"şunu biliyorum" - Translation from Turkish to Arabic

    • أعلم هذا
        
    • أَعْرفُ هذا
        
    • موقنة منه
        
    • كما أنني أعرف أمرًا
        
    • أعرف هذا
        
    Şunu biliyorum: Eğer İngiltere 1940'larda mültecileri kabul etmeseydi, kesinlikle bugün burada olamayacaktım. TED أعلم هذا جيدًا: إن لم تكن بريطانيا قد سمحت بدخول اللاجئين في الأربعينيات، لما كنت هنا اليوم بالتأكيد.
    Ama ben şunu biliyorum. Open Subtitles و لكنني أعلم هذا
    Ben okula gitmedim, ama şunu biliyorum: Open Subtitles أنا لَمْ أُحْصَلْ عليه تَعَلّم كتابكَ، لَكنِّي أَعْرفُ هذا:
    Ama şunu biliyorum ki, eğer 99 tane yapsaydım, durmazdım. Open Subtitles لَكنِّي أَعْرفُ هذا. إذا أنا أبداً عَمِلتُ 99, أنا، أنا لا أَتوقّفَ.
    Ama şunu biliyorum ki her kötü anın için, bunu atlatmanı sağlayan iyi bir anın da var. Open Subtitles ولكن لا يمكنني حسنًا، ولكن ما أنا موقنة منه أن لكل ذكرى سيئة
    kimse hatırlayamıyor. Ama şunu biliyorum: Open Subtitles ولا أحد يمكنه التذكّر، كما أنني أعرف أمرًا آخر...
    Çok şey bilmiyorum belki, ama şunu biliyorum ki uçmayacaksın. Open Subtitles لا أعرف الكثير لكني أعرف هذا أنت لن تطير بعيدا
    Size bakan biri olarak şunu biliyorum Open Subtitles أعلم هذا بنظرة واحدة إليك
    Ama şunu biliyorum ki; Open Subtitles ولكنني أعلم هذا
    Ama şunu biliyorum ki sen Steve Wozniak'sın. Open Subtitles ولكني أعلم هذا "أنت هو "ستيف وزنياك
    Ama şunu biliyorum ki, minik kurdum. Open Subtitles {\pos(190,230)}لكنّي أعلم هذا يقينًا يا ذئبتي الأصغر
    Ama şunu biliyorum. Open Subtitles لكني أعلم هذا ...
    Ama şunu biliyorum: Open Subtitles لَكنِّي أَعْرفُ هذا:
    Ama şunu biliyorum ki her kötü anın için, bunu atlatmanı sağlayan iyi bir anın da var. Open Subtitles ولكن لا يمكنني حسنًا، ولكن ما أنا موقنة منه أن لكل ذكرى سيئة
    Kimse hatırlayamıyor! Ama şunu biliyorum. Open Subtitles ولا أحد يمكنه التذكّر، كما أنني أعرف أمرًا آخر...
    Bu kadının mektubunun öteki versiyonunun ne olduğunu bilmiyorum ama şunu biliyorum ki; o, bu mektubu yazmak zorunda. TED أنا لا أعرف الإصدار الآخر من قصة هذه المرأة، لكنني أعرف هذا: عليها أن تكتبه.
    Kim olduğunu bilmiyorum ama şunu biliyorum kendimi kendimden saklamaya çalıştığım bir dönemde o, bana yeni bir yol gösterdi çünkü ondan saklanamadım. Open Subtitles أنا لا أعرف من هو، لكنني أعرف هذا. في الوقت الذي كنت أحاول إخفاء نفسي من نفسي، وكان هناك لتريني طريقة جديدة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more