Bu da onun, sana değer veriyorum ve jestlerim olabilir deme şekliydi. | TED | وهذه كانت طريقته في إظهار، كما تعرفون، أهتمّ بكِ، والأمور الحسنة ستحصل. |
Bu bana akıllı biri olmadığımı söyleme şekliydi bence. | Open Subtitles | أعتقد أن هذة طريقته ليخبرني أني لست ذكيًا للغاية |
Bu bana akıllı biri olmadığımı söyleme şekliydi bence. | Open Subtitles | أعتقد أن هذة طريقته ليخبرني أني لست ذكيًا للغاية |
Sanırım bu bize değer verdiğini söyleme şekliydi. | Open Subtitles | اظن بأن هذه كانت طريقته لقول انه يهتم بما يحدث إلينا |
Bu da onun benimle sırrını paylaşma şekliydi. | TED | وهذه كانت طريقته لمشاركة السر معي. |
Onun özür dileme şekliydi bu | Open Subtitles | و أظنها كانت طريقته للإعتذار عن طباعه |
Ama daha sonra anladım ki bu onun "suçlu" deme şekliydi. | Open Subtitles | لكن عندها أدركت أنها طريقته لقول مجرم |
Çalışmalarını benimle nadiren paylaşırdı. Bu, onun beni koruma şekliydi. | Open Subtitles | {\pos(195,240)} نادراً ما كان (هيكتور) يشاطرني تفاصيل عمنله لقد كانت هذه طريقته بحمايتي |
Bu da onun melek olma şekliydi. | Open Subtitles | تلك كانت طريقته ليصبح ملاكاً. |
Brian'la birlikte olmamın tek nedeni onun bazı şeyleri açıklama şekliydi. | Open Subtitles | السبب الوحيد الذي جعلني أنخرط مع (برايان). في هذا الأمر هو طريقته لوصف الأشياء |