"açığa çıkardı" - Translation from Turkish to Arabic

    • كشف
        
    • كشفت
        
    • حيث أكتشفت
        
    • بكشف
        
    • يكشف
        
    • وكشفت
        
    Gücün ne olduğunu anlama yolunda bilim, evrenin kalbinde yatan gizemleri açığa çıkardı. Open Subtitles في مهمة البحث عن كنه القدرة كشف العلم عن أسرار في باطن الكون
    İşte orası biraz çetrefilli. Kromozom testleri gelişmenin erken safhalarında rahimde birleşen iki embriyo olduğunu açığa çıkardı. Open Subtitles الفحص الكروموسومي كشف أن جسمك يحتوي على كلا العضوين
    Çocuğumu nasıl yetiştirmem gerektiği konusunda kendime güvenimi artırdı. Bu, çocuklara nasıl yardım edebileceğimiz konusunda çok şeyi açığa çıkardı. TED لقد ساعدني لأكون أكثر ثقة فيما يخص تنشئتي لأبنائي، وقد كشفت لي الكثير في ما يخص قدرتنا كمجتمع على مساعدة جميع الاطفال.
    Ne de olsa en önemli özelliklerini açığa çıkardı, işletme ve finansın kısıtlamalarını kaldırmak, kamu korumalarını yok etmek, bizi birbirimizle aşırı bir rekabet içine sokmak elbette biraz kusurlu. TED بعد كل شيء، قد كشفت معالمها الرئيسية، التي كانت رفع القيود عن الأعمال والمال، وهدم دور الحماية العامة، ووضعنا في منافسة شديدة مع بعضنا البعض، كأنه لا توجد عيوب تذكر.
    Polis az önce korkunç bir cinayeti açığa çıkardı. Open Subtitles حيث أكتشفت الشرطة قبل دقائق مسرح لجريمة قتل
    Ama bu sefer ajanlarımıza zarar vermeye çalışan teknolojiyi açığa çıkardı tıpkı bizi kolladığı gibi. Open Subtitles ولكن هذه المرة قاموا بكشف التقنيات والتي حاولت إيذاء عملائنا وكأنهم كانوا يبحثون عنا
    General Woodward bir kahraman olarak bilinirdi... o öldükten sonra Başkanın eşinin öldürülmesi komplosunu... açığa çıkardı. Open Subtitles وقد أعلن بطلاً بعد ما قُتل وهو يكشف مؤامرة لقتل السيدة الأولى
    Kimyasal analizler, sikkelerin altın, arsenik ve civa içerdiğini açığa çıkardı." Open Subtitles "وكشفت انبعاثات التحليل الطبقي الكيميائي أن العملات تتكون من الذهب والزرنيخ والزئبق"
    Biz filme alırken, yavrulardan birisi bu hızlı gelişime dair bir ipucunu açığa çıkardı. Open Subtitles بينما كنا نصـور الفيلم أحد الصغار كشف لنا سـر هذا النمو السريع
    Belki de bilim, çalışmakta olan daha yüksek bir otoriteyi açığa çıkardı doğanın kanunlarını ayarladı ve böylece kainatımız ve biz var olduk. Open Subtitles ربما يكون العلم قد كشف عن وجود قوى عليا تدخلت فى الأمر واضعة قوانين الطبيعة بحيث يمكن أن نوجد الكون ونحن
    Tabloyu gören olursa tüm oyun açığa çıkardı. Open Subtitles كان يمكن أن يتم كشف الخداع في لحظة رؤيته من طرف أي شخص.
    Sızıntı FBI'ın elindeki her şeyi açığa çıkardı. Open Subtitles التسريب كشف كل شيء لدي المباحث الفيدرالية
    O kasırga o kadar çok kum kaldırdı ki, kaç tane gemi enkazını açığa çıkardı kim bilir... Open Subtitles هذا الإعصار الذي جاء من خلال انتقل الكثير من الرمال... ... من يدري كم حطام السفن انه كشف النقاب؟
    Yeryüzü kanını açığa çıkardı ve ölülerini artık gizlemedi. Open Subtitles و كشفت الأرض دماءها ولم تغطي قتلاها في ما بعد
    Mikroskoplar ışığın dalga boyundan küçük dünyayı açığa çıkardı. Open Subtitles لقد كشفت المجاهر عن عالم أصغر من الطول الموجي للضوء
    Newton'un kütleçekimi ve hareket yasası, Güneş'in uzak gezegenleri nasıl olup da kendi çevresinde tutabildiğini açığa çıkardı. Open Subtitles قوانين نيوتن في الحركة والجاذبية .كشفت كيف للشمس ان تبقي عوالم بعيدة عنها أسيرتها
    - Biyopsi, babanın akciğerlerindeki lekenin lenfoma olmadığını fakat aksine sarkoidoz olduğunu açığa çıkardı. Open Subtitles حسنا، الخزعة كشفت أن البقع الموجودة في رئتي والدك ليس سرطان الغدد اللمفاوية، لكن ساركويدوز نادر.
    Polis az önce korkunç bir cinayeti açığa çıkardı. Open Subtitles حيث أكتشفت الشرطة قبل دقائق مسرح لجريمة قتل
    Aman Allah'ım. Kendini açığa çıkardı. Open Subtitles يا ألهي , لقد قام للتو بكشف نفسه
    Bu onun kimliğini açığa çıkardı. Open Subtitles لقد قامت بكشف موقعه
    Ee, Müzik Kutusu âyini ilgini çeken birşeyi açığa çıkardı mı? Open Subtitles إذاً هل طقس " الطبق العازف " يكشف شيئاً مهماً ؟
    Caleb, bir sırrı açığa çıkardı. Open Subtitles كاليب) يكشف السر)
    Angie geçmişini açığa çıkardı. Open Subtitles وكشفت "آنجي" عن ماضيها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more