"açlığımı" - Translation from Turkish to Arabic

    • الجوع
        
    • جوعي
        
    • جوع
        
    Ama açlığımı, bu heyecanın ateşine kanalize etmeyi becerdim. Open Subtitles لكني إستطعت تحويل حالة الجوع التي أصابتني إلى حُمى من الإثارة
    açlığımı nasıl bastıracağımı öğrenmek üzereydim. Open Subtitles و أنا على وشك التعلم الآن كيف أتخلص من الجوع
    O kadar korktum ki, korku açlığımı... Open Subtitles كنت خائفة جدا لدرجة انى نسيت الجوع
    açlığımı bastırmak işin çıkardığımız her bir yaratık. Open Subtitles أستدعاء مخلوق حقير واحد كل مرة ليغذي جوعي
    O yüzden açlığımı unutup, ekmeğimi yosun tutmuş bir taşın üstüne bıraktım. Open Subtitles لذا تناسيتُ جوعي وأخذت خبزي، ووضعته على حجر مُطحلب،
    - Ben öfkemi hatırlıyorum anlayamadığım, ama doyurmak zorunda olduğum açlığımı ve ilk beslenmemin neye benzediğini. Open Subtitles أَتذكّرُ الغضبَ، الحاجة لإرْضاء أي جوع بأنّني لَمْ أَفْهمْ... والذي أحسَّ غذّ للمرة الأولى.
    Sohbet edelim. açlığımı unuturum. Open Subtitles لنتكلم قليلا هذا سيجعلنا ننسي الجوع
    O zaman açlığımı gidermeye fırsat bulabilirim. Çünkü işler daha kötü gidemezdi. Open Subtitles "وبعدها قد أعالج مشكلة الجوع بالعالم لأنّ الأمور لا يمكن أن تسوء أكثر"
    Bu yemek açlığımı aldı kıl payıyla. Open Subtitles هذاطعاميتغلبعلى الجوع.. على طارف شعرة.
    açlığımı unutmak için meşgul olacak bir şeyler buluyorum Open Subtitles احاول شغل نفسي لنسيان الجوع
    açlığımı bastırmam kolay oldu. Open Subtitles كبح جوعي كان سهلاً
    Anne-babamdan alamadığım tavsiyeler konusundaki açlığımı, yazar ve müzisyenlerden oluşan bir aile tarafından yazılmış "Fou Lei'in Ailesinin Mektupları" adlı kitapla giderdim. Konfüçyus geleneği itaat gerektirirken, ben örnek alacağım bağımsız kadın rol modelini "Jane Eyre" da buldum. "Sürüsüne Bereket" adlı kitaptan da verimli olmayı öğrendim. Ve şu kitapları okuduktan sonra yurtdışında eğitim görmeye heveslendim: TED أشبعت جوعي للنصائح الابوية من هذا الكتاب المؤلف من قبل عائلة من الكتاب والموسيقيين [مراسلات عائلة فاو لي ] لقد وجدت نموذجا يحتذى به من امرأة مستقلة عندما تتطلب التقاليد الكونفوشيوسية الطاعة [جين اير] وتعلمت بأن أكون فعالا من هذا الكتاب [أرخص بالدرزن] قراءة هذه الكتب ألهمتني للدراسة في الخارج
    açlığımı dans ederek bastırıyorum. Open Subtitles "أُبعد آلام جوعي"
    Hâlbuki ben açlığımı gideriyordum. Open Subtitles لكنّي كنت فقط أغذّي a جوع.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more