| Bu hem bu şirketlerin hissedarları, hem de menfaatçilerinin yararına. | TED | وهذا بالمطلق لصالح أصحاب الأسهم وأصحاب المعاملات في تلك الشركات. |
| Yönetim ise şirketlerin yönetim kurulları ve yatırımcıları tarafından gözetimde olmasıyla ilgili. | TED | بينما تتعلق الحكامة بالرقابة التي تقوم بها الشركات عن طريق رؤسائها والمستثمرين. |
| Bu yüzden daha geleneksel şirketlerin hacker kültürünü ve getirdiği yaratıcı kaosu benimseyebilmeleri için zaman ve uyum gerekecek. | TED | وبالتالي فإن الشركات التقليدية، ستكون بحاجة للوقت كي تتكيف وتحتضن ثقافة المخترق وما تجلبه تلك الثقافة من فوضى إبداعية. |
| şirketlerin bizi kontrol etmesine izin vermek yerine biz şirketleri kontrol edebiliriz. | TED | نستطيع أن نختار التحكم في الشركات بدلًا من السماح للشركات بالتحكم فينا |
| Bu şirketlerin peşinden gidecek güce sahip olmayan regülatörler seçiyoruz. | TED | فنحن ننتخب مراقبين لا يملكون القدرة على تعقب هذه الشركات. |
| Yardıma ihtiyaçları vardı ve büyük şirketlerin kendileri de bu ikilemin içindeydiler. | TED | كانوا في حاجة إلى المساعدة و الشركات الكبيرة نفسها لديها نفس المعضلة. |
| 26 yaşımdayken, bu şirketleşmiş dünyada, şirketlerin daha karlı olmalarına çalışan biriydim. | TED | عملت ٢٦ سنة في عالم الشركات في محاولة أن أجعل الشركات تربح |
| Vergi sistemindeki değişiklik şirketlerin büyümesi için ideal koşullar yarattı. | Open Subtitles | التغيرات في الهيكل الضريبي قد خلقت اقتصاد مثالي لنمو الشركات |
| Bu soruya cevabım, temelde şirketlerin seslerini duyurmasına yardımcı olurum. | Open Subtitles | جوابي لهذا السؤال أساسا بأنني أساعد الشركات ليكون لها صوت. |
| Büyük şirketlerin insanları önemsemediği gerçeğini kabul etmenin zor olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف أنه من الصعب قبول عدم أهتمام الشركات العملاقة بالناس |
| Hatta başkan bile televizyona çıkıp şirketlerin zengin çürük yumurtalar olduğunu söyler. | Open Subtitles | اللعنة ، حتى الرئيس يخرج على التلفاز ويخبر الشركات والأغنياء كيف يعملوا |
| Aslında şirketlerin kalori anlaşmasına katılmaları için üç seçenekleri var. | Open Subtitles | الشركات في الحقيقة لديها 3 خيارات للمشاركة بالإلتزام بالسعرات الحرارية |
| Dediğin gibi, büyük şirketlerin avukatlarından bir şeyler saklamaları çok normal. | Open Subtitles | كما قلت ليس بالعادة لأن تخفي الشركات الكبيرة شيءً عن محاميها |
| O ve insanları birer yabancı şirketlerin kiralık tetikçileri onlar. | Open Subtitles | هو وقومه غرباء هم يعملون كقتلة مأجورين من اجل الشركات |
| Dünyada etik olarak hareket eden şirketlerin, böyle yapmayanlara göre daha iyi performans gösterdiklerini görüyoruz. | TED | نرى أنَّ الشركات التى تلتزم أخلاقياً في هذا العالم تفوق نظيراتها اللائي لا يفعلن ذلك. |
| Bazı şirketlerin içine girmeye karar verdik ve benzer bir şeyi yaptık. | TED | لقد قررنا ولوج بعض الشركات و القيام بنفس الشيء |
| Bu alandaki en revaçtaki şirketlerin vergileri bugün 39 milyar doların üzerinde. | TED | إيرادات حفنة من أكبر الشركات في هذا المجال هي أكثر من 39 مليار دولار اليوم. |
| Burada bazı kimselerin dile getirdiği üçüncü bir sorun olup olmadığını merak ediyorum, hükûmetlerin değil, büyük şirketlerin tüm verilerimizi kontrol etmesi. | TED | وأتساءل إن كان هناك أمر ثالث والذي عبر عنه البعض هنا، وهو أن تتحكم الشركات الكبرى، وليس الحكومات، في بياناتنا. |
| Pazarda, yenilikçi şirketlerin teknolojiyi eve getirmeleri için bir rota var. | TED | هناك مسار للتسويق للشركات المبدعة لادخال التكنولوجيا للمنزل. |
| Bolivya kararlıydı günde $2 dolar ile yaşayan ailelerin gelirlerinin dörtte birine kadarını şirketlerin su bedeli olarak talep etme haklarını savunmaya. | Open Subtitles | الدفاع عن حق المؤسسات لتكليف رسوم المعيشة للأسرة لدولارين يوميا بقدر ربع دخلهم للماء. |
| Ama genellikle açığa çıkmayan şey... ...paravan şirketlerin, yoksul ülkelerden... ...büyük miktarlarda parayı, dönüşümsel büyük miktarlarda parayı... ...çalmak için nasıl kullanıldıkları. | TED | ولكن ما لا يأتي عادة للضوء كيف تستخدم شركات شل لسرقة مبالغ ضخمة من المال، تحويلي مبالغ من المال، من البلدان الفقيرة. |
| Aslında bu, özel şirketlerin sağlayabileceği bir örnek. | TED | في الواقع , وهذا مثال حيث يمكن لشركات القطاع الخاص ان توفر ذلك. |
| İnsanlığın geleceği sadece politikacıların, büyük liderlerin veya büyük şirketlerin ellerinde değildir | TED | إن مستقبل الجنس البشريّ ليس محصوراً بأيدي السياسيين والقادة العظماء والشركات الكبرى، |
| Beni, raf şirketlerin aracılığını yapan birileriyle konuşturmanı istiyorum. | Open Subtitles | أريد منك إيصالي مع أحد يعمل" "بشركات مؤسسة على الورق |
| Size görüşebileceğiniz başka şirketlerin isimlerini önerebiliriz. | Open Subtitles | لذاً, نقترحُ عليك أن تحاولَ مع شركاتٍ أخرى |