Bu şaka değil. Feribotu yaktı ve şimdi burada kaldık. | Open Subtitles | إنها ليست مزحة ولقد أعطب المركب ونحن عالقون هنا الان |
Ama şimdi burada yapmak istiyorsan, sorun değil. | Open Subtitles | لكن اذا تريده لكى يكون هنا الان , ذلك حسنا معى |
O sigarayı yakmış olsaydın, şimdi burada olmazdın. | Open Subtitles | اذا اشعلت سيجارة واحدة فقط فأنك لن تكون هنا الان |
şimdi burada gördüğünüz her şey sadece buz dağının görünen kısmı. | Open Subtitles | كل ما تراهم يعيشون هنا الأن في قمة جبل الجليد |
şimdi burada senin bir parçanım, daha fazlası değil. | Open Subtitles | أنا مجرد جزء ضئيل من هنا, والآن. ليس أكثر من ذلك. |
Kardeşi yaptı. şimdi burada, hayatı için savaşıyor, başkasının hatasının bedelini ödüyor. | Open Subtitles | , هو هنا الآن يقاتل من أجل حياته يدفع ثمن أخطاء غيره |
ki bu oldukça ilginç bir konsept. şimdi burada soldaki erkek | TED | و هو مبدأ مثير للاهتمام. الآن هنا ذكر على اليسار |
Los Angeles polisinden olmayabilir ama şimdi burada yaşıyor. | Open Subtitles | من الممكن الا يكون من شرطة لوس أنجيلوس ولكنه يعيش هنا الان |
eĞER SENİ GERÇEKTEN SEVİYOR OLSAYDI ŞİMDİ BURADA OLURDU Ve güzel çocuklarınız olurdu. | Open Subtitles | إذا أحبتك هي حقا لكانت هنا الان وأنت لكان عندك أطفال جميلون |
Diyelim ki annen şimdi burada olsaydı... | Open Subtitles | افترض أن والدتك هنا الان ما الذي سيجعلها فخورة بك؟ |
Sana sessizce götürmeni söylemiştim. şimdi burada nasıl yaşarım? | Open Subtitles | اخبرتك ان تأخذوه بهدوء كيف يفترض ان اعيش هنا الان ؟ |
şimdi burada bekleyemem, tamam mı? | Open Subtitles | لا استطيع الانتظار هنا الان , حسنا ؟ |
Diane şimdi burada olsa sana evlenme teklif ederdim. | Open Subtitles | لو "ديانا" كانت هنا الان ... ... سوف أطلب الزواج منكي أنها أنت من أحبك , أقسم بذلك |
Sen şimdi burada, adamlarına, onu yakalamaları için biraz daha zaman veriyorsun. | Open Subtitles | أنتى هنا الأن تعطين رجالك المزيد من الوقت للامساك به |
Söylerseniz, inkar ederim, ama şimdi burada sizleyim. | Open Subtitles | إذا قمتم بذلك سأنكر الأمر أنا معكم هنا الأن |
Hatta hemen şimdi, burada aramızda olanlar bile inan bana arkadaşlarıma karşı hissettiğim şey bu değil. | Open Subtitles | حتى هنا والآن. ما يحدث بيننا أعدكِ،هذا ليس ما أشعر به تجاه أصدقائي. |
Bulamıyorum! Burada olduğunu biliyorum. şimdi burada değil. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أجدها, كانت هنا والآن ليست هنا, ولكني أعلم بأنها كانت هنا |
- şimdi burada ve asıl soru ne istiyor? | Open Subtitles | نعم,حسناً,هو هنا الآن,السؤال هو ماذا يريد؟ |
Bu sabah nikahta sana kalbimi verdim, şimdi burada... | Open Subtitles | هذا الصّباح في زفافنا أعطيتكِ قلبي, و الآن هنا أعدكِ |
şimdi burada... tek kişilik bir orduyu yönetiyor... şu kekeme şebeği. | Open Subtitles | الآن ها هو يقود جيشاً يتكون من قرداً يتلعثم في حديثه |
O lanet savaş olmasaydı, şimdi burada olmazdım. | Open Subtitles | لم أكن آتي هنا لو لم اذهب الي الحرب اللعينة |
Amsterdam'ın en büyük bankacısı, şimdi burada tatlı ustamız. | Open Subtitles | أكبر مصرفي بأمستردام حلواني مطبخنا الآن. |
Eğlenmeye bu kadar kafayı takmasaydın, şimdi burada olmazdık. | Open Subtitles | لولا سعيك وراء المرح لما كنا هنا الآن. |
Ölmemi isteseydi, şimdi burada olmazdım. | Open Subtitles | إذا أرادني ميتة, لا أظن أنني كنت سأصبح هنا الآن |