"- yalnız" - Translation from Turkish to Arabic

    • لوحدك
        
    • وحدك
        
    • بمفردك
        
    • وحدها
        
    • بمفردها
        
    • بمفردى
        
    • وحيدا
        
    • هو وحده
        
    • وحيده
        
    • بمفردكِ
        
    • هو بمفرده
        
    • أناأُقدّر لك
        
    - Yalnız gittiğine inanmak zor. Open Subtitles حسنا، أجد ذلك صعب التّصديق , بأن تسافرى لوحدك
    Ben de. Sadece bana oluyor sanıyordum. - Yalnız değilsin. Open Subtitles إعتقدتُ بأنّه كَانَ فقط انا أنت لَسْتَ لوحدك.
    - Yalnız götürmek zorundasın. - Benim uçağımla gidemez miyiz? Open Subtitles يجب أن تقوديهم وحدك - ألا يمكنك الركوب معى ؟
    - Yalnız git. - Hayır. Bu çok tehlikeli. Open Subtitles ـ اذهب وحدك ـ لا ، إنه خطر جدا
    - Yalnız kalmana müsaade etmemeliydik. Open Subtitles لم يكن يجب أبداً أن نسمح بأن تُترك بمفردك معه
    - Yalnız çalışmak istersem, olabilir. Open Subtitles إذا كنت تريد أن تعمل وحدها ، ودفع غرامة.
    - Yalnız olduğuna inanamadım. Open Subtitles -لم اصدق ان فتاة جميلة مثلك بمفردها
    Sen bir hırsızsın! - Üzgünüm. - Yalnız kalmak istiyorum. Open Subtitles . انا اسف . أريد ان أكون بمفردى الأن
    Ben. - Yalnız gitme. - Bunu doldurmam lâzım. Open Subtitles بن،لا تذْهبُ لوحدك اَحتاجُ عبوة جديدة على أية حال.
    Ben yaparım. Mahvedeceksin. - Yalnız gitmene izin vermem. Open Subtitles انا سأفعل ذلك،انت ستربك لنا الموضوع لن ادعك تذهب لوحدك
    - Başa çıkabilir miyim bilmiyorum. - Yalnız yapmak zorunda değilsin. Open Subtitles انا فقط لا اعرف اذا كنت استطيع التعامل معه ليس عليك ان تفعله لوحدك
    Hava almış olurum. - Yalnız olmaz. - Ben giderim. Open Subtitles سأذهب، أحتاج لبعض الهواء لا تذهبى وحدك
    - Yalnız başına gitmiyorsun. - Biz de seninle geliyoruz. Open Subtitles ــ لن تذهب وحدك ــ نحن معك طول الطريق
    - Baba, şey olursam daha kolay olur... - Yalnız olursan. Evet. Open Subtitles أبي قد يكون هذا أسهل لو كنت - وحدك نعم -
    - Yalnız gelmek sizi rahatsız etmiyor mu? Open Subtitles ألا يضايقك المجيء هنا بمفردك ؟
    - Yalnız olduğunu düşündüğünde çok sevimli oluyorsun Open Subtitles أنت لطيف جداً عندما تظن أنك بمفردك
    - Yalnız kalmak isteyen insanların gittiği bir yer. Open Subtitles المقصد للأشخاص الذين تريد أن تترك وحدها.
    - Yalnız yapsam daha hızlı olabilir. Open Subtitles قد يكون هذا أسرع العملية إذا فعلت ذلك وحدها.
    - Yalnız yaşıyor. Open Subtitles ـ إنها تعيش بمفردها
    - Yalnız gidip, onu alabilirim. - Olmaz. Open Subtitles يمكن أن أذهب بمفردى و أحضره لا
    - Özür dilerim, efendim. Mazeret olamaz. - Yalnız değilsin, Teğmen. Open Subtitles معذرة سيدي , لايوجد اي عذر - لست وحيدا , ايها الملازم -
    - Yalnız mı? Open Subtitles هل هو وحده ؟
    - Yalnız bir anne çocuklarının azmasına izin verir mi? - Tam olarak kasabanın kafasına uymuyor. Open Subtitles ام وحيده وثرية تركت طفلتها تهيم بالبراري
    - Yalnız mısın? Open Subtitles هل أنتِ بمفردكِ ؟
    - Yalnız mı? Open Subtitles - هل هو بمفرده ؟
    - Yalnız dur da onlara yardım edeyim. Open Subtitles دعني أساعدهما هنا أناأُقدّر لك هذا أهلاً يا سيدات

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more