"ağladım" - Translation from Turkish to Arabic

    • بكيت
        
    • أبكي
        
    • وبكيت
        
    • بكيتُ
        
    • البكاء
        
    • بَكيتُ
        
    • وأبكي
        
    • بكائي
        
    • باكياً
        
    • أبكتني
        
    • وبكى
        
    • وبكيتُ
        
    • أجهشت بالبكاء
        
    Ama o benim de kardeşimdi. Kimseye görünmeden ben de çok ağladım. Open Subtitles لكنّه كان أخّي أيضا أنا بكيت أيضا عندما لم يكن ينظر أحد
    ağladım, yalvardım... hatta son seferinde elini öpmeye bile çalıştım. Open Subtitles بكيت و ترجيته و توسلت في آخر مرة قبلت يده
    Ve sanırım o gece çok ağladım neyse, çok zaman oldu. Open Subtitles وأعتقد أنّني بكيت بشدّة حسناً، على أيّة حال، مرّ زمن طويل
    Bu utanç verici ama ilk defa kendi filmimde ağladım. Open Subtitles هذا محرج هذه المرة الأولى التي أبكي فيها في أفلامي
    Öyle çok ağladım ki, beni avutmak niyetiyle benim için deli olduğunu söyledi. Open Subtitles وبكيت كثيرا ولكي يواسيني قال انه كان مجنونا بي بشكل كبير ست سنوات
    Bütün gece ağladım. Ve sabahında alıcıyı fırlatıp attım. Open Subtitles بكيتُ طوال الليل وفي الصباح ، رميتُ المستقبل بعيداً
    Ve bu gece olmasa da, bu hikayeyi anlatırken defalarca kez ağladım. Open Subtitles وبكيت كثيراً وأنا أحكي القِصّة ربّمـــا لم أبكِ هــــــذه الـــليلة ولكنّي بكيت.
    Origami kuşlarına bakıp bakıp ne kadar ağladım biliyor musun? Open Subtitles هل تعلمين كم بكيت في ذلك الوقت مع الرافعات الورقية؟
    Akademik olarak öyle zayıf, öyle yetersiz sınıflarım oldu ki kendimi tutamayıp ağladım. TED كان لدي فصول متدنية جداً ضعيفة أكاديمياً لدرجة أنني بكيت.
    Sağma makinesini yıkarken tuvalette ağladım. TED بكيت في الحمام خلال تنظيفي لمعدات ضخ حليب الثدي.
    "Haftalarca ağladım, süründüm, sızlandım" Open Subtitles قد بكيت وانتحبت , واصطنعت الابتسامة على وجهى لأسابيع
    Sonra biraz ağladım, ama sebebi olanlara üzülmem değildi. Open Subtitles بكيت قليلاً .. لكن ذلك ليس .لأنني كنت آسفه على ما حدث
    Evet. Korkunçtu. O ağladı, ben ağladım. Open Subtitles لقد كان موقفا فظيعا ، لقد بكت ، و أنا بكيت لقد رمتني بأشياء و خبطتني
    Öyle çok ağladım ki hiç duramayacağımı sandım. Open Subtitles بكيت بشدة لدرجة أنني فكرت بأنني لن أكن قادرة التوقف
    Güzel bir şey gördüğümde ağladım hep. Ondan bir türlü kopamadım. Open Subtitles بكيت لأننى لم أكن قادر على الإشتراك . معها فى بعض الأشياء
    Güzel bir şey gördüğümde ağladım hep. Ondan bir türlü kopamadım. Open Subtitles بكيت لأننى لم أكن قادر على الإشتراك . معها فى بعض الأشياء
    Öylece yerde, su birikintisinin içinde oturup hüngür hüngür ağladım. Open Subtitles جلست فقط هنالك على الأرض, وسط بركة ماء, وأنا أبكي
    Sonra hayata geri döndüğünüzde, daha da çok ağladım. Open Subtitles ومن ثم عندما عدتِ للحياة أنا بكيتُ بشكل اكبر
    Arkandan sürekli ağladım. Open Subtitles . على ما يبدو بأن كل ما أجيده هو البكاء.
    Sam'in cenaze töreninin olduğu hafta hep ağladım. Open Subtitles انا بَكيتُ الإسبوعَ بالكاملَ في جنازة سام
    Sahnede yürüdüğü zaman, beni güldürüyor ve bir kez de ağladım. Open Subtitles حين تمشي على المسرح .. تجعلني أريد أن ابتسم وأبكي في نفس الوقت
    Daha fazla ağladılar... ve sonra bende daha fazla ağladım. Open Subtitles كلما أشتد بكائهم أشتد بكائي
    Yattığım yerde ağladım. Open Subtitles فقط جلست باكياً
    "O kadar kötü ki, önce güldüm sonra ağladım"... Jonathan Franzen... Open Subtitles " فظيعٌ لدرجة أضحكتني ثم أبكتني " ( جوناثان فرانزين )
    Buralara yakın bir yerde oturdum ve beni uzaklara götüren suda ağladım. Open Subtitles جلست غير بعيد عن هذا المكان وبكى في مياه الذي حملني بعيدا جدا.
    Kötü bir akşam geçirdim ve kız gibi ağladım ama ben unuttum ve sen de unutsan iyi edersin. Open Subtitles لقد مررتُ بليلةٍ سيئةٍ وبكيتُ كالفتيات وقد تجاوزتُ ذلك، وعليكِ أن تتجاوزيه أيضاً
    Kendimi tutamayıp ağladım. Gözlerimdeki boya rimel gibi aktı. Open Subtitles أجهشت بالبكاء , لقد زال الفحم من على وجهي كالمسكارة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more