| Bence oraya kesinlikle gitmeliyiz çünkü orada bir ordu açabilecek kadar çok şey var. Tanrı... | Open Subtitles | يجب أن نذهب هناك لوجود مؤن كثيرة كافية لفتح متجر للفوائض العسكرية.. |
| Sıradan bir adamın acil çıkışı açabilecek gücü nereden aldığı belli. | Open Subtitles | هذا يفسر كيف امتلك بشري القوة لفتح بوابة الطوارئ |
| Sıradan bir adamın acil çıkışı açabilecek gücü nereden aldığı belli. | Open Subtitles | هذا يفسر كيف امتلك بشري القوة لفتح بوابة الطوارئ |
| Fakat kapuçinler oldukça ufaktır ve böyle bir kabuğu açabilecek güce sahip değiller. | Open Subtitles | إلا أن قرود الكبوشي صغيرة إلى حدٍ ما، ولا تملك عضلات قوية لفتح محارات كهذه. |
| - Hayır. Bu kapıyı tek başına açabilecek kişi, kendini tam olarak bilen bir Avatar'dır. | Open Subtitles | كلا, فقط آفاتار مكتمل القوة يستطيع فتح هذا الباب |
| O zamanlar, Kapıyı açabilecek enerjiye sahipmiş. yani anahtar. | Open Subtitles | فيذاكالوقت، القلادة سيطرت عليها طاقة لفتح باب. وهي المفتاح. |
| Arthur, bir banka hesabı açabilecek kadar sağlam bir sahte kimlik oluşturamayacağımı söylemişti. | Open Subtitles | آرثر لم أتمكن من إنشاء هوية مزورة سليمة بما فيه الكفاية لفتح حساب مصرفي |
| "Travis Verta anahtardı süper insanın sırlarını açabilecek bir anahtardı." diyecekler. | Open Subtitles | سيقولون "ترافيس VERTA، وكان مفتاح إن المفتاح لفتح أسرار سوبرمان حقيقي |
| Kapıyı açabilecek birşey yapmalıyız! | Open Subtitles | علينا فعل شئ لفتح الباب اللعين |
| Kapıyı açabilecek 12 olası yol var. | Open Subtitles | اثنى عشر طريقة محتملة لفتح الباب |
| Daima yeni marketler açabilecek insanlar arar. | Open Subtitles | دائماً يبحث عن أشخاص لفتح أسواق جديدة |
| Bunu açabilecek sadece bir tane anahtar var, Kerry. | Open Subtitles | هناك مفتاح صغير لفتح هذه الآلة... كيري |
| Bunu size açabilecek kimse yok burada. | Open Subtitles | لفتح هذه الشحنة. |
| Hyde Calyx'i açabilecek güce sahip. | Open Subtitles | (هايد) لديه القوة لفتح الكأس. |
| Sizin için kasayı açabilecek biri. | Open Subtitles | انا من يستطيع فتح الخزنة لأجلك |