"açıklayan" - Translation from Turkish to Arabic

    • يشرح
        
    • تشرح
        
    • يوضح
        
    • تفسر
        
    • تصف
        
    • توضح
        
    • توضيح
        
    • يصف
        
    • يفسّر
        
    • لتفسير
        
    • لوصف
        
    İşte yaptığımız şey de bu. Her biri matematiğin belirli bir kavramını açıklayan sayısız mobil uygulama geliştirdik. TED هذا ما نقوم به. أساسا، قمنا بتطوير العديد من تطبيقات الجوال، كل واحد منها يشرح مفهوم معين في الرياضيات.
    Eski Yunandaki mevsimleri açıklayan efsaneyi ele alalım. TED بالنظر في الأسطورة اليونانية القديمة التي تشرح الفصول
    Mezar taşında Bayan Feathers'a biricik kızının niçin herkesin... gaddar ve ahlâksız bildiği namlı bir katil ve soyguncuyla evlendiğini açıklayan hiçbir yazı yoktu. Open Subtitles و لم يتواجد اي شيء يوضح للسيده فذرز لماذا تزوجت أبنتها الوحيده من لص مشهور، قاتل، ورجل شرير وذو طبيعة عدوانية.
    Konuyu açıklayan bir hikayesi var ama gerçekleri nasıl test edeceğimizi bilmiyorum. Open Subtitles لديه قصة قد تفسر هذا إنني لست متأكداً بشأن كيفية أختبار الحقائق
    İki nesne arasındaki yer çekimi kuvvetini açıklayan ilk denklemi 1687'de Isaac Newton yazmıştır. TED المعادلة الأصلية التي تصف قوة الجاذبية بين جسمين كتبها إسحاق نيوتن في عام 1687.
    Şimdi hem bilinçli hem de biliçsiz tasarım yoluyla bu görünmez dünyalara nasıl etki ettiğimizi açıklayan ve bana farklı bir bakış açısı kazandıran mimari odaklı araştırmamı sizlerle paylaşmak istiyorum. TED سأقوم بمشاركة بيانات معكم من إحدى جوانب بحثي التي تركز على الهندسة المعمارية و التي توضح كيف، من خلال شيء مدرك و الشيء الغير مدرك، نحن نأثر على العالمم الغير مرئي.
    Çömleğin neden bu kadar önemli olduğunu ya da kimin bu işin içinde olduğunu açıklayan bir ipucu yok burada. Open Subtitles لا ، لا يوجد شيء هنا يمكنه توضيح أهمية الكسرة الفخارية او مَن ممكن أن يكون متورطاً أيضاً
    Kendimize oldukça azimli bir görev verdik: kazandıktan sonraki dünyayı açıklayan kısa bir ifade üzerinde anlaşmaya varma. TED وقد أعطينا أنفسنا مهمة طموحة: الاتفاق على بيان قصير يصف العالم بعد فوزنا.
    Küresel ısınmayı açıklayan siyah çizgi gökkuşağımızın neresinde? TED أين يوجد الخط الأسود في قوس قزح الذي يفسّر الاحتباس الحراري العالمي؟
    Niyetim posteri açıklayan edebi bir yöne sahip olmak, şayet bunu yapmazsanız. TED وكانت نيتي ان اجد بصورة ما شيء يشرح البوستر بصورة خفية في حال لم يستطع القارىء فهمه مباشرة
    Benden bu iyiliği yapmamı istediği. Her şeyi açıklayan bir mektup verdi. Open Subtitles لقد سألني ان اصنع لة معروفا و اعطاني خطاب يشرح فية كل شيئ
    Seni aramayı denedim.. Jack herşeyi açıklayan bi mektup yazmış Çok özür dilerim..gerçekten Open Subtitles حاولت ان اتصل, ولكن جاك ترك رسالة يشرح بها كل شئ انا اسفة, اسفة جدا
    Savaş suçlusu bir Nazi olan dedeni neden öldürdüğünü açıklayan bir hikaye bul. Open Subtitles وتقولي قصة تشرح لماذا قتلتِ مجرم حرب ناري كان جدّكِ.
    Aynı giysileri açıklayan, hatta her şeyi açıklayan Bethany'nin bir mektubunu bulduk ve Holbrook ne yapıyorsa her şeyi ben uydurmuşum gibi gösteriyor . Open Subtitles لقد وجدنا رساله من من بيثاني تشرح ماذا حدث تشرح كل شي وهولبروك يفعل كل ما يستطيع ليخرجها من الموضوع كله
    Babam bunu neden yaptığını açıklayan bir şey söyledi mi sana hiç? Open Subtitles هل ذكّر لك أبي شيئاً يوضح فيه لما يفعل ذلك؟
    Uyandığımda tam bir rapor istiyorum 5 askerimin neden öldüğünü açıklayan bir rapor. Open Subtitles أريد تقريراً شاملاً لكل أحداث اليوم ، عندما أستيقظ يوضح كيف بالضبط سمحت بقتل خمسة ، من أعضاء فرقتى
    Bana ne olduğunu açıklayan bir şarkıya sahip olarak ve bu bana olurken, dinleyenlere bunun hakkında düşünme fırsatı vermek. TED بوجود أغنية تفسر ما الذي كان يحدث لي، بينما كان يحدث لي، قد أعطى للجمهور الإذن للتفكير به.
    iki farklı canlı türü arasındaki hücre, doku veya organ naklini açıklayan bebekler üzerinde çalışıyor, ve ayrıca, birkaç sene öncesinden, keçiye örümcek geninin verilmesi. TED انه يعمل على الدمى التي تفسر زراعة الأعضاء من عدة سنوات أيضا نقل جينات من عنكبوت إلى ماعز
    İşte sonunda denenmiş ve güvenilir geleneksel bilim prensipleriyle atom dünyasını açıklayan bir fikir... Open Subtitles أخيراً وجدت فكرة تصف العالم الذري باستخدام القواعد العلم التقليدي المجربة و الموثوق بها
    Nörolojide, bunu açıklayan muazzam bir deney var. TED وهناك تجربة جميلة فى علم الأعصاب توضح هذا.
    Fakat bulut gözetleme eyleminin eskisinden daha önemli olduğunu en iyi açıklayan bulut türü, kümülüs bulutudur. TED لكن السحابة التي تعطينا أفضل توضيح عن سبب كون مشاهدة السحب أكثر نفعًا الآن من أي وقت مضى هي هذه السحابة، السحابة الركامية.
    Isaac Newton, kütleçekimin işleyiş biçimini açıklayan bir matematik yasası keşfetti. Open Subtitles إكتشف إسحاق نيوتن قانون رياضي يصف كيفية عمل الجاذبية
    Solunum sorununu, kalp sorununu asabiyetini ve kansızlığını açıklayan bir şeyi var. Open Subtitles شيءٍ يفسّر مشاكل التنفّس ومشاكل القلب، والأعصاب المرتعشة ودمه الفاهي
    Bunun o tür bir şeyi açıklayan bir kitap olduğunu sanmıştım. Open Subtitles ظننت ان هذا كتاب لتفسير مثل هذه الاشياء
    Sözde kulağa kolay geliyor: Hadi bütün vücudumuzdaki metabolitlerden bilgi toplayalım, bir hastalıkta nasıl değiştiklerini açıklayan matematiksel modeller yapalım ve bu değişikliklere engel olarak hastalığı tedavi edelim. TED بدا الأمر سهلا على هذا النحو: دعونا نجمع البيانات من كل المُسْتَقْلَبات في جسمنا، تصميم نماذج رياضياتية لوصف كيفية تغيرها في مرض ما والتدخل من خلال تلك التغييرات وعلاجها.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more