"şehirde bir" - Translation from Turkish to Arabic

    • في المدينة
        
    • في البلدة
        
    • في المدينه
        
    • فى المدينة
        
    • ما بالمدينة
        
    • ما من المدينة لقد رأيت
        
    • فى وسط البلد
        
    • في المدينةِ
        
    • في وسط المدينه
        
    • على مستوى المدينة
        
    Yarın Şehirde bir kavurucu günün daha ardından sıcaklıkların düşmesi bekleniyor. Open Subtitles درجة الحراراة المتوقعه للغد انخفاض بعد يوم حار حارق في المدينة
    Bakarsın Şehirde bir mağazada iş bulurum ben de kendime. Open Subtitles أو بإمكاني الحصول على وظيفة في متجر التجزئة في المدينة
    Hiç yağmur olmasın ve bombayı Şehirde bir yere koyarak dene. Open Subtitles . لنضع القنبلة في مكان ما في المدينة ، ولنستبعد المطر
    Hadi ama, Şehirde bir kızlar gecesi yapmak eğlenceli olabilir. Open Subtitles بربك، قضاء ليلة مع الفتيات في البلدة قد يكون مسليًا
    Sonra Şehirde bir tasarım konferansı verileceğini öğreniyorum ve bütün oteller satılıyor. TED علمت آنذاك، بوجود مؤتمر للتصميم في البلدة قريباً وبأنّه لم يبقَ غرف شاغرة في الفنادق.
    Şehirde bir gece geçirmeye ne dersin? Open Subtitles روز قولي لي , هل أنتي محتمسه لجوله في المدينه ؟
    Belli ki bizi atlatmaya çalışıyor. Muhtemelen Şehirde bir yerde saklanıyordur. Open Subtitles من الواضح انه يحاول ان يُضللنا ربما هو مختبئ هنا فى المدينة
    Ve Şehirde bir sokak arasında çıplak bir polis kan kaybediyor. Open Subtitles و بمكان ما في المدينة , هناك شرطي عاري ينزف بالزقاق
    Bowers'ları ara ve geceyi şehirde, bir arkadaşının evinde geçireceğini söyle. Open Subtitles أتصلي بالعائلة و أخبريهم بـأنكِ ستقضي الليلة عند صديقاً في المدينة.
    Yani Daniel Şehirde bir yerlerde ve peşinde paralı askerler var. Open Subtitles إذا دانيال في مكان ما في المدينة مع سعي مرتزقة خلفه
    Şehirde bir muhbir tanıyorum. Open Subtitles لن يصعب الإمساك بهم؛ لديّ واشٍ في المدينة
    Şehirde bir gece için Kralla yatıp kalkan Bir kadını dekore edemezsiniz Open Subtitles أنتنَّ لا تزينّّ فتاة من أجل سهرة في المدينة أنا لست ملك من الدرجة التالية
    Şehirde bir hastanede, etrafın kar beyazı önlüklü doktorlarla çevriliyken, anan temiz çarşaflı bir yataktayken doğ! Open Subtitles مع أمك على الأغطية البيضاء الناصعة محاطاً بالأطباءالذي يلبسون المعاطف البيضاء في المدينة
    Şehirde bir yerlerde hala hayatta olduğunu hissediyorum. Open Subtitles أشعر أنها لا تزال على قيد الحياة في مكان ما في المدينة
    Onlara gününü göstermek istiyorum. Şehirde bir evim var. Open Subtitles لن يصعب الإمساك بهم؛ لديّ واشٍ في المدينة
    Şehirde bir muhbir tanıyorum. Open Subtitles لن يصعب الإمساك بهم؛ لديّ واشٍ في المدينة
    Kilisenin çanı çaldığında Şehirde bir bebek, ana rahmine düştü denir. Open Subtitles و يقال أنه عندما يرن ذلك الجرس فهذا يعني أن هناك طفل تم تويلده في البلدة
    - Cumartesi öğlen Şehirde bir üniversitede oynayacak. Open Subtitles سيلعب بعد ظهر السبت لإحدى الكليات في البلدة
    Eğer haklıysanız ve o bu bölgedense Şehirde bir stüdyosu olması gerekir Open Subtitles حسنا اذا انت محق وهو من هنا من المحتمل عنده استوديو في البلدة
    Şehirde bir şeyler yaparız. Open Subtitles وانت تعلمين نقوم ببعض الاشياء في المدينه
    Yani Şehirde bir işte çalışıyorum ve neden herkesin benim üzerimden yükseldiğini anlamıyorum. Open Subtitles أنا أعمل فى المدينة, لا أفهم وكل شخص يرتقى فوقى
    Şehirde bir yerde onunla buluşacak sanırım. Open Subtitles وبدا وكأنه ذاهب لملاقاتها بمكان ما بالمدينة
    Babam bu Şehirde bir yerlerde yaşıyor. Zihnimde canlandırabiliyorum. Open Subtitles أبي يعيش في مكان ما من المدينة لقد رأيت صورته في مخيّلتي
    Gitmem gerek, Şehirde bir randevum var. Open Subtitles يجب أن أذهب عندى ميعاد فى وسط البلد
    Gecikmemi bağışlayın, Şehirde bir karmaşa... Open Subtitles أنا أبقيتُ بالإضطراباتِ في المدينةِ.
    - Şehirde bir çete çatışması olmuş. Open Subtitles هناك اطلاق رصاص من عصابات في وسط المدينه.
    Tüm Şehirde bir kampanya başlatarak sizi All Saints'in yüzü olarak tanıtmak istiyoruz. Open Subtitles نريد أن طلق حملة على مستوى المدينة مجسم يحمل وجهك في كل مكان.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more