"şey değildir" - Translation from Turkish to Arabic

    • شيء لا
        
    • ليس أمراً
        
    • الأمر ليس
        
    • ليس شيء
        
    • ليس ما
        
    • ليس شيئاً
        
    • ليس أمر
        
    • ليست شيئاً
        
    • ليس شئ
        
    • ليس شيئا
        
    • حر أنا
        
    • ليس شيئًا
        
    • ليست شيء
        
    • إنه ليس
        
    • الأمر على الأرجح ليس بتلك
        
    Ama birinin hayatını almak kolayca kafandan atabileceğin bir şey değildir. Open Subtitles ولكن اخذ حياة شخص ما شيء لا يمكنك دفعه خارج رأسك
    CEO'nun sana iyilik borcu olması kötü bir şey değildir. Open Subtitles إنه ليس أمراً سيئاً أن يكون المدير العام مديناً لك.
    Park davetiyle dişlerini karıştırmak diş ipiyle temizlemeyle aynı şey değildir. Open Subtitles تلتقط أسنانك من الموقف الأمر ليس مشابهاً بخيط الأسنان
    Bence beden de zihin gibi fiziksel bir şey değildir. Open Subtitles العقل ليس شيء فيزيائي كما باقي أعضاء الجسم
    Belki tüm bu çılgınlık onun beklediği bir şey değildir. Open Subtitles ربما كل هذا الهيجان ليس ما توقعه هذا الرجل.
    Bu çok şey istemek olabilir ama eğer rekabete hazırsanız kabiliyetlerinizin üstünde bir şey değildir. Open Subtitles هذا مطلب كبير و لكنه ليس شيئاً مستحيلاً اذا قبلتم التحدي
    Polis olmak öyle bir gecede olacak şey değildir. Open Subtitles التحوّل لشرطي ، ليس أمر يحدث بليلة واحدة
    Ayağının tabanından çıkarabileceğin ve sonrasında yoluna devam edebileceğin bir şey değildir. Open Subtitles ليست شيئاً يمكنك أن تمحيه بسهولة وتكمل طريقك كأن شيئاً لم يكن.
    Bir kadının vücudu, açığa vurulmak için ifade edilen bir şey değildir! Open Subtitles جسم السيدة ليس شئ عادي لكي يُعرض
    Korku, tehlike karşısında bir hikmettir, utanılacak bir şey değildir. Open Subtitles الخوف حكمة عند مواجهة الخطر هذا شيء لا يدعو للخجل
    Mutsuz bir çocukluk genelde insanların konuşmak isteyeceği bir şey değildir. Open Subtitles حسناً، طفولة حزينة شيء لا يناقشه الناس في كثير من الأحيان.
    Normalde onay vereceğim bir şey değildir ama yorgunluktan ölüyorum. Open Subtitles هذا ليس أمراً أؤيده في الأحوال العادية. و لكنني منهكة.
    Bu çok kötü bir şey değildir hatta bazen en iyi öğretme yoludur. Open Subtitles ذلك ليس أمراً كريهاً بالضرورة، أحياناً يكون أفضل درساً متوفراً
    İltihaplanma sorunu olan hastaların iyileşmeden önce fenalaşmaları alışılmamış bir şey değildir. Open Subtitles لقد زاد الإلتهاب في شعبه الهوائية هذا الأمر ليس بغريب بالنسبة لإصابات الإستنشاق أن تسوء حالتهم قبل أن تبدأ في التحسّن
    Bu bir endüstriyi düzeltmekle ilgili bir şey değildir, TED الأمر ليس عن تحسين صناعة واحدة.
    Bence beden de zihin gibi fiziksel bir şey değildir. Open Subtitles العقل ليس شيء فيزيائي كما باقي أعضاء الجسم
    Gergin olduğunu biliyorum ama unutma ki, ateş bükmenin kendisi korkulacak bir şey değildir. Open Subtitles أعلم أنك متوتر و لكن تذكر ان تسخير النار ليس شيء تخاف منه
    Elimden gelenin en iyisini yapmak demek bizlerin burada yaptığı şey değildir. Ya yapılmıştır, ya da yapılmamıştır! Open Subtitles قصارى جهدكِ ليس ما نفعله إما يتم العمل أو لا يتم
    Yahudi olmayanların, ölümden sonrası olarak düşündüğü şey değildir. Open Subtitles ليس ما يفكّر فيه المسيحيّون أنه ما بعد الموت.
    Çünkü Tanrı'nın size verdiği bir organı başkasına vermek zorla yaptırılacak bir şey değildir. Open Subtitles لأنّ إعطاءكِ عضواً وضعه الربّ في جسدكِ لشخصٍ آخر، ليس شيئاً يقوم به الإنسان غصباً
    Defin işlemi hazırlıkları... kesinlikle kolay bir şey değildir... Open Subtitles اعداد الجثة للدفن ليس أمر من السهل فعله أبدا
    Ve herkes çok iyi bilir ki rızam benim öyle karşılıksız dağıttığım bir şey değildir. Open Subtitles وكما يعلم الجميع فإن مباركتي ليست شيئاً أمنحه بسهولة.
    Dava edilmek güzel bir şey değildir. Open Subtitles ان تقاضا ليس شئ جيد على الاطلاق
    Şey, biliyor musun, bazen bu kötü bir şey değildir. Open Subtitles حسنا , أنت تعرف , أحيانا هذا ليس شيئا سيئا.
    Demokrasi kolay elde edilen bir şey değildir; size söyleyeyim. Open Subtitles الديمقراطية ليست نزهه لرجلٌ حر أنا هنا لكي أخبركم
    Ama kalp rahatsızlığı göz ardı edilecek bir şey değildir. Open Subtitles ولكن الأزمة القلبية ليس شيئًا يمكن إهماله
    Adalet sadece yukarından inen ve her şeyi doğru yapan bir şey değildir. TED العدالة ليست شيء يهبط من الأعلى ويصحح كل شيء.
    Bak, eminim ciddi bir şey değildir. Open Subtitles أسمعي ، أنا متأكد بأن الأمر على الأرجح ليس بتلك الخطورة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more