Güvenlikli karbon fiber kasaya sahibiz. bu sistem uçak sahibini korur. standart bir arabanın çelik şasesinden yüzde 10 daha az ağırlıkta. | TED | لدينا قفص سلامة من ألياف الكربون الذي يحمي الركاب بأقل ب10 في المئة من الوزن الاعتيادي لهيكل الكرسي الصلب في سيارة. |
110 kilo gibi çok etkileyici bir ağırlıkta, dünya ağır siklet şampiyonu, | Open Subtitles | الوزن 242 المبهر جداً البطل الحالى للوزن الثقيل |
Fakat Lidyalılar ilk defa güvenilir ağırlıkta ve saflıkta altın sikke ürettiler. | Open Subtitles | هو إنتاج عملات ذهبية معتمدة في الوزن و العيار |
Yaklışık 3 kilo ağırlığında, ki eğer kolumu buradan kaybetmiş olsaydım kolumla aynı ağırlıkta olurdu. | TED | إنها تزن حوالي سبع باوندات ، وذلك مايقارب وزن ذراعي إذا بُترت من هنا. |
Bu manken, tamamen kurbanla aynı ağırlıkta, değil mi? | Open Subtitles | هذه الدمية تزن نفس وزن الضحية بالضبط, صح؟ |
Bu kez makas yok ama rayların yanında tramvayı raydan çıkaracak ağırlıkta olduğunu hesapladığın obez bir adam duruyor. | Open Subtitles | ..هذه المرة لا يوجد لكي تقوم بالتحويل ولكن هناك رجل سمين يقف قريباً من السكة و قد حسبت أن وزنه كافي لكي يقلب العربة |
Ama serbest ağırlıkta dünya şampiyonu olan bir dövüşçünün dengi değil gibi görünüyor. | Open Subtitles | لكنه لا يبدو ندا لأفضل ملاكم في نفس وزنه في العالم |
Parayla aynı boyutta ve ağırlıkta. | Open Subtitles | حجم وشكل المال وتقريباَ نفس الوزن |
Topun kurallardaki ağırlıkta olmadığını biliyordum. | Open Subtitles | كنت أعلم أنها ليست لتنظيم الوزن |
Aynı ağırlıkta iki mermi buldum. | Open Subtitles | مـعي رصاصتـان لـهما نـفس الوزن |
Bugün Dustin'inkini kaldırdım, aynı ağırlıkta. | Open Subtitles | تحسست لعبة "داستن" اليوم، وهي بنفس الوزن بالضبط. |
-Nasıl düşük ağırlıkta olabilirlerki ? | Open Subtitles | -كيف يمكن أن يكون الوزن أقل من اللازم؟ |
Hayır, olması gereken ağırlıkta, Jason. | Open Subtitles | كلا، إنه الوزن الصحيح |
Araba parçalarıyla aynı ağırlıkta. | Open Subtitles | الوزن يطابق أجزاء السيارة |
Aynı ağırlıkta olmalı. | Open Subtitles | ملف لديه الوزن نفسه |
Pekala. Çantayı kitaplarla doldurdum yani şu an paraşüt ile aynı ağırlıkta. Tak bakalım, belki daha gerçekçi olur. | Open Subtitles | حسناً لقد ملئت هذه الحقيبة بالكتب لكى تشعرك بأنها بنفس وزن المظلة ضعها على كتفك ربما تجعلك تشعر بأنها مظلة حقيقية |
İnsan kemiğiyle aynı fiziksel kinematik özellikleri taşıyor ve aynı ağırlıkta. | Open Subtitles | أن لديه نفس الخصائص الحركية و الجسدية و وزن مساوي للعظام البشريّة |
Ama aynı ağırlıkta, bir destesi 5 dolar. | Open Subtitles | و لكنه بنفس وزن المال و يكلف 5 دولارات لكل واحدة |
Ben akademideyken her öğrenci doğru ağırlıkta... doğru boyda, doğru renkteydi, ve hepsinin Johnson'ları vardı Lassard. | Open Subtitles | عندما كنت بهذه الأكاديمية كل طالب عسكري كان له وزنه الصحيح الإرتفاع صحيح، اللون الصحيح وهم جميعاً كان عندهم جونسون، لازارد |
Yuvarlak, ışıltılı, uygun ağırlıkta ve saçını yerinde tutuyor. | Open Subtitles | حسنا.. ، انه هنا بعد وزنه انه المناسب |
Çatlak yüzeyindeki dalgalar, saldırganın 124 ve 135 libre arasında bir ağırlıkta olması gerektiğini gösteriyor; bu da sanığın ağırlığı. | Open Subtitles | خطوط تشعب الكسر تظهر أنّ المهاجم وزنه بين 41 و 45 كيلوغرام -وزن المدعى عليها -اعتراض. |