Şu andan çok uzak olmayan bir gelecek düşünüyorum -- annem bilgisayarına gidiyor, internet tarayıcısını açıyor ve küçük bir robota bağlanıyor. | TED | هكذا انا اتخيل في زمن ليس بعيد جدا من الان تستطيع امي الذهاب الى حاسوبها تفتح متصفح وتدخل الى روبوت صغير |
Yeni teknolojilerimiz pek çok değişik etiksel ikileme yol açıyor. | TED | تقنياتنا الجديدة تفتح العديد من الروايات للمعضلات الأخلاقية |
Var say ki, Jerome bürodan geliyor ve kapıyı açıyor, | Open Subtitles | افترض " جيروم " جاء من المكتب ثم فتح الباب |
Sonra bir istasyonda iniyor, pardösüsünü açıyor ve kocaman bir satır çıkarıyor. | Open Subtitles | من ثم توقفوا في المحطة، هو قد فتح محطفه و أخرجها منها ساطوراً كبيراً |
Kızın anahtarları üstünden çalıyor ve taklidini yaptırıyor ve Siddhart' in karısı kilidi açıyor. | Open Subtitles | ابنتك سرقت المفتاح وصنعت مفتاح آخر وزوجة سيهدارت فتحت قفل الحجرة |
Kocam aşağı blokta pizza dükkanı açıyor. | Open Subtitles | زوجي سيفتتح مطعم البيتزا الموجود على الناصية |
Bu yüzden Sovyet hükümeti, geçmişlerinize bakmadan sizlere kapılarını açıyor ve hoş geldiniz, diyor. | Open Subtitles | الحكومة السوفيتية تفتح أبوابهـا لكـم وترحّب بكـم بغض النظر عن الأحداث الماضية |
Anlaşılan bu kol, bütün palet kilitlerini açıyor. | Open Subtitles | يبدو أنّها الذراع. إنّها تفتح كلّ المنصات. |
Çipin yolladığı bir sinyal kilidi açıyor. | Open Subtitles | ترسل تلك الرقاقة إشارة إليكترونيّة فريدة تفتح قفلها |
Yaşlı kadın eve giriyor... merdivenlerden çıkıyor... bu kapıyı açıyor ve odaya giriyor. | Open Subtitles | تدخل السيدة المسنة المنزل وتصعد السلم تفتح هذا الباب وتدخل الحجرة |
Ve iki, Chris McCormick altın madenlerini yeniden açıyor ve herkes yine çalışmaya başlıyor... | Open Subtitles | طالما كريس ماكورماكر اعاد فتح مناجم الذهب واعاد كل شخص الى عمله |
Kevin'sa Teddy'nin biraz temiz havaya ihtiyacı olabileceğini düşünüyor pencereyi açıyor ve Teddy oradan çıkıyor o hayal kırıklığı içinde ağlıyordu. | Open Subtitles | حدث إلى كيفن الذي أراده تيدي الهواء النّقيّ لذا فتح النّافذة و تيدي خرج يطير هو أصبح هيستيريّ لم يتوقّف عن البكاء |
Bir müşterim sterlin/euro hesabı açıyor ve ona destek olmalıyım. | Open Subtitles | زبون فتح حسابا لسد الباوند واليوروعلي ان أمسك بيده |
Füze fırlatma aletinin olduğu kasayı da bu şekilde açıyor. | Open Subtitles | وبهذه الطريقة سيتم فتح الخزانه التي تحتوي على جهاز إطلاق الصواريخ |
Bu kadın gündüz vakti polis kontrol noktasında ateş açıyor. | Open Subtitles | تلك المرأة فتحت النيران فى ضوء النهار فى نقطة تفتيش للشرطة |
İş ortaklarımdan biri şehirde bir gece kulübü açıyor. | Open Subtitles | لكنني لم أفعل ذلك , أليس كذلك ؟ شريكي بالعمل سيفتتح ملهى بهذه البلدة |
Rehinci saat 06:00'da geliyor. Dükkanı 07:00'de açıyor. | Open Subtitles | يأتي المرابي في الـ6 و سيفتح في الـ7 |
Üstadım, Rouen'de muayenehane açıyor, bu yüzden Vaubeyssard'da... | Open Subtitles | طبيبي يفتتح عيادة في روان نحن الآن بدون طبيب |
Tavan arasının penceresini açıyor, bir masa örtüsü var. binanın televizyon anteninin etrafına sarılmış. | TED | ويقوم بفتح النافذه ليجد بالطبع مفرش الطاوله ملتف حول هوائي البنايه. |
Evet, bunu sürekli yapıyor. İştahını bu şekilde açıyor. Bekle. | Open Subtitles | أجل، دائماً ما تفعل ذلك، تلك طريقتها لفتح الشهية |
Sasha sokak kadınları için bir barınak açıyor, ve birkaç günlüğüne burada kalacaklar. | Open Subtitles | افتتاح ساشا بيت آمن للنساء البغاء و، اه، انهم يقيمون هنا لبضعة أيام. |
Merak ediyorum, acaba bu neyi açıyor? | Open Subtitles | أتساءل ما الذي يفتحه هذا الشيء؟ |
İştah açıyor ve zihin temizliyor. | Open Subtitles | يفتحُ شهيّتي ويجعل ذهني صافيًا .ومُستعدًا للتفكير |
Ciğerleri açıyor, tansiyonu yükseltiyor ve kalbi hızlandırıyor. | Open Subtitles | يفتح الرئة، يرفع ضغط الدم يحمل على القلب |
V.V. firması Yakutsk'ta yeni şube açıyor. | Open Subtitles | هذاليسكل شيء! افتتح (ف . ف) فرعاً عند (ياقوت) |
Kız kardeşim kendi salonunu açıyor ve benden partneri olmamı istedi. | Open Subtitles | أختي افتتحت مركزاً للعلاج الطبيعي وتريدني أن أصبح شريكاً |
Bu belinizdeki gerilmeyi alıyor omuzlarınızı açıyor ve bacaklarınızı güçlendiriyor. | Open Subtitles | هذا يخفف آلام أسفل الظهر.. "يوسع الأكتاف ويقوي السيقان" |