"aşkıydı" - Translation from Turkish to Arabic

    • حب
        
    • حبّ
        
    • حُب
        
    Babanın ilk büyük aşkıydı bana yakaladığı her fırsatta hatırlattığı gibi. Open Subtitles حسنا كانت حب والدك الأول وهي تذكرني بذلك كلما رأيتها
    Asrın aşkıydı.Ama olmadı Ali Osman evliydi. Open Subtitles كان احلى قصة حب في هذا القرن لكن لم تنجح، لقد كان متزوجاً
    Annen benim hayatımın aşkıydı. O öldükten sonra bir daha asla kimseyle tanışmak istemeyeceğimi sanıyordum. Open Subtitles أمكِ كانت حب حياتي وبعد موتها لم أفكر مطلقاً
    Beni yeniden ilaçlara döndüren, aslında kanımızdaki risk aşkıydı. Open Subtitles في الحقيقة، الشيء الذي أعادني لتناول المخدرات, حبّ المخاطرة الذي يسري في دمائنا.
    Senin hayatının aşkıydı ve öldü. Open Subtitles لقد كانت حُب حياتك وقد ماتت.
    O hayatımın aşkıydı, dolayısıyla hepimizin hayatının aşkıydı. Open Subtitles هو كان حب حياتي ومع ذلك هو حب حياتنا كلنا
    Hayatımın aşkıydı ama ben fark edemeyecek kadar aptaldım. Open Subtitles لقد كانت حب حياتي , ولقد كنت غبيا و لم أدرك ذلك
    O babamın hayatının aşkıydı. Open Subtitles ما عليك فعله أن تشاهديهم معاً كانت حب حياته
    Cyclops en azından Jean Greyle oldu ki o hayatının aşkıydı..bi gecede olmadı Open Subtitles على الاقل حين خان سايكلوب جسدياً جين غري مع إيما فروست و الذي نعرف أنها حب حياته
    Herşeyden önce, Mike Susan'ın hayatının aşkıydı, ve bu, Gaby'nin de kendi aşklarını... düşünmesine sebep oldu. Open Subtitles بالنهاية فقد كان مايك حب حياة سوزان و ذلك جعل غابي تفكر بشان حب حياتها
    Hala annene aşığım. Yani, o benim hayatımın aşkıydı. Open Subtitles أنا لازلت أحب أمك، أعني أنها كانت حب حياتي، أنا لا
    İlk eşim Jerry hayatımın aşkıydı. Open Subtitles زوجي الأول جيري كان حب حياتي و عندما توفي
    Hayatımın aşkıydı o! Bu kız burada olmamın sebebidir. Open Subtitles كان حب حياتي هذه الفتاة هي سبب وجودي هنا
    Charlie Harper hayatımın aşkıydı ve muhteşem bir adamdı. Open Subtitles كان تشارلي هاربر حب حياتي و، رجل رائع رائع.
    Bunca zamandır kendime hep şunu söylüyordum, annen benim hayatımın aşkıydı diye. Open Subtitles أعتقد أني كنت أخبر نفسي طوال هذا الوقت أن والدتك هي التي كانت حب حياتي
    31 yaşındaydı ve Seattle, Washington'da yaşıyordu. Gretchen'le nişanlıydı, evlilik planları yapıyorlardı, Gretchen, onun hayatının aşkıydı. TED وكان يبلغ من العمر ٣١ عام وكان يعيش في مدينه سياتل في ولايه واشنطن وكان مخطوباً لغريتشن وكانوا على وشك الزواج. وكانت غريتشين حب حياته
    Bu bir mayıs-kasım aşkıydı Hatta mart-aralık. Open Subtitles كانت نوعا من قصة حب مايو/ نوفمبر حتى مارس / ديسمبر لو تابعتنى
    O B'yle başlayan kelime onun hayatının aşkıydı. Open Subtitles حرف الـ "بي" كان حب حياته. وعمره الآن ماذا 250 سنة ؟
    Onu tanıdığımdan itibaren nasıl biri olduğunu anladığımdan itibaren o, benim hayatımın aşkıydı. Open Subtitles إنه حبّ حياتي وحتّى الموت منذ اللحظة التي أدركت فيها وجوده من هو وكيف كان
    Fakat, gerçek şu ki, O hayatımın aşkıydı ben ise onun alışkanlığıydım. Open Subtitles في الواقع لقد كان حبّ حياتي و أنا كنتُ عادته
    Hayatının en büyük aşkıydı o. Hepsini ondan çekip aldın. Open Subtitles كان حبّ حياتها ،أخذت كل هذا وذهبت
    Hayatının aşkıydı. Open Subtitles لقد كانت حُب حياتك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more