| Gerçeklikteki o delik, tekrar açılıp beni de yutabilir miydi? | TED | هل يمكن لهذا الثقب أن ينفتح بينما أنا نائم ؟ |
| Uyurken yatağın altından açılıp beni yutabilir miydi? | TED | هل يمكن أن ينفتح أسفل سريري وأن يبتلعني بينما أنا نائم |
| Arka kapı 3:35'de açılıp kapanmış. | Open Subtitles | أظهر بأن الباب الخلفي فُتح و أٌغلق في الساعة 03: |
| Örneğin dün gece kapı açılıp, sizi gördüğümde olduğu gibi. | Open Subtitles | مثل ليلة امس,عندما فُتح الباب, ورأيتك |
| Bu kız açılıp açılamayacağını bilmiyor erkek arkadaşına, çünkü kız adamın kardeşine çok yakın. | Open Subtitles | الفتاة لا تعلم إذا كانت ستستطيع أن تنفتح . إلى صديقها لأنها قريبة جداً من شقيقها |
| Sahilden açılıp Atlantik'i geçeriz. | Open Subtitles | سنبحر أعلى الشاطئ، ثمّ نتجاوز (المحيط الأطلسي) |
| Ayak işleri için, toz alınacak, temizlik yapılacak, dükkan açılıp kapanacak, raflara tırmanılacak. | Open Subtitles | رجل توصيل رجل متعدد الحرف ، رجل أسهم شخص يستطيع أن يفتح المحل في الصباح ويغلقه في الليل |
| Bugün büyük jüri müvekkiline karşı dava açılıp açılmayacağına karar verecek. | Open Subtitles | هيئة المحلفين الكبرى ستقوم بتوجية الإتهام اليوم |
| Adamımızın kafatası açılıp bir UFO çıksa bile şaşırma. | Open Subtitles | إذا إنشطرت رأس جون دوى مفتوحه وجائت كائنات فضائيه 000 أريدك أن تتوقع هذا |
| Fırının kapağı bir çırpıda açılıp kapanmakta kaşığın yemek kabına ne ara girdiğini fark edemiyorsun bile. | Open Subtitles | باب الفرن ينفتح وينغلق بسرعةٍ هائلة. ستلاحظ بصعوبة الدفعة الحاذقة للملعقة التي تنخفض داخل وعاء مقاوم للحرارة. |
| Sana açılıp içini dökmesine izin verirsen sana baktıkça ne kadar zayıf olduğunu hatırlar. | Open Subtitles | إذا تركته ينفتح ويشرح صدره، ستكونين ذكرى ثابتة على ضعفه |
| "Kafam açılıp üzerinde lavlar fışkırabilir yüzümden akabilir ve umurumda bile olmaz." | Open Subtitles | "رأسي قد ينفتح وتتفجر الحمم تسقط على وجهي، ولا يزعجني ذلك" |
| Çenesi açılıp kapanıyormuş. | Open Subtitles | وفمها كان ينفتح ويغلق |
| Kahretsin. Bilekliğim açılıp duruyor. | Open Subtitles | تباً، هذا السوار يظل ينفتح |
| Avukatım hesabın açılıp kapandığını söylüyor. | Open Subtitles | محاميي قال بأنه فُتح أُغلق |
| açılıp benimle konuşman için sana güzel bir fırsat yarattım ama faydalanmadın. | Open Subtitles | لقد منحتكَ للتو مقدمّة جيدة لكي تنفتح وتتحدث إليّ، ولم تغتنمها. |
| Parmaklar açılıp kırık gibi eğiliyor ve sallanıyorlar. | Open Subtitles | تنفتح الأصابع وتلتوي كما لو أنها مكسورة تقريباً وتتدلى. |
| Sahilden açılıp Atlantik'i geçeriz. | Open Subtitles | سنبحر أعلى الشاطئ، ثمّ نتجاوز (المحيط الأطلسي) |
| Şimdi Calais'e açılıp bir ordu toplamalıyız. | Open Subtitles | الآن، سنبحر إلى "كاليه" ونجمع جيشاً. |
| Eğer tavan açılıp boruların tamir edilmesi gerekiyorsa bunu o yapabilir. | Open Subtitles | لو أراد أن يفتح السقف و يصلح الأنبوب ، يستطيع فعل ذلك |
| Bugün büyük jüri müvekkiline karşı dava açılıp açılmayacağına karar verecek. | Open Subtitles | هيئة المحلفين الكبرى ستقوم بتوجية الإتهام اليوم |
| Adamımızın kafatası açılıp bir UFO çıksa bile şaşırma. | Open Subtitles | إذا إنشطرت رأس جون دوى مفتوحه وجائت كائنات فضائيه أريدك أن تتوقع هذا |