"açılmaz" - Translation from Turkish to Arabic

    • تُفتح
        
    • تنفتح
        
    • لن تفتح
        
    • أن يتوسع
        
    • يُفتح
        
    • ينفتح
        
    • يفتحون
        
    Pencereler hiç açılmaz. Sadece güneş ışığını içeri alırlar. Open Subtitles هذه النوافذ لا تُفتح أصلاً إنه موجودة لتسمح بدخول الشمس فقط
    Pencereler hiç açılmaz. Sadece güneş ışığını içeri alırlar. Güzel. Open Subtitles هذه النوافذ لا تُفتح أصلاً إنه موجودة لتسمح بدخول الشمس فقط
    Ana paraşütü açılmaz. Open Subtitles ما الذي تفعله بحق الجحيم؟ لن تنفتح مظلته الرئيسية!
    herhangi model bir son model arabanın, Elektronik beynini öldürün, ve arabada ölür... çalışmaz, pencereler açılmaz. Open Subtitles تقتل الدماغ الإلكتروني لسيارة حديثة الصنع وتصبح ميتة لن تعمل، والنوافذ لن تفتح
    Kimsenin vokal aralığı bir kaç günde açılmaz. Open Subtitles المدى الصوتي لا يمكن أن يتوسع في بضعة أيام
    Senin için zor olduğunu biliyorum, ama sergi açılır açılmaz, daha fazla zamanımız olacak. Open Subtitles أنا اعلم ان الوضع غير مريح لك الآن. و لكني اعدك.. سيكون هناك المزيد من الوقت لنا عندما يُفتح المعرض.
    Yoksa taban beton olmaz, kapılar kumandayla açılmaz. Open Subtitles الغرفة العائلية لا تحتاج إلى أرضية أسمنتية أو باب ينفتح بجهاز التحكم
    Ama hesaplarımız açılır açılmaz sana geri ödeyebilirim. Open Subtitles نفذ لكن أستطيع أسرتجاعه لك بعدما يفتحون حساباتنا
    Güzel bir manzara, açılmaz pencereleri ve hiçbir zaman susmayan lanet delgi makineleriyle. Open Subtitles بالمناظر الجميلة، والنوافذ التي لا تُفتح وصوت الرافعات اللعين الذي لا يتوقف
    Kapılar 8'den sonra 10'a kadar açılmaz. Open Subtitles البوابة لا تُفتح قبل الساعة العاشرة وثمانية دقائق
    Şimdi bebekle mezarlığa gidip geçit açılır açılmaz da içinden geçebiliriz. Open Subtitles بإمكاننا اصطحاب الطفلة إلى المقبرة الآن والعبور جميعاً حالما تُفتح
    Ve diğer kapı da açılmaz. Open Subtitles -عليك خلخلة المفتاح والأبواب الأخرى لا تُفتح عليك خلخلتها
    Filmler için de geçerli, bazı kapılar hiç açılmaz Open Subtitles -مثل ما يقولوله في الأفلام بعض الأبواب يجب ألا تُفتح
    Asansörün kapıları açılır açılmaz onları def edeceğim. Open Subtitles حتى تُفتح أبواب المصعد سألهيهم
    Çok nadir durumlarda paraşütünüz açılmaz. Open Subtitles في مناسبات نادرة مظلتك لن تنفتح
    Kapı açılmaz. Open Subtitles البوابة لن تنفتح
    İki kapıyı da aynı anda, tüm gücünüzle itmelisiniz. Yoksa asla açılmaz. Open Subtitles عليكما أن تدفعا البوابة بكلّ قوّتكما في ذات الوقت وإلّا لن تفتح مُطلقاً.
    Kimsenin vokal aralığı bir kaç günde açılmaz. Open Subtitles المدى الصوتي لا يمكن أن يتوسع في بضعة أيام
    Sergi açılır açılmaz, vakit geçirebileceğimizi söyledi. Open Subtitles ولكنه قال, "عندما يُفتح المعرض, سنجلس جميعاً."
    Geçit açılır açılmaz ölüler de dönebilir. Open Subtitles وبينما الباب ينفتح فالموتي ربما يعودوا
    Hayır, onlar açılmaz. Otomatik kontrolü var. Open Subtitles لا إنهم لا يفتحون مركز التحكم بالمناخ في المدرسة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more