| Bela arayan kızgın bir kamyon şoförüyle takışıyor bu adam hem kızı korkutup kaçırıyor hem de yazarla kavga ediyor. | Open Subtitles | لقد دخل في شجار مع سائق شاحنة غاضب يبحث عن المشاكل ولقد أخاف الفتاة ولذا بدأ في القتال مع الكاتب |
| Kamyon şoförüyle beraber Plaster City'de Peterson'ın garajındayım. | Open Subtitles | أنا مع سائق الشاحنة هذا في جراج بيترسون في مدينة بلاستر |
| Bir otobüs şoförüyle evlendiğin için pişman değilsin değil mi? | Open Subtitles | هل انتي نادمه علي المعيشه مع سائق الحافله ؟ |
| Ne yapacağımı şaşırıyordum ve sonra taksi şoförüyle karşılaştım. | Open Subtitles | كنت اتسائل ماذا افعل و عندها قابلت سائق سياره اجره |
| Her Salı gecesi, şoförüyle birlikte beni döverdi. | Open Subtitles | كان يضربني مع سائقه مساء كل يوم ثلاثاء |
| Donna bana... bir otobüs şoförüyle her gece çıktığını söyledi. | Open Subtitles | ..اذا دونا اخبرتني انك تخرجين كل ليلة مع سائق حافلة معين |
| Neyse. İçerideki şu tır şoförüyle konuşuyordum. | Open Subtitles | بأية حال ، اه ، كنت أتكلم مع سائق الشاحنة في الداخل. |
| Ben..gidip otobüs şoförüyle konuşayım mı ? | Open Subtitles | لقد ظننت أنك تقول أتركيه. هل تريدنى أن أتكلم مع سائق الحافلة؟ |
| Sadece Carter'la değil, babaannemin şoförüyle de çıkıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أواعد فقط كارتر أنا أيضاً أواعد سائق جدتي بيتي إنريكي |
| DNA taksi şoförüyle uyuşmuyor. | Open Subtitles | الحمض النووى لا يطابق سائق التاكسى الاصلى |
| Çulsuz bir garson olduğumu, üç çulsuz garson ve iki taksi şoförüyle aynı evde kaldığımı mı? Taksici arkadaşın var ve biz halk otobüsünde miyiz? | Open Subtitles | اني نادل مفلس يتشارك الشقة مع 3 نادلين مفلسين وسائقي سيارات اجرة مفلسين نحن على متن حافلة وانت تعيش مع سائق سيارة اجرة؟ |
| Başvuru formlarını babanın şoförüyle gönderirdim. | Open Subtitles | كان بإستطاعتي ان ارسل إستمارتك مع سائق والدك |
| Kaldırımda taksi şoförüyle güreşiyordu. | Open Subtitles | , لقد كان على الرصيف الملعون . يتصارع مع سائق سيارة الأجرة |
| İşte o zaman babaannemin şoförüyle vakit geçirmeye başladım. | Open Subtitles | إذاً ذلك عندما كنت أمضي الوقت مع سائق الجدة بيتي |
| Belki de belki de o kamyon şoförüyle iş birliği içindeydi. | Open Subtitles | أتعلم، ربما ربما هو في زمالة مع سائق الشاحنة الغاضب |
| Güzel, evet, Rus bir taksi şoförüyle çıkıyorum. | Open Subtitles | جيّد، أواعد سائق سيّارة أجرة روسياً. |
| Taksi şoförüyle sen konuşsan daha iyi olur. | Open Subtitles | من الافضل ان تتحدث الى سائق التاكسى. |
| Aracın şoförüyle konuşabildin mi? | Open Subtitles | حصلت على فرصة التحدث مع سائق الشاحنة ؟ |
| Kamyon şoförüyle konuştum, aracın sokağa girmesine mani olmak için tekerlerin önüne güvenlik tıkacı koyduğuna yemin ediyor, akla biri tıkaçları kaldırdı geliyor. | Open Subtitles | تحدثنا إلى سائق الشاحنة وهو يقسم على أنه وضع حجارة أسفل الإطارات لمنع الشاحنة من الإنزلاق في الشارع الضيق، لأنه على منحدر |
| King's Cross'ta, Leydi Rosamund'un şoförüyle buluşacaksın. | Open Subtitles | سوف يتم إستقبالكم في "كنغز كروس" مِن قِبل سائق الليدي "روزاموند" |
| Bay Thompson beni gördü ve nezaket gösterip şoförüyle eve bırakırdı. | Open Subtitles | رآني السيد (تومسون) وبطيبة منه جعل سائقه يقودني |