"açık sözlü" - Translation from Turkish to Arabic

    • صريحاً
        
    • صريحة
        
    • صريح
        
    • صريحين
        
    • صريحا
        
    • كان صريحًا
        
    • صراحتي تماثل صراحة
        
    Madem gemimi satın aldınız, açık sözlü olacağım. Open Subtitles اﻵن وقد تم تأمين السفينة دعني أكون صريحاً معك
    Ama, açık sözlü olmak gerekirse, her zaman kendini geliştirmeye açık olman gerekir. Open Subtitles ولكنلأكون صريحاً دوماً هناك مجالاً للتحسُّن.
    Benim felsefem ne biliyor musun? İçtiğim zaman acayip açık sözlü olurum. Open Subtitles هل تعرف ما هي نظريتي و حين أشرب أصبح صريحة بشكل مؤلم
    Evet, bu konuda çok açık sözlü ve dürüst olmuştun. Open Subtitles نعم، وقد كنتِ صريحة وصادقة حول الأمر في ذلك الوقت.
    Biliyorum bu onun son isteği ve açık sözlü ve dürüst olmalıyım ama sorun şu ki, onun hakkında söyleyecek iyi şeyler bulamıyorum. Open Subtitles أعلم بان هذا كان طلبه النهائي أنني اكون صريح وصادق لكن المشكلة لا أستطيع العثور على أي شيء جيد
    Olabilir, ama oğlumu açık sözlü yetiştiriyorum, tamam mı? Open Subtitles حسن، ربما، لكنّي ربيت ابني ليكون صريح ويرمي بالكلمة مباشرة
    Geçmişte birbirinize karşı hisleriniz konusunda açık sözlü davrandığınızı biliyorum. Open Subtitles تعلمون لقد كنتما صريحين عن مشاعركما لبعضكما البعض في الماضي
    Seni oğlum yerine koyduğuma göre sana karşı açık sözlü olayım. Open Subtitles سأكون صريحاً معك بما أنَّك بمثابة ابنٍ لي
    açık sözlü birisiniz. Ben de açık konuşacağım olacağım. Open Subtitles حسناً، أنّك رجل صريح، لذلك سأكون صريحاً معك.
    Ama açık sözlü olmak gerekirse burada hayır kurumu yönetmiyorum. Open Subtitles لكن كي أكون صريحاً ، أنا لست أعمل في العمل الخيري
    Sadece açık sözlü ol. Konu hep ruh haliyle ilgili olmuştur. Open Subtitles كن صريحاً فحسب، الأمر يتعلق دائماً بالمزاج.
    Sizinle kongrede çalışırken benden hep açık sözlü olmamı isterdiniz. Open Subtitles عندما عملت لصالحك بالمكونغرس طلبت مني دائماً أن أكون صريحاً معك
    Çalışanlarından biri aniden rahatsızlanmış ve acilen birisine ihtiyaçları varmış ben de personel müdürüyle konuştum ve itiraf etmeliyim ki ona karşı çok açık sözlü değildim, yani... Open Subtitles الرجل الذى يعمل لديهم اصابه المرض فجأة ويريدون آخر على الفور لذا, تحدّثت الى مدير الموظفين هناك لابد ان اعترف اننى لم اكن صريحة جدا معه, اعنى..
    açık sözlü ya da kadın olduğum için kusura bakma ama bu iş böyle olacak. Open Subtitles لذا فسامحني لكوني صريحة أو أنثى لكن الأمر سيسير هكذا
    Dürüst, açık sözlü, hiçbir şeyi saklamayan. Sonunda "yin"ime bir "yin" buldum. Open Subtitles ،أنتي صادقة ، صريحة ، ولا تخفي شيء أخيراً ، وجدت الشخص الذي يناسبني
    ...düşündüm ki açık sözlü bir konuşma yapmanın zamanı gelmiştir. Neyle ilgili Clora? Open Subtitles لذا أعتقد أن الوقتُ حان لمحادثة صريحة عن اي شيء، كلورا؟
    Becerikli, güçlü, sessiz, açık sözlü, nasıl istersen. Open Subtitles عملي , قوي , صامت , صريح , الأمر عائد إليك
    Becerikli, güçlü, sessiz, açık sözlü, nasıl istersen. Open Subtitles عملي , قوي , صامت , صريح , الأمر عائد إليك
    açık sözlü, açık fikirli ve tabusuz olmalarına çalışıyoruz. Open Subtitles منفتح, صريح, جريئ هذا ما نشجعه نحن
    Arkadaşlarıymış gibi açık sözlü ol, ne konuda isterlerse sohbet et onlarla. Open Subtitles نكون صريحين معهم كما لو أننا أصدقاء ونتحدث معهم في أي شيء يريدونه
    "Sessiz olacağım, diye açıkladı Archie. Ben de açık sözlü olacağım." Open Subtitles سوف أكون هادئة جدا أجاب ارشي وأنا سوف أكون صريحا بجرأة
    Tabii hoşlandığı birine karşı açık sözlü davrandıysa o zaman iş değişir. Open Subtitles إلاّ إذا كان صريحًا مع شخص يهتم به
    Sizin kadar açık sözlü olmayacağımı bilin Leydi. Open Subtitles لا أتظاهر بأن صراحتي تماثل صراحة جلالتك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more