"açıklamıyor" - Translation from Turkish to Arabic

• يفسر
• يفسّر
• يشرح
• يُفسّر
• يُفسر
• يوضح
• يوضّح
• لايفسر
• تشرح
• يُوضّحُ
• تفسّر
• يبرر
• لا تفسر
• لم تفسر
• سيعرضه

Ancak bu durum aletle temas etmemiş kişilerin etkiye maruz kalmalarını açıklamıyor.
لكن هذا لا يفسر مشاهدات الناس الذين لم يتعاملوا مع الجهاز مباشرة

Yine de bu, neden Adalet Bakanlığı'na teslim olduğunu açıklamıyor.
هذا لا يفسر لمَ قمت بإحقام نفسك في وزارة العدل؟

Yine de bu, beni neden bu olayda istemediğini açıklamıyor.
ذلك ما يزال لا يفسر عدم رغبتك في إشراكي بالقضية.

Sadece kanama ve DIC'i açıklamıyor, ayrıca yorgunluk ve ateşi de açıklıyor.
هذا لا يفسّر فقط التخثر المنتشر العميق والنزف بل أيضاً التعب والحمى

Bay Keeley, ödemeden kaçınmak için poliçelerin nasıl yönlendirileceğini, harmanlanacağını ve tekrardan işleme sokulacağını hassas bir şekilde açıklamıyor mu?
ألا يشرح تحديداً هذا القسم كيف يتم تدوير و نقل و إعادة نقل المطالبات و فعل أي شيء لتجنب السداد؟

Kafayı yemesi, üstünde bir damla kan olmamasını açıklamıyor ama.
تصرفه بجنون لا يفسر عدم وجود بقع دم في ملابسه

Benim daha iyi hissetmemin sebebini açıklamıyor bu durum ama.
ولكن هذا مازال لا يفسر لماذا مازلت أشعر أني أفضل

Yine de kendi bebek partinin ortasında çekip gitmeni açıklamıyor bu.
لكن هذا لا يفسر لمَ عساك المغادرة في منتصف حفلة طفلك

İki adamı nasıl bu kadar etkilediğini açıklamıyor yine de.
لكن هذا لا يفسر إلهامك هذا القدر الفائق من الإخلاص

Ama bu milyarlarca sinir hücresinin ve trilyonlarca sinapsın görme işiyle ne alakası olduğunu açıklamıyor.
لكن هذا لا يفسر البلايين من العقد العصبية و ترليونات الشبكات المرتبطة بالبصر

Bu, kontrol panelindeki ruj izini açıklamıyor.
هذا لا يفسر سبب وجود أحمر الشفاه على لوحة عدّادات السيارة

Ama yine de birilerinin benim o ofisten sağ çıkmamı istemesini açıklamıyor.
لكن هذا لا يفسر لماذا اراد احدهم اخراجي من المكتب حي

O onu öldürmek için gelecekten geri geleceğini neden Ama açıklamıyor.
لكن هذا لا يفسّر لماذا تعود من المستقبل لتقتله

Ama uzay zaman bütünlüğündeki boşluğu açıklamıyor.
لكنّه لا يفسّر ضياع المساحة الزمنيّة لديه

Yine de zanlının burada durup hedefi nasıl vurduğunu açıklamıyor.
هذا مازال لا يشرح كيف يمكن لمشتبه الوقوف هنا وضرب الهدف

Ama bunların hiçbiri neden Ulusal Güvenlik için "ilgili" olduğunu açıklamıyor.
لا شيء من ذلك يُفسّر سبب كونه ذي صلة للأمن القومي.

Eddie bu saat dörtte gelmeni açıklamıyor, çünkü bar ikide kapanıyor.
إدي،لكن ما زالَ لا يُفسر مجيئك في 4: 00 صباحاً المشرب يغلق في 2.00

Şey, bu nasıl geri döneceğimizi açıklamıyor. En azından, açık değil.
حسناً ، هو لم يوضح كيف نعود على الأقل ، ليس بشكل واضح

Uykunun yok edilmesi, bu polislerin vurulmasını açıklamıyor.
إستئصال نوم لا يوضّح إطلاق نار أولئك الضبّاط.

Ama, Caleb, bu hâlâ onun Sherlock Holmes kostümü içinde ne aradığını açıklamıyor.
ولكن يا كاليب ,هذا لايفسر سبب ارتدائه ملابس شارلوك هولمز التنكرية الخاصة بك

Çok etkileyici. Ama bu, özel güvenliği ve limitsiz parayı açıklamıyor.
ذلك مذهلٌ جداً، ولكنها لا تشرح تماماً الأمن الخاص، والتوميل اللانهائي

Su üzerinde çalışan bilimadamlarının askerleriniz tarafından vurulmalarını açıklamıyor.
هو لا يُوضّحُ لماذا جنودكَ أطلقوا على العلماء الذين يجرون التجارب على الماء.

O dosyaların beşinde uygulanan doz radyasyon hasarını açıklamıyor. Sensitivite değişiklik gösterir.
خمسة من تلك الحالة، الجرعات المصرح بها لا تفسّر التضرر بالإشعاع

Sayılır. Ama bu hala bedenleri nasıl tutuşturduğunu açıklamıyor.
هذا فقط تخمين , لانه لا يبرر كيفية اضرام النار بالجثث؟

Anne, bu şarkı hala çocuklarını neden terk ettiğini açıklamıyor.
أمي , هذه الأغنية لاتزال لا تفسر لماذا هجرتِ اطفالكِ

Yine de neden burada ortaya çıktığını açıklamıyor.
كيف إنتهى بك مازلت لم تفسر المطاف إلى هنا؟

Ama bu Orance Bölge şerifinin neden onun peşinde olduğunu açıklamıyor.
لكني لا أفهم ما الذي سيعرضه مكتب المأمور في المقابل