İleri. ağırlığını demirlere ver. | Open Subtitles | اسحبها الى الأمام ، هيا بنا ضع وزنك على هذا الجانب |
Bir kadın, bir erkeğin ağırlığını nasıl kendi avantajına çevirir. | Open Subtitles | كيف يمكن للمرأة أن تستخدام الوزن المتفوق للرجل كميزة لها |
Genç beyefendi bir bilet alıp, kekin ağırlığını tahmin etmez miydiniz? | Open Subtitles | ايها الشاب الا تريد شراء تذكرة وتُخمّن وزنها ؟ |
....boşluk bırak ...bazen boşluklar o kadar büyük olur ki çatı kendi ağırlığını taşıyamaz ve çöker. | Open Subtitles | و تترك مساحة ، بعض احيان المساحة تكون كبيرة و بذلك لا يتحمل السقف وزنه ، فينهار |
ağırlığını hissettiğim bu kişi, Arzu ettiğim ve başardığım şeyden kurtulma. | TED | ثقل هي النفس المفروضة علي الافراج عنها هو مااشتهي وهو ماأنجزته |
Şimdi bütün ağırlığını sağ bacağına ver. | Open Subtitles | جيد، والآن قم بإلقاء ثقلك كله على ساقكَ اليمنى |
Yani adamın ayakları omuzlarıyla aynı ritmi yakalamıyor ve kızın topukları kendi ağırlığını taşıyamıyor. | Open Subtitles | أن حركة قدميه لا تتطابق مع كتفيه و وزنها ينزل بثقل كبير على كعبيها |
Bir keresinde kraliçeyle dumanın ağırlığını ölçebileceğine dair iddiaya girmiş. | Open Subtitles | مرة، قام بمراهنة معها أن بإمكانه القيام بوزن الدخان |
Jerry, beni dinle, ağırlığını dengeli tutmanı istiyorum. | Open Subtitles | جيري، إستمع لي أنا أحتاجك لإبقاء وزنك مركز |
Şimdi, hatırla ağırlığını ileride tut ve ellerini kullan. | Open Subtitles | .الآن,تذكر. أبق وزنك منطلق للامام و استعمل يديك. |
Tamam Will senden istediğim ağırlığını zeminde eşit şekilde dağıtman ve aynı anda gözlerini yumurtalardan ayırmaman. | Open Subtitles | حسنا ويل ، كل الذي عليك فعله هو توزيع وزنك في الوقت نفسه راقب البيض |
Ama bir sorun vardı. Ve bu sorun da; Objenin bütününü istiyordum, objenin gerçek ağırlığını istiyordum. | TED | لكن كانت هناك مشكلة. وهي أنه: أنا رغبت في الكائن بمجمله، رغبت في الوزن خلف الكائن. |
ağırlığını ayaklarına ver. | Open Subtitles | كُلّ الوزن على الكراتِ أقدامِكَ، موافقة؟ |
Formülün kalanında yediği her şeydeki sodyumu, toplam karbonhidratı ve ağırlığını yazmış. | Open Subtitles | بقية صيغتها تحتوي على الصوديوم و الكربوهيدرات الكلية و الوزن الفعلي لكل شيء أكلته |
Kırılmasını önlemek için ağırlığını buz üzerinde eşit olarak dağıtmalıdır. | Open Subtitles | وعليها أن توزّع وزنها لتتجنّب اختراق الثلج |
Ağırlık. ağırlığını bile hissedemiyorum. Sanki hiç yokmuş gibi! | Open Subtitles | وزنه , لا يوجد وزن لا اشعر , لست موجوداً |
Bu her atışta 50 librelik çekiş ağırlığını kaldırırken olur. | TED | و هذا هو بيما يتم إمساك 50 رطل من ثقل الجذب عند كل تسديدة. |
- Bütün ağırlığını vermekten korkma. | Open Subtitles | لا تخشى أن تلقي بكامل ثقلك عليها. |
Halef Başkandan şu kelimeleri duyduğumda devletin ağırlığını, o kaba kuvveti ensemde hissettim. | Open Subtitles | شعرت بثقل الدولة تلك الجزمة على رقبتي عندما سمعت هذه الكلمات من الرئيسة المنتخبة |
Tamam, işte bir tane geliyor. ağırlığını onun üzerine ver. Sakin ol. | Open Subtitles | حسناً، هذه واحدة، ادفع بوزن جسمك بهدوء انتظرها، انتظر الٓآن |
Portre utancının ağırlığını yüklenirken, kendisi sonsuz gençliğe sahip olacaktı. | Open Subtitles | لقد كان سيحظى بالشباب الأبدي بينما لوحته تحمل عبء عاره |
Ayrıca, papa olmanız için ağırlığını koyacak. | Open Subtitles | كما أنه سيضع ثقله وراء طموحك لتصبح البابا |
Bu trenin ağırlığını hayatta kaldıramaz. Geri dönsek iyi olacak. | Open Subtitles | .لن تتحمل أبداً وزن هذا القطار من الأفضل أن نعود |
"ağırlığını sol kalçana, lenf kesesine doğru vererek, bağ dokusunu elinle sık." | Open Subtitles | اضغط الرباط بيدك ...بينما تمر بوزنك علي جانبك الايسر عند الكيس اللمفاوي |
Topu kavra, büyüklüğünü, ağırlığını hisset, nazikçe okşa. | Open Subtitles | امسكي الكرة ، اشعري بوزنها اشعري بحجمها ، احضنيها برقة |
Teğmen bugün kendi ağırlığını bile sudan dışarı çekemedin. | Open Subtitles | أيّتها الملازم, لا تستطيعين سحب ما يزن جسمك من الماء هذا اليوم. |
ağırlığını arkada ki ayağına ver. | Open Subtitles | أبقِ وزنَكَ على قدمِكَ الخلفيِ. |