Tamam. Sanırım ağlamasını sağlamamız lazım, değil mi? | Open Subtitles | حسناً, أعتقد أن علينا جعله يبكي فقط, صحيح؟ |
Gerçekte kimsenin bilmesini istemiyorum kimsenin acımasını ve ağlamasını da istemiyorum. | Open Subtitles | أنا حقاً لا أريد لأي أحد آخر أن يعلم ولا أريد أية شَفَقة ولا أريد من أحد أن يبكي |
O zaman ağlamasını kesmek için mama gerektiğini bilirsin. | Open Subtitles | عندئذٍ أنت تعرف أن البكاء لا يوقفه الا الطعام |
Küçük kız kardeşi ağlamasını durduramıyor. | Open Subtitles | أخته الصغيرة لا تستطيع التوقف عن البكاء. |
Bütün bu yolu beni bu budala sürtüğün ağlamasını izletmek için mi sürükledin? | Open Subtitles | جئتي بي الى كل هذه المسافه لأرى بكاء ساقطة حمقــاء؟ |
Güneş doğmadan Roughtor'a çık ve kayaların arasında rüzgarın ağlamasını dinle. | Open Subtitles | تتسلق الهضبه قبل الشروق وتستمع إلى بكاء الرياح خلال الحجر |
Öylece durup bebeğin ağlamasını dinleyemem. | Open Subtitles | لا يمكنني الوقوف جانباً والإستماع لبكاء تلك الطفلة |
Eski sevgilimin etrafında dolanıp, ağlamasını beklerken iyi eğlenceler sana. | Open Subtitles | تمتع بالدوران حول حبيبتي السابفة و إنتظار لحظة بكائها |
Yönetimi ele geçireceksek, bebeklerimizin Yoğun Bakım dışında bir yerde ağlamasını sağlamamız gerek. | Open Subtitles | إذا كنا سنستولي عليه، فعلينا جعل أطفالنا يبكون في مكان غير العناية المركزة. |
Beş gün önce ulusal televizyonda ağlamasını izleyen her insan ile değil. | Open Subtitles | ليس مع كل شخص في أمريكا الذي شاهده .يبكي على التلفزيون الوطني منذ 5 أيام |
Ben, hayatımda bir kereliğine bile olsa birisinin benim için ağlamasını istiyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أريد ولمرة في حياتي , لشخص يبكي علي |
Zavallı ölü atalarının Yahudi karşıtı kişiler tarafından katledildiği için ağlamasını istedim. | Open Subtitles | اردت ان اجعله يبكي لأجل المساكين الذي قتلوا من قِبل متعنصرين ضد اليهود |
Madrid'de Maria Gonzalez kapıda duruyor, bebeğinin ağlamasını ve ağlamasını dinliyor, uykuya dalana kadar ağlamaya bıraksın mı yoksa kucağına alıp tutması mı gerek karar vermeye çalışıyor. | TED | في مدريد، ماريا جونزاليس تقف على الباب، تسمع طفلها و هو يبكي مرارا و تكرارا، و تحاول أن تقرر ما إذا كان عليها أن تتركه يبكي إلى أن يغفو أم تلتقطه و تحمله. |
Bu sabah su kulesinin aşağısına doğru koşuya gitmiştim, ve, ve zavallı bir kızın ağlamasını duydum... | Open Subtitles | كنت أركض و مررت ببرج الماء و سمعت البكاء |
- ağlamasını durduramıyor musunuz? | Open Subtitles | والدتة ذهبت منذ فترة طويلة هل يمكنك أيقافه عن البكاء ؟ |
Hala ağlamasını durduramıyorum. Dün gece ona ninni bile söyledim. | Open Subtitles | ما زلتُ لا أستطيع إيقافه عن البكاء حتى أنني حاولت الغناء له ليلة أمس |
Muhtemelen onu kollarına alıp ilk ağlamasını duymuşsundur. | Open Subtitles | حَملتَ من المحتمل ها في أسلحتِكِ ومسموعها بكاء صَغير أولاً. |
Annesinin ağlamasını hala duyabiliyorum. | Open Subtitles | ما زلت استطيع سماع بكاء الأم ذلك |
İlk ağlamasını duyması gerekiyordu. | Open Subtitles | كان يفترض أن نسمع أول بكاء للطفل سوياً |
Öyle hissettirmiş olabilir anne ama tüm kurbanlar bebek ağlamasını duyup gitmişler. | Open Subtitles | ربما شعرتي بهذا ولكن يا أمي... الضحايا لقوا حتفهم لأنهم إنجذبوا لبكاء الطفل. |
Ama saatlerce ağlamasını dinleyemem ki. | Open Subtitles | لكن لا أستطيع سماع بكائها لساعات |
Eğer o kadar yaşlıysanız ve o kadar iyi kalpli, ...ve türünüzün en sonuncusuysanız orada öylece durup çocukların ağlamasını izleyemezdiniz. | Open Subtitles | وإذا كنت كبيراً ولطيفاً وآخر نوع من جنسك لا يمكنك أن تقف وتراقب الأطفال يبكون |
Tamam şimdi de Rachel'ın domuz gibi ağlamasını yap. | Open Subtitles | حسناً، والآن صيحي كما فعلت تلك السافلة (ريتشل) |
Kapımda ağlamasını sakinleştirici buluyordum. | Open Subtitles | انا اجد بكائه امام باب غرفتي مريح |