"şeylerle" - Translation from Turkish to Arabic

    • الاشياء
        
    • أمور
        
    • اشياء
        
    • الأشياء
        
    • بالأشياء
        
    • أشياء
        
    • بأمور
        
    • بالأمور
        
    • الأشياءِ
        
    • لأشياء
        
    • لاشياء
        
    • بشيئٍ
        
    • بأمورٍ
        
    • بالأساسيات
        
    • بالأشياءِ
        
    Bu geminin kaptanı benim ve kimseyi o şeylerle birlikte burada bırakmıyorum. Open Subtitles أنا قائد هذه السفينة. ولن اترك اي شخص هنا مع هذه الاشياء
    Terapimin bir parçası da yaptığım kötü şeylerle yüzleşmemi içeriyor. Open Subtitles جزء من علاجي ان اواجه كل الاشياء السئية التي حدثت
    Bu aileler baş edebileceklerinden çok daha büyük şeylerle karşılaşıyorlardı. TED إن العائلات تعاني من أمور أكبر من أن تستطيع التعامل معها.
    Bana planlanmadan olmuş olabilecek şeylerle ilgili söyleyeceğin bir şey var mı? Open Subtitles هل هناك اى شىء تريد ان تخبرنى به بخصوص اشياء قد حدثت؟
    Benim teorime göre iyi şeyler her zaman kötü şeylerle birlikte olur. Open Subtitles دائما ما أؤمن بهذه الفكرة أن الأشياء الجميلة تحدث مع الأشياء التعيسة
    Uzun bir seyahatten döndükleri için ambarları fevkalade şeylerle tıka basa doluymuş. Open Subtitles لقد كانن محملات بالأشياء الثمينة بينما هن عائدات من رحلة بحرية طويلة.
    En son Sun gazetesinde haberim çıktığında yapmadığım şeylerle suçlamıştınız. Open Subtitles آخر مرّة كتبت عنّي صحيفتكم نسبتُم إليّ أشياء لم أفعلها
    Yaratıcı heveslerimle ilgileniyorum zaten sadece senin ilgilendiğin şeylerle değil. Open Subtitles إني مهتمّ بأمور مُنتجة لكنها ليست أموراً ذات أهميّة لديكم
    Nasıl yapacaksın? Bir şeylerle kendi başıma başa çıkmayı öğrenmem gerek. Open Subtitles وكيف ستفعلين هذا؟ حسناً.. انا فقط تعلمت كيفية التعامل مع الاشياء
    Bilgisayarımız basit şeylerle başladı ve gitgide daha karmaşık şeyler öğrendi ve artık çok fazla şey biliyor. TED حاسوبنا ابتدأ بالاشياء الصغيرة و تعلم المزيد و المجزيد من الاشياء المعقدة و الان يعرف اشياء كثيرة.
    Aslında, hayatlarını bu tür şeylerle kazanıyorlar. TED في الواقع، أنهم يتعيشون من مثل هذه الاشياء.
    Görünenden daha çok şey var. Görmediğiniz şeylerle uğraşıyoruz. TED يوجد داخلنا ما هو أكثر من ذلك، ونتعامل مع أمور لا تراها.
    Çoğu kaygımız genel şeylerle ilgili; ne yemiş, neredeymiş, kimleymiş. TED تتمحور العديد من هذه المخاوف حول أمور أساسية، على سبيل المثال، ما يأكلون، وأين يتواجدون، ومَن يرافقون.
    Babanın diğer şeylerle birlikte bize bıraktığı... bu güzel durumdan. Open Subtitles الوضعاللطيفالذيتركناوالدكفيه, إلى جانب أمور أخرى
    Bana planlanmadan olmuş olabilecek şeylerle ilgili söyleyeceğin bir şey var mı? Open Subtitles هل هناك اى شىء تريد ان تخبرنى به بخصوص اشياء قد حدثت؟
    Başka şeylerle birlikte, gerçi o zamanlar, pek sağlıklı bir hayat sürmüyordum. Open Subtitles بالإضافة الي اشياء آخري لكني لم أكن أتبع اسلوب حياة صحيّ وقتها
    Beni rahatsız eden bazı şeylerle ilgilenecek zamanınız var mı, acaba? Open Subtitles هل لديك بعض الوقت لفحص بعض الأشياء التي كانت تضايقني ؟
    İğrenç şeylerle ilgili tutkunuzu sahiplenin, bundan utanmayın çünkü ortaya ne çıkacağını bilemezsiniz. TED وافتخر بافتتانك بالأشياء المقززة ولا تخجل من ذلك، لأنك لا تعرف أبدًا ما الذي ستعثر عليه.
    Biliyorsun işte ne demek istediğimi. Başka şeylerle ilgilenir misin? Open Subtitles أنت تعلم ما أقصده هل أنت مهتم بفعل أشياء أخري؟
    Sanki kafan büro dışında bir takım şeylerle meşgul gibi. Open Subtitles وكأن عقلك مشغول بأمور أخرى مغايرة لما هو أمامك على الرقعة.
    Hayranı olduğun şeylerle olan ilişkilerimi seninle paylaşmam gerektiğinin farkında değildim, öyle olsun. Open Subtitles لم أكن أعلم أني مضطر لمشاركتك علاقاتي بالأمور التي تعجبك، لكن لا بأس
    Basit şeylerle mutlu olmaya çalışın. Open Subtitles حاولْ سُرُور السرورِ في الأشياءِ البسيطةِ.
    Tamam, tamam. Hiç oynamadım. Böyle şeylerle işim olmaz. Open Subtitles حسناً، حسناً لم ألعب بها أبداً أناَ أبقي بعيداً عن هذه لأشياء.
    JEFF: Bazen çantalar dolusu ölü şeylerle çıkıyoruz.. Open Subtitles في بعض الاحيان نخرج مع حقائب لاشياء ميتة.
    Çok sabırsızlanırsan zamanını bir şeylerle doldura bilirsin. Open Subtitles إن لم تستطيعي الإنتظار ،بصبر .خذي وقتك للإنشغال بشيئٍ ما
    Görünen o ki striyatumdaki sosyal nörokimya büyük ihtimalle daha önce duyduğunuz şeylerle ilişkili. TED وتبين أن الكيمياء العصبية الاجتماعية في الجسم المخطط يتعلق بأمورٍ ربما سمعتم فيها من قبل.
    Deneyebilirsiniz, ama ilk yıl için tavsiyem daha temel şeylerle ilgilenmenizdir. Open Subtitles بوسعك المحاولة ، لكن في السنة الأولى الأفضل أن تكتفي بالأساسيات
    Biraz keyfine bakıp bazı şeylerle de benim ilgilenmeme göz yummalısın. Open Subtitles أنت يَجِبُ أَنْ تُخفّفَ وتَتْركَني إعتنِ بالأشياءِ نادراً جداً.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more