Orduda öğrendiğim ilk şey, bir subayın adamlarını gözetmesi gerektiğiydi. | Open Subtitles | اول شيء تعلمته في الجيش هو ان الضابط يرعى رجاله |
Hiçbir şey bir tapınağın içine kar yağmasından daha kötü olamaz. | Open Subtitles | لا يوجد شيء اكثر فظاعة من معبد مغطى بالثلج, هل يوجد؟ |
Burada başıma gelebilecek en kötü şey... bir soda şişesine takılıp düşmek herhalde. | Open Subtitles | اكتشفت ان اسوا شيء من الممكن ان يحدث اننني من الممكن ان ارحل |
Her şey bir yana, bu beni çok küstah yapıyor. | Open Subtitles | وبصرف النظر عن أي شيء آخر، يجعلني أشعر جاهل بذلك. |
Bir şey bir şeydir. - Olé! - İyi akşamlar, baba. | Open Subtitles | شيء الأشياء نم جيداً ، يا أبي لم لا تنامي ؟ |
Her şey bir yalanmış! Bize hiçbir şey bırakmadı, çünkü hiçbir şey yokmuş. | Open Subtitles | الأمر برمته احتيال، لم يترك لنا شيء، لأنه لا يوجد شيء من الأساس. |
Orada yapabileceği en kötü şey, bir insanı tekrar canlandırmak olabilir. | Open Subtitles | فاسوا شيء يمكن ان يفعله هو ان يعيد أحد الي الحياه |
Her şey bir yerlere gider, ve ben de her yere girerim. | Open Subtitles | كل شيء يذهب إلى مكان ما و أنا أذهب إلى كل مكان |
Biliyorsun , l've söylendi ki ben bir şey bir parçası. | Open Subtitles | . تعلمين ، لقد قيل لي أنني كنت جزءاً من شيء |
Yo,yo. hiçbir şey bir kızı güzel çiçekler kadar heyecanlandıramaz | Open Subtitles | كلا، لا شيء أفضل من زهر أرجواني طيّب لاستثارة فتاة |
Şey, bir an için kaçar gibi oldular ama her şeyi hallettim ben. | Open Subtitles | لقد استمرينا في الإطلاق و الهروب لدقيقة و لكنني سيطرت على كل شيء |
Yaptığı onca şey bir yana bizi anneme ispiyonlayan da oymuş. | Open Subtitles | اصبحت جزء من كل شيء هي الشخص الذي وشى بس لأمي |
Onun için her şey bir şaka, dediklerinin komik olmaması dışında. | Open Subtitles | كل شيء عبارة عن مزحة معه لكنها ليس مزحة على الإطلاق |
Hiç kimse ya da hiçbir şey bir amacı olmadan o gemilere alınmazdı. | Open Subtitles | لا يتواجد شيء ولا أحد على تلك السفن ما لم يكن له غرض |
Klişe olan şey bir erkeğin bir kızı etkilemek için okulu sevmesidir. | Open Subtitles | المُبتذل هو ان يحاول شاب نيل إعجاب فتاه عولاً على شيء مدرسيّ. |
Uyumuyorsun, ve son üç gündür yediğin tek şey bir paket kuru pasta. | Open Subtitles | أنت لا تنامين و الشيء الوحيد الذي أكلته في الأيام الماضية هو كيس من النعناع ميلانوس |
Yoksa sonrasında göreceğiniz şey bir rehinenin pencereden aşağı düşmesi olur. | Open Subtitles | وإلاّ الأمر التالي الذي ستراه يحدث هو رهينة تسقط من النافذة. |
Hiçbir şey bir M-16 gibi ses çıkarmaz. Hiçbir A-K veya M-60. | Open Subtitles | لم يتبين شيئا مثل (إم 16) ليس (أي كي) أو (إم 60) |
İhtiyacımız olan şey bir zaman makinesi. | Open Subtitles | مـا نحتـاجه هو آلة سفر عبر الزمـن |
Eğer patlayacak şey bir evdeyse, ...evde patlarsa, o zaman evi yok eder. | Open Subtitles | و إذا كان ذلك الشيء الذى سينفجر ... موجود بداخل المنزل و إذا إنفجر, فسيتدمر المنزل كله |
-Her şey bir yalan mıydı yani? | Open Subtitles | اذا كل شيئ كان فقط كذبة كبيرة وهائلة انا حقا اسفة |