"aşırıya" - Translation from Turkish to Arabic

    • بالغت
        
    • اللازم
        
    • متطرف
        
    • متطرفاً
        
    • باعتدال
        
    • أفرط
        
    • إفراط
        
    • لو انك تريد الصعبَ جداً لبقيّة
        
    • إنكِ تبالغين
        
    Sadece "karikatür aşırıya kaçmış" dediğini söyledim. Open Subtitles :أنا فقط قلت بأنّك قلت أنّ هـذة الصورة المتحركة قـد بالغت كثيــراً
    Galiba dün aşırıya kaçıp manyetik bandı koparmış. Open Subtitles واضحاً أنها بالغت قليلاً البارحة، وأتلفت المجال المغناطيسي
    Galiba analizde aşırıya gitmişsin. Open Subtitles أَنا خائفُ أنت كُنْتَ التَحليل أكثر من اللازم.
    Ayrıca daha önceden bilmediğimiz birşey de Amerikan İstihbarat Kurumlarının iyice aşırıya kaçarak standartizasyon kuruluşlarına sızmak suretiyle şifreleme algoritmalarının kodlarını bilerek sabote ettikleri. TED و لم نكن نعلم ان الاستخبارات المريكية تتخذ مواقف متطرف مثل التسلل لهيئات التقييس لتخريب خوارزميات التشفير على اي غرض
    Ekibimi kendi bildiğim gibi yönetirim. Senin yaptığın şey aşırıya kaçtı. Open Subtitles أقود فريقي بطريقتي ما فعلت كان متطرفاً
    Aslında hamilelik boyunca aşırıya kaçmadan içmek güvenlidir. TED في الواقع إنه من الآمن شرب النبيذ باعتدال أثناء الحمل.
    Hayır, hayır, aşırıya kaçmam. Open Subtitles لا ، لا ، لا ، أنا لن أفرط فيه
    Sana iyi davranmanı söyledim. Ama biraz aşırıya kaçmamış mısın? Open Subtitles أخبرتك بأن تكوني لطيفة ولكن هذا إفراط ألا تعتقدين ذلك؟
    Sanırım bronzlaştırıcı süren bayan biraz aşırıya kaçmış. Open Subtitles أعتقد بأن تلك السيدة بالغت قليلا لقد أردت أن يصبحا أسمران قليلا وليس أجانب
    Kız arkadaşım biraz aşırıya kaçtı. Open Subtitles صديقتي الحميمة بالغت في مداعبتي
    Ama sence de biraz aşırıya kaçmıyor musun? Open Subtitles لكن إلا تعتقد بأنك بالغت بذلك قليلا ؟
    İlk oyun günü için şekerleme almam gerek ama çok aşırıya kaçmak da istemiyorum. Open Subtitles أريد بعض الحلوي من أجل اول لقاء لعب مع صديقتي لكن لا أريد أن أظهر أقوي من اللازم
    - Sence aşırıya mı kaçtım? - Hayır. Open Subtitles - أنت هَلْ لا يُفكّرُه a أكثر من اللازم إلى حدٍّ ما؟
    Abby daha fazlasına sahipti iki anne ve babaya sahipti ve sevgili Abbyleri için aşırıya kaçıyorlardı ilk başta henüz beş yaşındayken rezil bir ay savaşı vardı. Open Subtitles آبي كان لديها اكثر لديها والدين يدللانها اكثر من اللازم لانها الابنة الوحيدة لديهم اولا كان هناك البرج المنفوخ عندما كانت بالخامسة من العمر
    Korkarım, Merrin aşırıya kaçtı. Open Subtitles مارين كان متطرف الى اقصى حد وهذا ما اخشاه
    Bu biraz aşırıya kaçtı sanırım. Open Subtitles - انا فقط أعتقد ان الأمر يبدو متطرفاً قليلاً
    Alkol aldı ama aşırıya kaçmadı işi hakkında inandırıcı bir şekilde yalan söyledi diyalogumuzu tarafsız olarak sürdürdü. Open Subtitles أنه يستخدم الكحول، ولكن باعتدال لقد كذب بخصوص عمله، ولكن بطريقة تُصدق و أبقى المحادثة طبيعية و واضحة
    - Sence aşırıya mı kaçtım? Open Subtitles هل تظنين أنني أفرط في ردة فعلي؟
    Açık etmiyorsun, ama bence çok zekisin ve çok güzelsin, ama ön plana çıkarmıyorsun. Sende bir hüzün var ve bunu seviyorum, aşırıya kaçmadan. Open Subtitles حسناً , لا أظنك تحاولين جذب إنتباه الناس لميزتك ألا و هي الذكاء كما إنك جميلة بدون زهو و يحيط بك حزن يعجبني بدون إفراط
    Bu okul yılında eğlencede aşırıya kaçarsanız karşınızda bizi bulacaksınız. Open Subtitles هذا لو انك تريد الصعبَ جداً لبقيّة هذه السنة الدراسيةِ... ... نحنالناسَ أنت من نجتمع بهم .
    Sence de biraz aşırıya kaçmıyor musun? Open Subtitles إنكِ تبالغين في المنافسة, ألا تعتقدين ذلك؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more