| - o öğle yemeği için. - Anlıyorum genelde öyleymiş. | Open Subtitles | . هذا طعام للغداء ، أنا أفهم أنه عادة كذلك |
| - Anlıyorum. Bu konuda bir takım temel kurallar koysak iyi olacak. | Open Subtitles | أفهم ذلك , من المهم أن نضع تلك القواعد الرئيسية |
| - Bende bu şans varken onu kaybedersin... - Anlıyorum. | Open Subtitles | ــ من سوء حظي، ستفقد الرقم و ــ لقد فهمت |
| Yalnız olmasını istemedim. - Anlıyorum. | Open Subtitles | ـ لم أودها أن تكون بمفردها ـ أنا أتفهم الأمر |
| - Anlıyorum, çok da minnettarım ama peşine düşebileceğim bir iz olmalı. | Open Subtitles | أتفهم ذلك وأقدره حقاً لكن لابُد من وجود دليل ما يُمكنني تعقبه |
| - Sorunlarıyla kendileri başa çıkmak isterler. - Anlıyorum. | Open Subtitles | يحبون معالجة الأمور بأنفسهم أَرى |
| - Anlıyorum ama resimde ticarî plakası olan bir traktörün yanında duruyordu. | Open Subtitles | أفهم ذلك، لكنّه في الصورة، كان يقف أمام جرّارٍ يحمل لوحةً تجاريّة. |
| - Anlıyorum, ama onlar oraya gelene kadar bekle, tamam mı? Biyolojik giysileri olmayan hiç kimsenin otelin içine girmesini istemiyorum. | Open Subtitles | أفهم هذا, لكن انتظرى حتى يصلوا لا أريد أن يدخل أحد بدون بدل واقية |
| - Evet, ama bu defa farklı. - Anlıyorum. Nasıl? | Open Subtitles | . نعم ولكن هذه المرة مختلفة - أنا أفهم,كيف ذلك؟ |
| - Anlıyorum, kim sahte bir parti için gerçek bir randevuyu iptal eder ki? | Open Subtitles | أنا أفهم. الذي من شأنه أن يلغي تاريخ الفعلي فقط للذهاب إلى حفلة البكالوريوس وهمية؟ |
| - Hayır, ama... bu oğlumun evi. - Anlıyorum. | Open Subtitles | ــ لا , لكن إنّه منزل إبني ــ أنا أفهم ذلك |
| - Anlıyorum. Ama kanun Jason'ı suç ortağı olarak görüyor. | Open Subtitles | أفهم ذلك لكن القانون يراه شريكاً |
| - Anlıyorum. | Open Subtitles | انة غلق للابوا باكثر من فتحها نعم لقد فهمت |
| - Anlıyorum ama lafın gelişinin de bir anlamı vardır. | Open Subtitles | لقد فهمت لكن الكلام العام غير الموجه قد يعني شيئاً ما ، لذلك من هو |
| - Anlıyorum. | Open Subtitles | أنا أتفهم الأمر أنا أتفهم الأمر |
| - Anlıyorum. | Open Subtitles | فهمت وبالنسبة للجرسونات,لو لم يفعلوا ما يؤمروا به.. |
| - Anlıyorum. Diğerleriyle uzun zamandır arkadaşsınız. | Open Subtitles | أتفهم ذلك , انتم يا رفاق عشتم معاً لفترة طويلة |
| - Anlıyorum, acaba... | Open Subtitles | - أَرى ذلك، أنا |
| - Kendimi sizin yerinize koyamam. - Anlıyorum ve üzgünüm. | Open Subtitles | أنا لست في مكانك - أفهم هذا وأقدم اعتذاري - |
| - Sadece Kaptan'ı görmem gerek. - Anlıyorum. | Open Subtitles | فقط اريد ان اقابل القبطان افهم ذلك |
| - Kapıyı üzerine kilitlemem gerek. - Anlıyorum. | Open Subtitles | ــ حسناً, ولكن سأضطر لإغلاق الباب عليك ــ أتفهم هذا |
| - Ebediyyen, Clayton. - Anlıyorum. Ama ikimiz de biliyoruz ki bu kavga artık çok uzakta. | Open Subtitles | انا اتفهم هذا ، ولكن انا وانت نعلم ان هذه المعركـة قد انتهت |
| - Anlıyorum. - Bu acele neden, onu da anladın, değil mi? | Open Subtitles | انا افهم لكننا اكتشفنا لما العجله، صحيح؟ |
| - Anlıyorum hayatım ama eğer tetiği çekeceksek, böyle bir hedefi vurmak istiyoruz. | Open Subtitles | أتفهّم ذلك حبيبتي ، ولكن إذا أردنا استخدام هذه الورقة فهذه هي الفرصة المناسبة |
| - Anlıyorum ama Jack'in desteğimize ihtiyacı var. Elimizden geleni yapıyoruz. | Open Subtitles | افهم هذا ولكن "جاك" فى موقف يحتاج لدعمنا لذا كل شخص يقوم بما عليه |