım kadarıyla Şefle en uzun süre çalışan senmişsin. | Open Subtitles | أرى أنك عملت مع الرئيس مدة أطول من أيّ أحد؟ |
| İspanya'ya varınca, Şefle kıyıya çık. | Open Subtitles | "عندما نصل إلى "فيجـو ستذهب للشاطئ مع الرئيس |
| Hafta boyunca restoranımı kızarmış patatese çeviren geri zekalı bir Şefle uğraşmakla meşguldüm de. | Open Subtitles | في تعويض الأسبوع الذي أفسده ذلك الطاهي الأحمق في تحويل مطعمي الي كومة من القذارة المقلية |
| Şefle takılmıştık biraz. | Open Subtitles | لقد مارست الجنس مع الطاهي |