"şeyleri yok" - Translation from Turkish to Arabic

    • ليس لديهم
        
    • ما لديهم
        
    Bu insanların tedirginlik duyacakları başka bir şeyleri yok mu ki? Open Subtitles هؤلاء الناس ليس لديهم شئ يفعلونه غير القلق عن ذلك ؟
    Evet, ama tüm gün onlara ulaşmaya çalıştım. Evet, ama telefonları, şarjları bitti ve şeyleri yok... Open Subtitles أجل ة لكن ربما بطارية هاتفك قد نفذت و ليس لديهم كهرباء
    Onun gizli servis ajanıyla olan ilişkisiyle ilgili de söyleyecek bir şeyleri yok. Open Subtitles و ليس لديهم ما يقولونه بخصوص علاقتها المزعومة.. من أحد العملاء السريين.
    şarjları bitti ve şeyleri yok... elektrik için? Open Subtitles أجل ة لكن ربما بطارية هاتفك قد نفذت و ليس لديهم كهرباء
    İçeride zamandan bol şeyleri yok. Open Subtitles في الداخل كل ما لديهم هو الوقت
    Yani bundan başka bir şeyleri yok. Open Subtitles أعني، هذا كل ما لديهم ليعملوا به.
    Hayır, sana karşı kanıtları yok. Hiçbir şeyleri yok, tamam mı? Open Subtitles لا، ليس لديهم أية دليل ضدك ليس لديهم شيئ
    Garip genetik şeyleri yok, değil mi? Open Subtitles ليس لديهم أي أمور وراثية غريبة ، أليس كذلك؟
    Bu insanların nasıl sakinleştiklerini düşündüklerini anlamıyorum çünkü sakinleşmiyorlar. Yapacak hiçbir şeyleri yok. Open Subtitles و لا أفهم ، كيف يعتقد هؤلاء الناس أنهم هادئون النفس ، لأن ليس لديهم عمل يقومون به
    Selçukluların altlarındaki hayvanlarından başka kaybedecek bir şeyleri yok. Open Subtitles فالسلاجقة ليس لديهم أيّ شيء .ليخسرونه ماعدا تلك الخيول تحت سروجهم
    Bana ödeme yapabilecekleri başka hiçbir şeyleri yok. Open Subtitles هذا هو راتبي من الجمعية ليس لديهم شيء آخر يدفعونه لي.
    Strigoi'nin üremek için gereken şeyleri yok. Open Subtitles الستريجوي ليس لديهم طريقةالأنابيب في الإنجاب.
    Ve annem, akşam yemeğimi bitirmediğim zaman "Yemeğini bitir! Bilmiyor musun? Fide'nin ailesi gibilerin hiçbir şeyleri yok." TED وعندما لا آاكل كل عشائي تقول لي أمي، " أكملي طعامك! ألا تعرفين؟ الناس أمثال أسرة فيدي ليس لديهم ما يأكلونه."
    Hiçbir şeyleri yok, bir gram altınları bile. Open Subtitles ليس لديهم أي شيء ولا حتى قطعة من الذهب.
    Zavallılar. Hiçbir şeyleri yok, çalıyorlar. Open Subtitles إنهم فقراء ليس لديهم شئ لذا يسرقون
    Onların hiçbir şeyleri yok. Open Subtitles لوحات حمقاء غالية الثمن بعض الأشخاص ليس لديهم شيئ...
    Atları, erzakları, hiçbir şeyleri yok. Open Subtitles ليس لديهم خيول أو مؤن، ليس لديهم شئ
    Kaybedecek hiçbir şeyleri yok. Open Subtitles أعني أنه تعلمين ليس لديهم شيء ليخسروه
    Dedikodu ve iftira, başka bir şeyleri yok. Open Subtitles الشائعات والقيل والقال هذا كل ما لديهم
    Dedikodu ve iftira, başka bir şeyleri yok. Open Subtitles شائعات وقيل والقال، هذا كُل ما لديهم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more