| şundan emin olmalıyız ki, bu insanlar hayatta kalmanın yanında, büyümeye de devam ediyorlar. | TED | يجب علينا أن نحرص على هؤلاء الأشخاص ليس لينجوا فقط , بل ليكونوا قادرين على مواصلة الازدهار. |
| Eğer korumamız altındalarsa şundan emin olmamız gerekiyor, özellikle de refakatsiz çocuklar için, ABD'de velileri ya da aile üyelerinden birileri olmadığından | TED | فإذا كانوا في حضانتنا فعلينا أن نحرص على.. في العديد من المرات، نرى أطفالًا بدون رفقة ليس لدينا.. |
| Pekala, istek, Liv Moore'u yakıp kül etme isteği. Kurtul şundan. | Open Subtitles | الرغبة بحرق (ليف مور) اجتازي الأمر |
| Kurtul şundan. | Open Subtitles | اجتازي الأمر |
| Biraz şundan, biraz bundan. | Open Subtitles | حسناً، تعرف، قليل من هذا وذاك |
| Aranızdan biri de şundan bana bir bahsetseydi keşke! | Open Subtitles | لكن كان على أحدكما أن ينبهني |
| Şimdi boş ver. Haydi şundan biraz yemeye çalış. | Open Subtitles | انسي الأمر الآن حاولي أن تأكل بعض من هذا |
| Bu arada, şundan bir çekmeni istiyorum. | Open Subtitles | وفي نفس الوقت أحتاج منك أن تستنشق بعضاً من هذا |
| Biraz şundan, biraz bundan. | Open Subtitles | القليل من هذا وذاك |
| Aranızdan biri de şundan bana bir bahsetseydi keşke! | Open Subtitles | لكن كان على أحدكما أن ينبهني |
| Öyle deme. Fark yarattık biz. şundan bir kadeh daha verir misin? | Open Subtitles | لا تقولي هذا، لقد صنعنا إختلافات أعطني بعض من هذا. |
| şundan iç biraz. Sonra teşekkür edersin. | Open Subtitles | تناول بعض من هذا ستشكرني عنه لاحقاً |
| Biraz şundan biraz bundan ama en çok beni mutlu etme işini yapar. | Open Subtitles | كما تعلمين, إنه يفعل بعضاً من هذا وبعضاً من ذلك... وفي الغالب إنه يشتغل على إبقائي سعيدة. |
| şundan biraz için. | Open Subtitles | إشرب بعضاً من هذا |