Bundan sonra, kişiliğimizle gurur duyacağız ve bu park gibi, sevdiğimiz her şey uğruna mücadele vereceğiz. | Open Subtitles | من الآن و صاعداً، سنفتخر بحقيقتنا و لا نخشى أن نناضل في سبيل ما نحبّ، كهذا المتنزّه |
Yaşadıkları şey uğruna öldüler. | Open Subtitles | ماتوا في سبيل ما عاشوا من اجله |
Nasıl anlayabilirsin ki çocukluğunun daha yüce bir şey uğruna feda edilmesi gerektiğini? | Open Subtitles | كيف بمقدورك أن تفهم بأن طفولتك كان يجب التضحية بها لأجل شيء أعظم؟ |
Bu da kaçınılmaz bir şekilde çok istediğin bir şey uğruna istediğin bir şeyden vazgeçmeni gerektirir. | Open Subtitles | وخلاصة الأمر ، تعني بأنه إنه عليك . ترك شيءٍ تريده لأجل شيء تريده أكثر |
Neden bir adam hayali bir şey uğruna hayatını feda etsin ki? | Open Subtitles | لماذا يجب على أي أحد أن يفقد حياته في سبيل شيء وهمي؟ |
Tekrar inandığı şey uğruna savaştığı için bana teşekkür etmeliydi. | Open Subtitles | والشكر لي فقد بدأ أبي بالصراع من أجل ما يؤمن به داخل قلبه |
İstediği şey uğruna savaşmayı göze alamayan bir adam hak ettiğini alır. | Open Subtitles | مَنْ لا يقاتل لأجل ما يريده، يستحقّ ما يناله. |
Bakın, eğer gideceksem inandığım bir şey uğruna savaşarak gitmek istiyorum. | Open Subtitles | اسمعي، إن كنت سأذهب، فأريد أن اسقط وأنا أحارب من أجل شيء أؤمن به، |
Bir şey uğruna birini öldürüp başka birine işkence etmek... | Open Subtitles | ما هو شعورك يا بوير,فى ان تُخطط, وتقتل, وتُعذب من اجل شئ |
Savaş, eğer inandığın şey uğruna savaşıyorsan ve o şey şerefli ise, şerefli olur. | Open Subtitles | الفخر فقط يصاحب القتال عندما يكون فى سبيل ما تؤمن، إنكنتَتُصدقفىفخرذلك... |
İnandığı şey uğruna ölmeye hazırdı. | Open Subtitles | كانت ترغب بالموت في سبيل ما تؤمن به |
Bir savaşçı inandığı şey uğruna savaşır. | Open Subtitles | - المحارب يجاهد في سبيل ما يؤمن به - |
Bir anne oğlunu nasıl terkedip gidebilir üstelik daha açıklayamadığı bir şey uğruna? | Open Subtitles | كيف لأم بأن تتخلى عن غبنها لأجل شيء لاتستطيع هي شرحه؟ |
- Bir şey uğruna savaşıyorlardı. | Open Subtitles | كانوا يقاتلون لأجل شيء ما بل كانوا يموتون لأجل شيء ما |
Kanın kadar kolay elde edebileceğin bir şey uğruna, onu kaybetmek isteyeceğini sanmam. | Open Subtitles | (حياتها بين يديكِ يا (هيلين لا أعتقد أنكِ تودين خسارتها لأجل شيء بسيط متاح |
Gerçek bir şey uğruna savaştıklarına inanıyorlardı. | Open Subtitles | ...ظنا منهم أنهم يقاتلون في سبيل شيء حقيقي |
Öleceksen bile sevdiğin bir şey uğruna öl. | Open Subtitles | لكن مت في سبيل شيء تحبه |
Öleceksen bile sevdiğin bir şey uğruna öl. | Open Subtitles | لكن مت في سبيل شيء تحبه |
Bir yıl önce olsa yanında yer alıp inandığım şey uğruna uğraşırdım. | Open Subtitles | وربما قبل عام كنتُ سأؤازركَ، وأكافح من أجل ما رأيتُه صوابًا |
İnandığım şey uğruna hapse girmekle bir sorunum yok ama bu, savunucusu olduğum her şeye karşı. | Open Subtitles | ليست لدي أدنى مشكلة في الذهاب للسجن من أجل ما أؤمن به ولكن هذا ضد كل شيء أناضل من أجله |
Bazen istediğimiz şey uğruna savaşmak yapılacak doğru şeydir. | Open Subtitles | بعض الأحيان, القتال من أجل ما تريده هو الأمر الصواب لتفعله. |
İstediği şey uğruna dövüşen adamı severim. | Open Subtitles | احب الرجال الذين يكاحون لأجل ما يريدون. |
- Karım ve kendini inandığı şey uğruna feda eden herkes adına, sizler için ayakta duruyorum. | Open Subtitles | -لا.لا.ليس على وشك ذلك -أنا أقف أمامكم بإسم زوجتي وكل أولائك الذين وهبوا أنفسهم لأجل ما يؤمنون به |
İnandığım şey uğruna bir şey deneyemeyeceksem neden burada bulunayım? | Open Subtitles | لو لن أستطيع تحمل ضربة قوية من أجل شيء أؤمن به فلماذا أنا موجود؟ |
En azından ailesi, önemli bir şey uğruna öldüğünü bilerek rahatlayabilir. | Open Subtitles | على الأقل يمكن لعائلته أن ترتاح بمعرفته أن مات من أجل شيء هام |
Doris ve Janie babanızın inandığınız şey uğruna savaşmasını takdir ediyorum. | Open Subtitles | دوريس و جانى انا معجب بان والدكما يحارب من اجل شئ يعتقد انه صواب |