"- o zaman" - Translation from Turkish to Arabic

    • اذن
        
    • إذاَ
        
    • إذن
        
    • إذاً
        
    • أذاً
        
    • في ذلك الوقت
        
    • إذاً لا
        
    • حينئذ
        
    • إذاً ما
        
    • إذن سوف
        
    • إذن لن
        
    • إذًا من
        
    • إذا
        
    • ماذا إذاً
        
    • إذاً في
        
    - O zaman kazansan iyi edersin. Bak ne diyeceğim. Open Subtitles اذن على ما أطن يجدر بك الفوز , اخبرك بهذا
    - Hepsini aynı anda kontrol edemiyorum. - O zaman tek tek kapat. Open Subtitles لا أستطيع السيطرة عليهم جميعا في آن واحد اذن أغلق واحدا تلو الآخر
    - Hayır öyle değil. Ben sadece-- - O zaman biraz dikkat et. Open Subtitles لا ، طبعا لا ، اننى فقط اذن ينبغى أن تصبح حذرا
    - O zaman aynı derdi paylaştığımız konusunda anlaşacağımıza anlaşabiliriz. Open Subtitles حسناَ إذاَ لنتفق على أن نتفق على أمور المشاكل المشتركة
    - O zaman yoldayken çalınmış olmalı. - Onları gördünüz mü? Open Subtitles ـ إذن لابد أنهم قد سرقوا فى الطريق ـ هل رأيتهم؟
    - Öyle diyorlar. - O zaman yapacaklar, değil mi? Open Subtitles ـ هذا ما يقولونه ـ إذاً هذا ما سيفعلونه، صحيح؟
    - Ben de engel olacağım. - O zaman mücadele başlasın. Open Subtitles أذاً أنا سأتأكد من أنها ستخسر أذا الأمر كذالك
    - Yemlemek için birkaç el kaybetti. - O zaman da iki kat kuşkulandın. Open Subtitles ان الرجل سمح لى أن أربح بعض السمك اذن أنت أصبحت أكثر شكا
    - Bilmiyorum. - O zaman kapa çeneni. Rachel, bu sabahki gazeteleri gördün mü? Open Subtitles لست ادري اذن اسكت مرحبا ريتشل، أرأيت الصحف هذا الصباح؟
    - ...ve bıktım artık! - O zaman hikaye ne? Open Subtitles ولقد اصبحت متضجرا من الامر اذن ما هي الحكاية؟
    - O zaman ben yanıldım. - Neden beni yollasın ki? Open Subtitles اذن, يبدو اننى كنت مخطئا ولماذا كان يجب عليها ارسالى هنا ؟
    - Sadece güneş ışığıdır. - O zaman neden hareket ettirdik onu? Open Subtitles هذه مجرد اشعة الشمس اذن, لماذا قمت بتحريكه ؟
    - Teknik yardıma açığım. - O zaman bayrağı indirin. Open Subtitles سأكون سعيدا ان ساعدتمونى اذن فيجب ان تنكس علمك
    - O zaman yolu aç, hemen şimdi. - Lastiğim patladı. Open Subtitles إذاَ عد للطريق في الحال الإطارات فارغة الهواء
    - O zaman kendini de öldürebilirsin. - Kendimi öldürmeyeceğim. Open Subtitles ـ إذن فبوسعك قتل نفسك، أيضا ـ لن أقتل نفسي
    - O zaman oyun başlasın! Open Subtitles نعم يا جلالة الملكة إذاً دعوا اللعبة تبدأ
    - Hayır, hayır. - O zaman konuşmak zorundayız. Open Subtitles ــ كلـا لا أحد يوجه أتهامات ــ أذاً لا شيء نتحدث بشأنه
    - O zaman , yanlış duyduğumu sanmıştım. Open Subtitles في ذلك الوقت إعتقدت، اعتقدت بانني ربما لم اسمعها.
    - Ona katılmaktan nefret ediyorum ama... - O zaman katılma. Open Subtitles أكره أن أتفق مع كيلوغ و لكن إذاً لا تفعلي
    - Sabah ödeşiriz. - O zaman görüşmek üzere. Open Subtitles سوف نكون مشتغلين في الصباح - أراكم حينئذ -
    - O zaman niye çıldırıyorsun? Open Subtitles إذاً ما هو الّذي أنتَ غاضباً جدًّا بشأنِه؟
    - O zaman kadar acı çekmek için bekleyeceğim. - Şimdi acı çekiyor olmalısın. Open Subtitles إذن سوف أنتظر حتى أحزن حينها - يجب أن تحزني الآن -
    - O zaman benimle konuşmak için bahanen olmazdı, değil mi? Open Subtitles ولكن عند إذن لن يكون باستطاعتك الحصول على عذر للتجدث الي
    - O zaman para nereden geldi? Open Subtitles إذًا من أين أتى المال؟
    - O zaman bize Judith'in kiminle ilişkisi olduğunu söyleyin. Open Subtitles إذا ، أخبرينا من الذى كان على علاقة بـ جوديث
    - O zaman kim? Open Subtitles حسنآ , ماذا , إذاً ؟
    - O zaman birkaç kanıt bulmama yardım et. Open Subtitles ساعدني إذاً في العثور على بعض الأدلة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more