"aşağısındaki" - Translation from Turkish to Arabic

    • أسفل
        
    • اسفل
        
    • بنهاية
        
    • بآخر
        
    • بأخر
        
    • بأسفل
        
    • الشارع من
        
    O gece,sahilin aşağısındaki eve taşındım. Open Subtitles تلك الليله، إنتقلت إلى البيت أسفل الشاطئ
    Sahilin aşağısındaki gri-beyaz evdeyim. Open Subtitles أنا في الرمادي والبيت الأبيض أسفل الشاطئ
    Dört umutsuz mahkum hapishanenin aşağısındaki kayalık plajda tutuklandı. Open Subtitles أربعة سجناء ضبطوا على الشاطئ الصخرى أسفل السجن
    Dört umutsuz mahkum hapishanenin aşağısındaki kayalık plajda tutuklandı. Open Subtitles اربعه سجناء ضبطوا على الشاطئ الصخرى اسفل السجن
    Caddenin aşağısındaki bir adamdan daha fazla hastayı kurtarmak zorundayız. Open Subtitles لابد و أننا أنقذنا مرضي أكثر من الطبيب بنهاية الشارع
    Künefe yapacağını söylemişti. Ben de onu sokağın aşağısındaki Lübnanlı dükkana gönderdim. Open Subtitles أعتقد أنّها كانت تصنع الكُنافة، يطلبها بعض اللبنانيين القاطنين بآخر الشارع
    Yolun aşağısındaki son ev. Dilediğin zaman gelebilirsin. Open Subtitles آخر منزل أسفل هذه الطريق يمكنك أن تأتي حينما تريدين
    Otobüs tesisimizi inşa eden çocuk, sokağın aşağısındaki devlet okuluna gitmişti. Open Subtitles هل تعرف من هو الرجل الذي صمم حظيرة باصنا؟ لقد أتى من كليّة أهلية فقط من أسفل الشارع
    Hayır, bunu yolun aşağısındaki kasap Bay O'Callaghan'dan ödünç aldım. Open Subtitles لا، إستعرتُ هذا مِنْ السّيدِ اوكالجن الجزَّار أسفل الطريقِ.
    Nehrin aşağısındaki son sınıf pikniğimizi hatırlıyor musun? Open Subtitles تذكّرْ نزهةَ الصفِ الثانوى أسفل بالنهرِ؟
    Evet, şey, ofisiniz herhalde koridorun aşağısındaki boş olandır. Open Subtitles نعم , من المحتمل مكتبك هو ذلك الفارغ أسفل القاعة.
    Güney sahilinin aşağısındaki bir barda takılıyor. Open Subtitles إنه دائما موجود في حانة أسفل الشاطئِ الجنوبيِ.
    Yolun aşağısındaki küçük lokantayı deneyin. Open Subtitles ربما يمكنك إستخدام المطعم في أسفل الطريق
    Şu sokağın aşağısındaki Molly's denen bar. Open Subtitles هذه حانةِ الغطسِ أسفل دَعا الشارعُ مولي. نعم. نعم، نعم.
    Araba kazası olmuş hani, bikini bölgesinden aşağısındaki her şey kopmuş. Open Subtitles كما تعلم حادث سيارة مزق كل شيء أسفل خط البكيني
    Caddenin aşağısındaki rehin dükkanını kontrol ediyordum. Open Subtitles كنت اسفل المصعد اتحقق من محل الرهونات. كان عندها دقيقتان للقتل.
    Ah. Drew yolun aşağısındaki küçük parkta. Open Subtitles ـ درو في تلك الحديقة الصغيرة اسفل الطريق
    Salçaya ihtiyacım yok çünkü sokağın aşağısındaki bakkaldan domates suyu alabilirim. Open Subtitles لن أحتاج إلى شراب في إيت لأني سأشتري عصير طماط من المتجر بنهاية الشارع
    Sokağın aşağısındaki bir hotelde kurulmasına yardım ettiğim operasyon tuzağına yakalanmasın diye sevgilimi bir adamı vurmaması için durdurmaya çalıştım. Open Subtitles حاولت إيقاف حبيبي القاتل من القبض عليه في فندق بنهاية الشارع في مكيدة ساهمت في إعدادها
    Küçük bir kızın, ağladığını, sokağın aşağısındaki bir evden. Open Subtitles فتاة صغيرة تبكي في السرير بمبنىٍ بآخر المربع السكني
    Şirketin adamı, sokağın aşağısındaki kitapçıyı satın almaya karar verdi. Open Subtitles فتى الشركة قرر شراء محل الكتب بأخر الشارع
    Yolun aşağısındaki eski çiftlik sizin demi? Open Subtitles لذا أتلك المزرعة القديمة التي بأسفل الطريق لك؟
    Sanırım sokağın aşağısındaki yemek salonundan bir çift hamburgeri beleşe kopartabilirim. Open Subtitles اظن اننى يمكننى التسكع على عربه الغذاء عبر الشارع من اجل زوجين هامبرجر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more