"açık havada" - Translation from Turkish to Arabic

    • الهواء الطلق
        
    • سماء صافية
        
    • بالهواء الطلق
        
    • تحت السماء المكشوفة
        
    açık havada tropik bir cennete gerçekleşen başka bir konferansta, kahvaltı büfesindeyim ve bir çift yanıma yaklaştı. TED في مؤتمر آخر، كان في الهواء الطلق في جنة استوائية، وأنا في المائدة المفتوحة لوجبة الإفطار، يقتربُ زوجان مني،
    İkimizde bu ailelerin açık havada olmayınca bir araya gelemediğini biliyoruz. Open Subtitles كلانا يعلم أن تلك اللقاءات الأسرية لم تكن بشأن النزهات في الهواء الطلق
    Kamp yapmak çok fenadır! Kamp ateşi, biraz sarma, kafayı bulma, açık havada seks. Open Subtitles التخييم شئ مذهل، اشعال النيران، بعض الحشيشه، الاسراف في الشرب، الجنس في الهواء الطلق
    Hayır, açık havada da oluşur ve 50 Kilometre yol alabilir. Open Subtitles لا، البرق يمكن أن يضرب من سماء صافية وينتقل بحدود 30 ميل
    Bugün, siz kızlardan dışarı çıkıp açık havada oynamanızı istiyorum. Open Subtitles اليوم ، أريدكن أن تذهبن للخارج و تمرحن بالهواء الطلق
    açık havada, bunun anlamı çok fazla değişken var. Open Subtitles و تُنفَّذ في الهواء الطلق مما يعني وجود الكثير من المتغيرات
    Dünyayı umursamadan alışveriş yapmak açık havada yürüyüş yapmak gibi işlerim var. Open Subtitles .. ثمّة ما أريد فعله، كالتسوّق مثلاً والسير في الهواء الطلق دون الإكتراث للعالم
    O gösteriler genelde açık havada yapılmaz mı? Open Subtitles أليست هذه العروض تقام في الهواء الطلق أمام المياه؟
    O yüzden açık havada evlilik planlıyorsun ama içeride yapma seçeneği de oluyor. Open Subtitles هُنا يكمن السبب فى أنكَ تُعد لحفل زفاف في الهواء الطلق و لكن مع خيارٍ بأن يُقام فى قاعة
    Peter, açık havada bir şeyler yapmak için kızlardan telefon geldi. Open Subtitles بيتر , وصلتني مكالمة من الجمعية لفعل شيء ما في الهواء الطلق
    Ve de Allah ile Muhammed Peygamberin adını açık havada söylemek istiyorum. Open Subtitles وأودّ ذكر الله والنبيّ محمّد في الهواء الطلق
    Ve de Allah ile Muhammed Peygamberin adını açık havada söylemek istiyorum. Open Subtitles وأريد ذكر اسم الله ونبيه محمد في الهواء الطلق
    Eğer oraya hiç gitmediyseniz söyleyeyim açık havada, muazzam bir yer. Open Subtitles إذا لم تذهبوا لهناك قبلاً إنه في الهواء الطلق إنه أمر عظيم للغاية
    açık havada duramazsın. Open Subtitles أنت لا يُمكنُ أَنْ تَكُونَ خارج هنا في الهواء الطلق.
    Sürekli git açık havada oyna deyip duruyorum. Open Subtitles و دوماً ما أستمر بإخبارها بأن تلعب بالخارج في الهواء الطلق
    açık havada, katledilmiş hayvanları pişirme geleneğine inanılmaz düşkün olduğunu biliyorum. Open Subtitles أعلم أنك مغرم جدا من تقاليد طهي الحيوانات المذبوحه في الهواء الطلق
    Ama açık havada olmak muazzam birşey Open Subtitles ولكن من الرائع أن تكون في العراء في الهواء الطلق
    Evet ama park içinde, açık havada ve tüm hareket oyunlarını yapmanı istiyorlar senden. Open Subtitles نعم ولكنه في الهواء الطلق في المنتزه ويريدون أن يقوموا بكل حركات الألعاب هذه
    Yani temel olarak, açık havada uçuyorsanız ve ileride bir bulut kümesi varsa içine dalarsınız ve bulutlar sizin üstünüzden geçer. Open Subtitles لذا أساسا، أنت تطير في سماء صافية ...وفي الأمام هنالك كتلة من السحب تمر من خلالها سريعا وكأن السحب تسابقك
    Hayır. Dawkins ve DEVGRU açık havada yüksek irtifadan atlar. Open Subtitles لا، مع سماء صافية (جاك) وفريق (ديفاكرو) يقفزون
    Hayır, aslında, açık havada çalışıyorum. Open Subtitles أعني بأنه يمكنني الآن العمل بالهواء الطلق

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more