Ya da şirketime katılır ve gerçekten sevdiğin biri olabilirsin. | Open Subtitles | او تستطيع ان تنضم الى شركتي وتصبح شخصا ستعجب به |
Ben,şirketime,insanların yaşam standartıyla ilgili... ...herşeyi gerçekleştirmek için gücünü eyleme... ...dönüştüren bu ülkedeki toplululuklara yardım etmekle başladım. | TED | بدأت شركتي لمساعدة المجتمعات عبر أنحاء البلاد لتحقق إمكاناتهم لتحسين كل شيء عن نوعية الحياة للناس بها. |
şirketime bir sürü soru soracaklar. | Open Subtitles | سوف يبدأون بسؤال شركتي الكثير من الأسئلة العظيمة |
Yirmi yıl önce... şirketime petrol ve maden haklarını satan aynı Kabile Konseyi değil miydi? | Open Subtitles | اليس هو نفس المجلس القبلي الذين باعوا حقوق استغلال النفط والمعادن لشركتي قبل 20 عاما؟ |
Bu insanların şirketime yaptıklarına katılıyor olabilirsin. | Open Subtitles | ربما توافق على ما يفعله هؤلاء الناس بشركتي. |
Kendi şirketime ve kendi evime sahip olurum, yemeği masanın üzerine koyarım. | Open Subtitles | لي شركتي الخاصة وبيتي الخاص وانا اعيل افراد عائلتي |
Çünkü yeni başlamış şirketime güvenilirlik verecektir de ondan. | Open Subtitles | لأن هذا يُعطي شركتي الجديدة المصداقية الفورية، هذا هو السبب |
Ama şirketime, yani artık eski şirketime yatırım yapanların bir şeyden emin olmasını istiyorum: | Open Subtitles | لكنني فقط أريد أن أضمن لمستثمري شركتي الآن شركتي السابقة |
Babam bana şirketime yatırım yapabilecek bir girişimci sermayeci adamla görüşme ayarladı. | Open Subtitles | لقد أعدّ لي أبي إجتماعاً مع ذلك المُستثمِر الرأسمالي و الذي قد يستثمر في شركتي |
Kocan hiç bir görev için şirketime gelmedi. | Open Subtitles | ان زوجك لم يأتي الى شركتي من اجل اي مهمة |
Ben de benekli pençelerini şirketime geçirmeye nasıl sabırsızlandığını biliyorum! | Open Subtitles | وأعلم بأنّك لم تطيقِ الإنتظار لتحشري أنفكِ في شركتي |
şirketime yatırım yapmayı tercih etmediği düşünülürse çok pişman olacak bence. | Open Subtitles | حسناً، مع الأخذ في الإعتبار أنه اختار عدم الاستثمار في شركتي أراهن أنه سيشعر بخيبة أمل شديدة |
Senin şirketime 3 gün önce gelişinle bu durum rastlantı olamaz. | Open Subtitles | لقد حضرتي إلى شركتي منذ ثلاثة أيام هذا الموقف لا يمكن أن يكون مجرد مصادفة |
Üçünüz, şirketime iş başvurusuna geldiniz. | Open Subtitles | إذن، ثلاثة منكم يطلبون الحصول على وظيفة في شركتي |
Evet, hayalim buydu. Kendi şirketime sahip olmak. | Open Subtitles | نعم، لقد كان هذا حُلمي ان امتلك شركتي الخاصة |
Eğer şirketime gelip kolayca avukatlarımı alacağını sanıyorsan kafayı yemişsin. | Open Subtitles | اذا ظننت انه يمكنك ان تتجول في شركتي و تأخذ محاميني اذا فانت قد جننت |
Rakip şirketime yardım etmemi istemiyorsun değil mi? | Open Subtitles | لا تطلبين حقاً أن أساعد شركتي المنافسة، صحيح؟ |
Sonra da bir başkasını İyi bir gözüm var herhalde çünkü ne olduğunu anlamadan insanlar şirketime teklif yağdırmaya başladılar. | Open Subtitles | و لا بد أنني كنت بارعاً بهذا لدي نظرة جيدة لأن الناس بدأت تقدم عروضاً لشركتي بأسرع وقت |
Atalarından çok daha açık fikirliler ve deneysel araştırmalar için şirketime dışarıdan yatırım yapıyorlar. | Open Subtitles | بشكل أكثر عقلانية مما فعله القادة السابقين ولقد أثبتت أبحاثي قدراتها لشركتي |
Sen şirketime ne yaptığını sanıyorsun ? | Open Subtitles | ماذا تعتقد أنكَ تفعل بشركتي |
Bu yüzden Palmer ailesi onların adına pazarlık yapmam için şirketime ulaştı. | Open Subtitles | لذا تعاقدت عائلة (بالمر) مع مُؤسستي للتفاوض بالنيابة عنهم |
Çünkü kendi şirketime sahibim ve şirketim rakiplerinden daha iyi bir ürünü daha düşük bir fiyata satıyor. | Open Subtitles | وشركتي تبيع منتجاً أفضل من منتج المنافسين وبسعر أرخص من أسعار المنافسين |