"şey yoksa" - Translation from Turkish to Arabic

    • إذا لم يكن
        
    • يكن هنالك شيئاً
        
    • لم يكن لديك شيء
        
    • لم يكن شيئا
        
    • لو لم يكن هناك
        
    • إن كان هذا كل
        
    Eğer başka bir şey yoksa, sanırım ikimiz konuşsak iyi olur. Open Subtitles حسناً ، إذا لم يكن ثمة شئ آخر فيجب أن نتحدث
    Eğer elinde bir şey yoksa, elimde bir şey yok de. Open Subtitles إذا لم يكن لديك شيء فقط قل ليس عندي أي شيء
    Ama içine doğru genişleyecek uzay diye bir şey yoksa genişlemek ne anlama gelir? TED ولكن إذا لم يكن هناك ما يدعى بالمكان حتى تغطيه هذه الأجسام ما الذي تعنيه كلمة توسع في هذه الحالة؟
    - Ya orada hiçbir şey yoksa? Open Subtitles -وماذا إن لم يكن هنالك شيئاً ؟
    İlgin için teşekkür ederim. Başka bir şey yoksa, lütfen git. Open Subtitles اشكرك على قلقك واهتمامك بي اذا لم يكن لديك شيء اخر..
    Eğer aşağıda hiçbir şey yoksa ipe tutunamayacaktım. Open Subtitles و أذا لم يكن شيئا بالأسفل لما أستطعت أن أمسك بالحبل
    Eğer görülecek bir şey yoksa birkaç mesaja bakmaktan ne zarar gelir? Open Subtitles ما الضرر من النظر للاخبار لو لم يكن هناك شىء لرؤيته ؟
    Başka bir şey yoksa, faturam zarfın içinde. Open Subtitles ستجدين فاتورتي بالمغلّف , إن كان هذا كل ما يلزمك .
    O halde, yaşlanmayı durduracak ya da yavaşlatacak hiçbir şey yoksa ben ne yapıyorum ki burada? TED إذا لم يكن هناك ما تستطيع القيام به لإبطاء عملية الشيخوخة أو إيقافها، فما هو الشيء الذي أقوم به الآن ؟
    Eğer söyleyeceğin iyi bir şey yoksa, hiç konuşma daha iyi. Open Subtitles إذا لم يكن لديك شيئا لطيفا لتقوله فلا تقل أي شيء على الإطلاق
    Teşhis edilecek bir şey yoksa neden bu vakayı alıyorsun? Tedavisi ilginç olabilir. Open Subtitles إذا لم يكن هناك مشكلة تشخيص لم ستأخذ الحالة؟
    Başka bir şey yoksa, uymam gereken bir programım var. Open Subtitles إذا لم يكن هناك أي شيء آخر عندي جدول مواعيد لأحافظ عليه
    Eğer başka bir şey yoksa, bebeğimin bakıcısı içeride beni bekliyor. Open Subtitles والآن، إذا لم يكن هناك شيئ آخر فلدي جليسة أطفال تنتظرني بالداخل
    Başka bir şey yoksa imza töreninde görüşürüz. Open Subtitles إذا لم يكن ثمة أمر آخر فسأراكما في مراسم التوقيع
    O yüzden eğer yapacağın bir şey yoksa... Open Subtitles لذا إن لم يكن لديك شيء آخر وترغبين أن ..
    Başka bir şey yoksa, bu iyi bir anımsatıcıdır Open Subtitles إذا لم يكن شيئا آخر ، فهذا تنبيه.
    - Başka bir şey yoksa. Open Subtitles إن لم يكن شيئا آخر.
    Daha fazla bir şey yoksa, körkütük sarhoş olacağım. Open Subtitles لو لم يكن هناك شيء آخر، فسوف أصبح مخموراً
    Başka bir şey yoksa eve gidip komaya girmek istiyorum. Open Subtitles .. لذا، لو لم يكن هناك شئ آخر فأنا أود العودة للمنزل لأدخل في غيبوبة
    Peki, eğer başka bir şey yoksa? Open Subtitles إن كان هذا كل شيء
    Başka bir şey yoksa müdire hanım, beni ve gemideki herkesi öldürmeden önce bu virüsün ne olduğunu öğrenmek istiyorum. Open Subtitles "إن كان هذا كل شيئ حضرة المديرة، فأريد أن أعرف ماهية هذا الفيروس قبل أن يقتلني." "وعلى الأرجح جميع الموجودين على هذه السفينة أيضا."

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more