"şeylerden bir" - Translation from Turkish to Arabic

    • أحد الأشياء التي
        
    • احد الاشياء التي
        
    Hayır. Sanırım bu, o tek başıma yapmam gereken şeylerden bir tanesi. Open Subtitles لا, أعتقد أن هذا أحد الأشياء التي يجب أن أقوم بها بمفردي
    Açık kaynakta sevdiğim şeylerden bir tanesi farklı insanların birlikte çalışmasına izin vermesi. TED و أن أحد الأشياء التي أعجبتني بمبدأ المصدر المفتوح أن يعطي المجال لناس مختلفين بالعمل مع بعض.
    Karşılaştırmayla ilgili bildiğimiz şeylerden bir tanesi: bir şeyi başka bir şeyle karşılaştırdığımızda, değeri değişir. TED أحد الأشياء التي نعلمها عن المقارنة: أنه عندما نقارن شئ بآخر، فأنها يغير قيمته.
    Arkadaki Linux penguenini özellikle beğeniyorum. Şimdi bunun yol açtığı şeylerden bir tanesi, güneyde bir nevi kültürel patlama. TED وانا أحب تحديداً بطريق لينوكس الصغير هذا في الخلفية. إذاً أحد الأشياء التي تقود لهذا النوع من الإنفجار الثقافي للجنوب.
    Sonuç olarak görmek istediğimiz şeylerden bir tanesi insanların ne kadar kilo kaybettiği değil robotlarla ne kadar etkileşim içinde olduklarıydı. TED اذن احد الاشياء التي اردنا النظر اليها فعلا ليس كم من الوزن خسر الناس لكن لكم من الزمن تفاعلوا مع الروبوت
    Öğrendiğimiz şeylerden bir tanesi, eğer bu robotları bizimle iletişim kurmaları için dizayn edersek, insanların kullandığı aynı vücut dilini, ve aynı şekildeki sözsüz ifadeleri kullanarak -- bizim insancıl robotumuz Nexi'nin yaptığı gibi -- bulduğumuz şey insanların robotlara, insanlara verdikleri tepkiye çok benzer bir şekilde tepki vermeleriydi. TED حسنا , احد الاشياء التي تعلمناها ان لو نحن صممنا هذه الروبوتات لتتواصل معنا بأستعمال نفس لغة الجسد نفس النوع من الاشارات غير اللفظية التي يستخدمها االبشر مثل نكسي روبوتنا الشبيه بالانسان ما نجده هو أن الناس تستجيب للروبوتات كثيرا مثلما يستجيبون للبشر
    Ve bu bence planet üzerindeki en elastik şeylerden bir tanesi. TED و الآن سأريكم أحد الأشياء التي أعتقد أنها أحد أكثر المخلوقات مرونة على هذا الكوكب
    O şeylerden bir tanesi annemin aldığı ilaçlardandı acıyı azaltmak ve kendini hissizleştirmek için kullanılan bir şey. Open Subtitles هذه كانت أحد الأشياء التي كانت تتناولها أمي كما تعلمين، لتُفقد نفسها الاحساس وتدفع الألم بعيداً.
    Dolayısıyla, yaptığımız şeylerden bir tanesi genetik iyileştirme, genetiği değiştirme veyahut genetikten de faydalanarak gerçekleştirilen bildiğimiz seçici eşleştirme. TED وبالتالي أحد الأشياء التي نقوم بها هي استخدام التحسينات الجينية، أو التلاعب الجيني، لاستيلاد انتقائي عادي مدفوع قليلا عن طريق علم الوراثة.
    Waldorf kadınlarını özel yapan şeylerden bir tanesi de her yere uyum sağlayamamamızdır. Open Subtitles أحد الأشياء التي تجعل نساء (والدورف)، جد مميّزات
    Bunun üzerine biz bir çalışma yaptık Hiperglisemisi olan normal insanların yazdığı 50 kelime belirledik. Örneğin "yorgunluk, iştah kaybı, sık idrara çıkma, fazla idrar yapma--" gibi üzgünüm ama bu yazılan şeylerden bir tanesi. TED لذا قمنا بدراسة حيث حددنا 50 كلمة من المحتمل كتابتها من قبل أي شخص عادي إن كان يشكو من ارتفاع نسبة السكر في دمه، مثل "التعب" و"فقدان الشهية" و"كثرة التبول" -- أعتذر ولكن هذه أحد الأشياء التي من الممكن أن تتم كتابتها.
    Lula, sorunlarla, çelişkilerde dolu, ama yaptığı şeylerden bir tanesi, kuzey-güney diyaloğunun alışılagelmiş dengesini, yepyeni bir küresel işbirliği tarzı tarafına kaydıran bir uluslararası ilişkiler fikri ortaya koyuyor. TED إذاً "لولا"، إنه ملئ بالمشاكل، ملئ بالتناقضات، لكن أحد الأشياء التي كان يفعلها هي، إنه يضع قدماً فكرة كيفية الضلوع في العلاقات الدولية التي تنقل التوازن كلياً من النوع العادي لحوال الشمال والجنوب إلى نوع جديد كلياً من التعاون الدولي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more