"” dedim" - Translation from Turkish to Arabic

    • وقلت
        
    Onu aradım ve dedim ki, “Dinle, bir yarış koştum ve kazandım ve TED لقد اتصلت به وقلت له: اسمعني، لقد ركضت في اول سباقاتي وفزت و..
    Ben de biraz uyumasını söyledim. "Babam onunla kalacak" dedim. Open Subtitles وقلت لها حاولى أن تحصلى على قدراً من النوم الليلة
    ben de ona sen yaparken de ben seyredeceksem olur, dedim. Open Subtitles وقلت أنه يستطيع إن استطعت أنا أن أشاهده يقضي حاجته أيضاً
    - Tam burada oturdum ve hakiki deri istemiyorum dedim. Open Subtitles جلست هنا وقلت إنني لا أريد أي طلاء مانع للتسرب
    - Yakınlardaydım da bir uğrayıp oğullarımın nasıl geçindiklerine bakayım dedim. Open Subtitles لقد كنت في الحي وقلت أمر عليكم وأرى كم تقدم أبنائي
    Philip Manville yapar mısın diye sordu, ben de "evet" dedim. Open Subtitles وفيل مانفيل طلب مني ان اعمل بهذا المجال وقلت , موافق
    Sonra kendime dedim ki o tablete dokunmayı bırakmadı, değil mi? Open Subtitles :وبعدها فكّرت وقلت لنفسي ماذا إن كان لم يتوقّف عن لمسه؟
    - Diğer konulara da girecekti ama "Bugün olmaz," dedim. Open Subtitles أراد أن نتطرق الى كل شيء وقلت له ليس اليوم
    Sadece sıkıldım ve buraya gelip nasıl olduğuna bakayım dedim. Open Subtitles كنت اشعر بالضجر وقلت لنفسي ان أتي لإراكِ واعرف مشاعرك
    Ve ona dedim ki, "Bir yol bulalım, 10 çocuğu haftada bir kez dışarı çıkarabileyim ve yazın arazide bisiklete binelim." TED وقلت له .. جد لي طريقة استطيع أن .. أأخذ 10 أطفال مرة في كل اسبوع لكي أجول معهم في جولة على الدراجات الهوائية في الريف
    Ve 'Gidin, okuyun' dedim. TED وقلت لهم .. لنمر سوية على الابحاث التي قدمت .. ..
    Ona dedim ki, "Yani eşin ve sen bir bebek sahibi olmaya mı karar verdiniz?" TED وقلت: هل تفكران انت و زوجك في انجاب طفل؟
    O gece, bütün eşyalarımı çantama koydum, babamın odasına girdim ve dedim ki: "Yarın sabah bir otobüs gelecek, TED في تلك الليلة حزمت امتعتي في حقيبة ومشيت لغرفة ابي وقلت له غدا صباحا الباص سوف يأتي
    ve dedim ki, ben de akıllı makineler yapmak istiyorum, ama bunun için önce beynin nasıl çalıştığını araştıracağım. TED وقلت: حسنا، أنا أريد بناء آلات ذكية أيضاً, لكن الطريقة التي أريد القيام بذلك هو عن طريق دراسة كيفية عمل الدماغ أولا.
    artık beyni araştırıyordum ve dedim ki: "teorik çalışmak istiyorum". TED وقلت في نفسي. أنا أدرس الأدمغة الآن, و قلت: حسناً, أريد أن أدرس الجانب النظري.
    Ve birden anladım, dedim ki: "Dostum, bunu çalmaya çalışıyor olabilir misin?" TED و فجاة فهمتها وقلت: صديقي، اي صدفة جعلتك تعزف هذا؟
    Dedim ki, bir daha asla dürüst bir toplumsal görüşü ifade etmeyeceğim. TED وقلت بأني لن أصرح بأي تعليق صادق للعامة مرة أخرى
    Bu yüzden ben, onların orada dikilmesi beni kötü hissettirdi ve onlara dedim ki, biliyorsunuz, bunu bu şekilde yapmanız gerekmiyor. TED وشعرت بالحزن لهما، وقلت لهما: أتعلمان؟ أنا لا ألزمكم فعل هذا.
    Bu boykota baktım ve dedim ki, burada bir şeyler yanlış anlaşılıyor. TED وقد نظرت إلى هذه المقاطعة وقلت أن لدينا شيء خاطئ هنا.
    Başını kaldırdı ve yüzünü gördüm, merhaba dedim ve hemen, burun kemerinin üzerinde kırışıklık gibi bir şey fark ettim. TED رفعت رأسها للأعلى ورأيتُ وجهها، وقلت مرحبا ثم لاحظت مباشرةً شيئًا ما على طول أنفها تجعّد في جلدها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more