"şehrine" - Translation from Turkish to Arabic

    • لمدينة
        
    • مدينتك
        
    • مدينه
        
    • إلى مدينة
        
    • مدينةِ
        
    • سيتي
        
    • بلدتك
        
    • مدن
        
    • مدينته
        
    Çatışma sırasında vurulan bir Taliban askeri, NATO birlikleri Kunduz şehrine girdiğinde... TED مقاتل طالباني تم قتله خلال معركة حيث دخل التحالف الشمالي لمدينة كوندوز.
    Asiler, Jedi'ların yardımıyla, yakalanmaktan kurtuldular ve iyi korunan İziz şehrine sızdılar. Open Subtitles بمساعدة الجاداي الثوار هربوا من الاسر وتسللوا الى الحصن المنيع لمدينة ايزيس
    Mesela senin şehrine, New York'a gittim ve mafyaya bulaşmaya başladım East River'da ölü bulundum ve karım ya da babam polisten beni korumadıkları için şikayetçi oldu. Open Subtitles والآن، لنفترض أنني ذهبت إلي مدينتك إلي نيويورك وبدأت أتدخل في شئون المافيا وانتهي بي الأمر أن أصبحت جثة في إيست ريفر
    Elimde Los Angeles şehrine dağılması muhtemel solunum hastalığı var. Open Subtitles لدي احتمال تفشي مرض تنفس كارثي في مدينه لوس انجلس
    Yeni evim, Şanghay, hızlı bir şekilde gökdelen şehrine dönüşüyordu. TED شنغاي، منزلي الجديد، كانت تتحول بسرعة إلى مدينة ناطحة سحاب.
    Aşağıya, eski Bandi şehrine doğru. Open Subtitles هو مُوَجَّهُ أسفل نحو مدينةِ باندى القديمة.
    Ve Isthmus şehrine uçmam gerekecek. Özel olarak. Kimse gittiğimi bilmemeli. Open Subtitles -و احتاج رحلة جوية خاصة الي استموس سيتي محظور ان يعرف احد اني سافرت
    Dünyadaki Autobot şehrine, özel bir araştırma gezisi düzenlemeni istiyorum. Fakat Prime ! Open Subtitles اريدك ان تجرى مراقبة خاصة لمدينة الاوتوبوت من الارض
    Bu benim arabam ve ben diyorum ki kayıp altın şehrine gidelim. Open Subtitles هي سيّارتي، وأنا أقول أنّنا سنذهب لمدينة الذهب الضائعة
    Haritayı ele geçirdiğimde, seni define şehrine götüreceğim. Open Subtitles عندما أحصل على الخريطة, سآخذك لمدينة الكنوز
    Otomatik kontrol gibi düşün. Beni deliler şehrine götürüyor. Open Subtitles أشبه كثيراً بالتحكّم في السرعة، وإنّها تطوف بي لمدينة الجنون.
    Coast şehrine gelmemi istemen, bağışçı bulman falan. Neden şimdi? Open Subtitles تطلب منّي مرافقتكَ لمدينة ساحليّة، ثم إقامة حفل تبرّعات، لمَ الآن؟
    Beğendim, hatta sen de şehrine benziyorsun. Küçük ve şirin. Open Subtitles حسنا , أنا أحب ذلك , وأنتِ تبدين مثل مدينتك صغيرة , وجميلة الوجه
    şehrine geldiğimizde nehir görmezsem ne yapacağımı sanıyorsun? Open Subtitles ماذا تحسبيني سأفعل، لو رأيت مدينتك عوضاً عن النهر ؟
    Benim veya takipçilerimin herhangi birinin de şehrine bu bozuk moralle girmesi de gerçekten çok ama çok yazık olur. Open Subtitles وسيكون عارًا شنيعًا أن أدخل أو أحد تابعيّ مدينتك بمزاج متكدر.
    Hey ,beyler , burası da neresi, ve hangi yol beni Cedar şehrine götürür? Open Subtitles مرحبا يا رفاق ما هذا بحق الجحيم ؟ وكيف اصل الى مدينه الارز بحق الجحيم
    Motor çalıştırıldı ve eşitlik şehrine giden özgürlük karayolu boyunca ilerliyoruz. Open Subtitles بدات رحلتنا تتحرك و نحن نسير الان علي طريق الحريه و نتجه الي مدينه المساوه
    WWE şehrine bedava tur kazandın. Open Subtitles لقد فزت بجائزه برحله شامله النفقات الى مدينه دبليو دبليو اي.
    Görünüşe göre, yıkım eki Chengyi şehrine ulaştığında 30.000 kişilik Qi ordusu ilerleme fırsatını ele geçirecek ve dünyayı kaosa sürükleyecek. Open Subtitles على ما يبدو حملة هدم مرة واحدة تصل إلى مدينة شانجي جيش كي سيغتنم الفرصة للزحف في بجيش من ثلاثون الف
    Bir bardak suda Chicago şehrine haftalarca yetecek enerji bulunmaktadır. Open Subtitles هناكطاقةكافية فى قدح الماء هذا يوجد ما يكفى لتَشْغيل مدينةِ شيكاغو لأسابيعِ.
    Kaleden başladım. Sonra Salt Lake şehrine gittim. Çiçek salgınını orada öğrendim. Open Subtitles بدأتُ بالحصن ومن ثم (سولت لايك سيتي) حيث سمعتُ أنّكِ مصابة بالجدري.
    Evet Booth, senin şehrine geldim. Open Subtitles هذا صحيح , أنا في بلدتك
    Dünyanın en büyük şehrine gelmek bir onur. Open Subtitles ياله من شرف أن أحضر لأعظم مدن العالم
    şehrine refah getiren zeki bir yöneticiydi ama aynı zamanda yeğenini baştan çıkaran ve güç gösterisinde bulunmak için ziyaretçileri öldüren hilekâr bir tirandı. TED رغم كونه حاكم ذكي جعل مدينته تزدهر، إلا أنه كان أيضا طاغية مخادع أغوى ابنة أخته، وقتل زوارًا ليظهر قوته.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more