| - Dün sis varken. - Ve aynı şeyi söyledi? | Open Subtitles | ـ بالأمس وسط الضباب ـ و أسمعكِ نفس الكلام ؟ |
| - İyi bir yoldaş. - Ve iyi bir doktor. | Open Subtitles | لقد كان هذا جيدا ايها الرفيق و مساعد الطبيب الجيد |
| - Ve son olarak, kardeşim, Niles. - Oh, Dr Niles Crane. | Open Subtitles | و أخيراً و ليس اخرا الدكتور نايلز كرين أوه دكتور نايلز كرين |
| - ...ve sakın taşları düşürme. - Harika, sorun değil. | Open Subtitles | و لا تترك أي حجارةٍ تسقط أه، رائع، لا مشكلة |
| Daha önce olup da şimdi olmayan bir şeye. - Ve yerinden kımıldatılmış şeylere. | Open Subtitles | ما هو الشيء الذي لم يكن موجوداً من قبل و ما هو الموجود و لم يكن موجوداً من قبل |
| - Kiliseye benziyor. - Ve bu ne anlama geliyor? | Open Subtitles | تبدو كما لو كانت كنيسة و ماذا يعنى هذا ؟ |
| - Ve kimse fotokopici kızla yatmadı. - Oh, ben tam tersini gördüm. | Open Subtitles | و لا أحد ينام مع فتاة النسخ أه , أنا عندى حلم معاكس |
| - Kürek, saç, parmak izlerim, kan. - Ve benzin. | Open Subtitles | المجرفة و الشعر و بصمات أصابعي و قليل من الدم |
| - Bu 1,000 metreden oldukça yüksek. - Ve, piramitlere göre, daha...büyük mü? | Open Subtitles | الإرتفاع هنا يزيد عن 1000 متر و هذا مقارنة بالأهرام إرتفاع هائل للغاية |
| - Ve görünüşe göre onları durduramıyoruz. - Bir dakika. | Open Subtitles | و يبدو أننا غير قادرين على إيقافهم لحظة يا ثور |
| - Ve yeniden öyle olacak. - Bu harika, kızlar. | Open Subtitles | ــ و سيعود كما كان ــ هذا رائع, يا فتيات |
| - Ve geçiş kartı yok. - Vardı ama biri onu almış. | Open Subtitles | و لا يوجد تصريح بالركوب كان موجودا ولكنه اخذ مني |
| - Ve bizim de gururumuz var, onca yolu dilencilik edip para koparmaya gelmedim, emeğimi önermeye geldim. | Open Subtitles | و لم أسلك هذا المسافة لإستجداء إحسانك لكن لأعرض أتعابي بشرف |
| - Geçen gün bacağını gördüm. - Ve ne olduğunu gördük. | Open Subtitles | لقد لمحت ساقيها فقط في ذلك اليوم- و ماذا كانت النتيجة؟ |
| - Ve tam olarak bilmiyorum efendim. - Tam olarak demek istediğim. | Open Subtitles | وأنا لا أَعْرفُ ما حصل فعلاً سيدي ذلك هو قصدي بالضبط |
| - Ve sanırım bu kırmızı kazak senin. | Open Subtitles | رايتشل لديها شئ لتقوله لك و انا أعتقد أن هذه السترة الحمراء تخصك |
| - Ve bunların hepsi senin aldığın " Journal du Globe" gazetende yer alıyor | Open Subtitles | وهى فى جورنال دى جلوب الجريده التى تمتلكها الان |
| - Ve Onuncu Caddede turluyordu. | Open Subtitles | و لقد كانت تتجول بسيارتها بالشارع العاشر. |
| - Bu uzun zaman önceydi. - Ve artık yetişkiniz. | Open Subtitles | هذا كان منذ زمن طويل و نحن أناس بالغين الأن |
| - Ve hatırlamak istemediğim şeyleri. - Bana ne gördüğünü anlat. | Open Subtitles | ـ ولا رغبة لى فى تذكرها ـ أخبرنى بما حلمت به |
| - Ve? | Open Subtitles | وماذا بعد ذلك ؟ |
| - Ve askerler elinde değil. - Askerleri serbest bırakmak bir sonraki adım. | Open Subtitles | وأنت لا تمتلكهم تحرير أولئك الجنود هي الخطوة التالية |
| - Ve otu satın almayıp, çaldığımız için, kazandığımız net kar oluyor. | Open Subtitles | وبسبب أننا كنا سارقين الحاشيش ولم نشتريه,كان كل ما جمعناه هو ربح |
| - ...ve o bıçağı istiyor. - Evet. | Open Subtitles | حسناً ، هناك مخيم جديد الان ، وهو يريدها |
| John Bontecou'nun cömert teklifi. - Ve benim düşüncem Bill-- | Open Subtitles | وأنا اعتقد يا بيل أريد المزيد من هذه الكعكات اللذيذة؟ |