| Değil mi? Şimdi, Freudyen açıklamayı burada kullanmaya çalışıyorsun. | TED | صحيح؟ الآن، جرب أن تستخدم تفسير فرويد هنا. |
| Bu olayda çok büyük bir gizem yok gerçekler sadece tek bir açıklamayı gösteriyor. | Open Subtitles | ليس فى الامر الكثير من الغموض تبدو الوقائع و كانها تقود الى تفسير واحد |
| Öyleyse söylediğin şey, o büyük açıklamayı bulmadığın çünkü öyle bir açıklama yok. | Open Subtitles | إذاً أنتِ تعترفين أنكِ لم تجدي تفسيراً كبيراً وحيداً لأنه ليس موجوداً أساساً |
| Kürsüye çıkıp yazdığım açıklamayı okursanız en azından senatörlüğe devam edersiniz. | Open Subtitles | لا أحد. تخرج الآن وتقرأ البيان الذي كتبته لك، وتبقى سيناتور. |
| Ama bazıları bu açıklamayı tatmin edici bulmuyor. | TED | والآن هناك البعض الذين لا يجدون هذا التفسير مرضياً |
| Bu ilişkinin detayları hakkında açıklama yapma ihtiyacı duyarsanız, bizimle paylaşmak isteyeceğiniz her türlü açıklamayı dinlemeye hazırız. | Open Subtitles | إن أردت توضيح موقفك بخصوص تفاصيل تلك العلاقة فسنرحب بأي توضيح تود إطلاعنا عليه |
| Sanırım, neler olup bittiğini anlatacak açıklamayı bekleyip duruyorum. | Open Subtitles | أعتقد بأنني أحتفظ ببعض الأمل لتفسير مـا حـدث |
| Size bunu açıklamayı çok isterdim ama zamanımız kısıtlı. | Open Subtitles | أتمنى لو أستطيع الشرح لكم، ولكن الوقت قد انتهى |
| Daha iyi anlayabilmenizi düşündüğüm için, bu açıklamayı yapıyorum. | Open Subtitles | على الأرجح أنّه أمرٌ مفيدٌ لكم لو فهمتم .كيف أتيت للإدلاء بهذا التصريح |
| Güzergahımı açıklamayı da ister miyim bilemiyorum. Ne demek istediğimi anlıyorsun? | Open Subtitles | أجهل إن تعيّن عليّ تفسير سبب تنقّلاتي أيضاً، أتفهم مقصدي؟ |
| Tabi, bunu Dillon ve CSIS'e açıklamayı dene | Open Subtitles | نعم ، حاولي تفسير ذلك ل ديلون و سي أس أي أس |
| Sanırım bunca yıldan sonra bir açıklamayı hakediyorum. | Open Subtitles | أعتقد أني بعد كل هذه السنوات أستحق تفسيراً |
| Bir kusurlu teori ve ikinci bir teorinin ender görülen komplikasyonu bizim tam açıklamayı veriyor. | Open Subtitles | هذه إذن نظرية منقوصة، بالإضافة إلى مضاعفة نادرة لنظريةٍ أخرى، مما يعطينا تفسيراً كاملاً |
| Onun bu umursamazlığını finanse edenler... Bir açıklamayı hak ediyor. | Open Subtitles | ولكن أولئك الذين يمولون تجاهله يستحقون تفسيراً. |
| Bayan, açıklamayı bugün ne zaman alabiliriz? | Open Subtitles | سيدتي, متى يمكننا ان نتوقع صدور البيان اليوم؟ |
| Ancak 24 saat geçtikten sonra, halkın talebine boyun eğdi ve yardımcılığını yapan Ömer Süleyman aracılığıyla bu açıklamayı yaptı. | Open Subtitles | ولكن بعد 24 ساعة فقط, انحنى لإرادة الشعب وأصدر البيان التالي من خلال نائبه |
| Tüm fiziksel kanıtlar bu açıklamayı destekliyor. | Open Subtitles | كل الأدلة الفيزيائية تشير إلى هذا التفسير |
| açıklamayı hayal bile edemezsiniz, Rahibe, | Open Subtitles | حتى وإن عجزتِ عن تخيّل التفسير يا أختاه، |
| Beş Kage Zirvesi'ndeki talihsizliği nasıl açıklamayı düşünüyorsun? | Open Subtitles | كيف تنوين توضيح النتيجة المؤسفة لمؤتمر قمة الكاجي الخمسة؟ |
| Giles, durumu açıklamayı düşünüyor musun? | Open Subtitles | جايلز " ، هل هناك تخطيط لتفسير ما يحدث هنا قريبا ؟ |
| Pekala, o uzun açıklamayı bir daha yapmaman şartıyla önce senin metodu deneyelim. | Open Subtitles | حسنُ، وكي لا تقومين بهذه الشرح اللعين مرة أخرى، -سنجرب طريقتك أولاً .. |
| Bu açıklamayı değiştirmek mi istiyorsunuz, Eyalet Savcısı? | Open Subtitles | اتود ان تعدل ذلك التصريح ايها المفوض؟ |
| Birazdan çıkacaklar. açıklamayı duymak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | سيخرجون في أية لحظة لا يمكنني الانتظار لأسمع تفسيرهم |
| Sanırım bir açıklamayı hak ettim. Bu sefer gerçeği söyle. | Open Subtitles | اسمعي، أعتقد أني أستحق توضيحاً وأفضل أن تكون الحقيقة هذه المرة |
| Bayanlar ve baylar, hepinize iyi akşamlar dilerim. Başkan tarafından yapılmış bir açıklamayı ileteceğim. | Open Subtitles | "عمتم مسائاً، سيداتي وسادتي لديّ بياناً من الرئيس" |
| Peki onun 22 yıllık yokluğunu nasıl açıklamayı düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | ولكن كيف ستبرر اختفاؤه لمدة 22 عام |