"- geç" - Translation from Turkish to Arabic

    • متأخر
        
    • تأخرت
        
    • تتأخري
        
    • نتأخر
        
    • أتأخر
        
    • متأخره
        
    • اتأخر
        
    • متأخرة
        
    • اهزمي هذا
        
    - Geç oldu bu saatte çekici bulamayız ve ayrıca New York'tan uzaktayız. Open Subtitles ان الوقت متأخر , لا احد ليساعدنا نحن بعيدين عن نويورك ساخذ شراب
    - Geç kaldım! Geç kaldım! Geç kaldım! Open Subtitles أنا متأخر، أنا متأخر، أنا متأخر لا بد أنه موعد مهم
    Geç kaldım! - Geç kaldım! Geç kaldım! Open Subtitles أنا متأخر، متأخر لا تدوسي على السمكة انتبهي
    Oysa orada olmam gerek. - Geç kaldım. Geç kaldım. Open Subtitles لقد تأخرت، لقد تأخرت، لقد تأخرت قلت هل لديك عود ثقاب؟
    - Geç kaldığım için üzgünüm. - Daha çok geç kalırsın demiştim. Open Subtitles انا اسف و لكن يجب أن اعود و أنت ايضا تأخرت
    - İyi geceler, anne. - Geç kalma. Open Subtitles ـ ليلة سعيدة يا أمي ـ لا تتأخري بالخارج
    - Çocuğun son zamanlarda başı biraz dertte. - Geç kalıyoruz papaz efendi. Open Subtitles الفتى أزعج قليلا مؤخرا سوف نتأخر أيها القس
    - Geç kalmamı da sağlama. Open Subtitles حسناً، ولا تجعلني أتأخر أيضاً.
    - Geç oldu. Siz ve arkadaşınız yemeğe bize katılıp geceyi de burada geçirmez misiniz? Open Subtitles الوقت متأخر, هل لك وصديقك الانضمام إلينا لتناول العشاء، والبقاء ليلة؟
    - Geç oldu, çekici de bulamayız. Open Subtitles ماذا تفعل؟ ان الوقت متأخر , لا احد ليساعدنا
    - Geç kaldım zaten. Kampanya ofisinde beni bekliyorlar. Open Subtitles أنا متأخر بالفعل ، إنهم ينتظروني في مكتب الحملة
    - Geç kaldın. - Dakiklik. Bunu severim, pek severim. Open Subtitles أنت متأخر الدقة في المواعيد ، وأنا أحب ذلك ، أنا أحب ذلك
    - Geç saate kadar çalıştım, özür dilerim. Open Subtitles كما آل باتشينو العمل في وقت متأخر من آسف.
    - Lütfen, efendim! - Geç kaldım! Geç kaldım! Open Subtitles أرجوك سيدي أنا متأخر، أنا متأخر
    - Geç kalırsanız siz olmadan devam ederiz. - Eğer gecikirsek ölmüşüz demektir. Open Subtitles لو تأخرت سنرحل بدونك لو تأخرنا سيكون لأننا موتى
    - Geç kalmış olmalısınız. - Ne için geç kalmış? Düğün. Open Subtitles ـ أعتقد بأنكى تأخرتى ـ تأخرت على ماذا ؟ العُرس "وولدورف-أسورت"
    - Geç mi kaldım? - Hayır, tam zamanında. İçeri gel. Open Subtitles ـ لقد تأخرت ـ لا, جئت في الموعد تماماً, وأدخلي
    - Geç kalmana şaşmamalı. Open Subtitles لرؤيتك، لكن صدمتني سيارة لا عجب أنك تأخرت
    - Geç olsun güç olmasın. Open Subtitles . لا ، أن تتأخري أفضل من أن لا تأتي
    - Tamam. - Geç kalmak istemeyiz. Open Subtitles . حسناً - . لانود أن نتأخر - . ها أنت ذا
    - Geç kalacaksın. Open Subtitles ستتأخر لن أتأخر
    - Geç kalmıyor musun, dedim. - Ayrıca bağırıyor da. Open Subtitles ـ لقد قلت، ألن تكونى متأخره ـ إنه يصيح أيضاً
    - Sorun değil. - Geç kalamam. Open Subtitles كل شيء بخير لا استطيع ان اتأخر
    - Geç saatte ev göstereceğimi söyleyip . Larson Yolu'ndaki evde James'le buluşurdum. Open Subtitles كنت أقول له أني سـأضطر للعمل متأخرة لذا أقابل فينس في بيت لارسـون

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more